Formsanté

Yalnız kalmaktansa…

30122013 yalnizlik1

Bu başlığı “Her türlü ilişkiye bir şans veririm” diye tamamlayanlardansanız iç sesinizi dinleyip yalnız kalma becerisi geliştirmenin vakti gelmiş olabilir.

Yalnızlık Bu kelime bekar bir kadına korkutucu gelebilirken evli, çocuklu ve çok meşgul bir kadına ise Ah nerede o günler dedirtebilir. Ama söz konusu olan ömür boyu yalnız kalmak ise birçok kişi bu durumdan korkuyor. Oysa içinde korku kelimesi geçse de bunun olumlu bir duygu olduğunu söylemek mümkün. Çünkü bu korku sayesinde insanlarla iletişime giriyor, bencillik düzeyinden sıyrılıp birlik ve birliktelik seviyesine erişebiliyoruz. Bu korku kadınlarda da erkekler de aynı oranda görülüyor ancak yalnızlık korkusu ile günübirlik ilişkilere yönelen bir erkek çapkın ilan edilirken, yalnızlığını daha kolay dile getiren ve bir ilişki istediğini cesurca söyleyen kadın kolaylıkla yalnız diye tanımlanıyor, yalnızlık korkusunun da kadınlara özgü olduğu sanılıyor. Uzman Psikolog Pelin Erbille kadınların elini ayağına dolaştırabilen, telaşla yapılan hatalı seçimlere neden olabilen yalnızlık korkusu üzerine sohbet ettik.

Uzm. Psk. Pelin Erbil, yalnız kalma isteğinin de yalnız kalmaktan korkmanın da olumlu duygular olduğunu belirtiyor ve şunları söylüyor: Yalnızlık korkusu insanın sosyalleşmesi, birliktelik seviyesine erişebilmesi için kullanılan bir motivasyon ancak bu duyguların ölçüleri var. Bu ölçü aşıldığı zaman kişi yalnız kalmamak adına kendine uygun olmayan, beklentileri ile uyuşmayan kişilerle beraber oluyor, kendine yalan bir dünya kuruyor ve o dünyada yaşıyor. Kişi bunu kendi korkuları ile baş başa kalmamak için yapıyor, bunun altında ise kendini tanımaması ve sevmemesi yatıyor.

 

Çocuklukta şekilleniyor

Yalnızlık korkusu terk edilme korkusuyla aynı uzantıda yer alıyor. Yalnız kalma becerisi çocuklukta geliştiriliyor. Anneden ayrı kalamama duygusu 8-11 ay arasında çocukta en yüksek seviyede oluyor. Anne çocuk ilişkisi güven verici ve sağlam kurulmuş ise 18inci aya doğru çocuk, annesini görmese bile onun var olduğunu, geleceğini düşünüyor. Annenin dönüşünü beklerken onu düşünerek kendini avutuyor. Psikanalistlere göre yalnızlığı kötü yaşayanlar gelişimleri sırasında bazı duygulanımlarını hazır olmadan yaşamış oluyor. Travma şeklinde anneden mecburi ayrılma, iş seyahati ya da hastanede yatma gibi nedenlerle ayrı kalma ya da annenin fiziksel olarak çocuğun yanında olsa dahi psikolojik olarak uzak olması yalnız kalma korkusunu oluşturan faktörler olabiliyor. İlerleyen yıllarda kişi yalnız kaldığında geçmişte yaşadığı ezikliklerden doğan acıyı hatırlıyor ve böyle sıkıntılı anlarda ebeveynleri ile özdeşleştirdiği dışsal kişilere başvuruyor.

 

 

30122013 yalnizlik2Kontrat gibi ilişkiler

Uzm. Psk. Erbil, Yalnız kalma korkusu ayrıca başka korkularla karşı karşıya kalmaktan korkmakla da ilgili olabiliyor. Karanlıktan, sessizlikten, kendisiyle baş başa kalmaktan veya iç dünya ile yüzleşmekten korkan kişiler yalnız kalmamak ve endişeleri azaltmak için adeta fobik bir kontrat ile birileriyle ilişki kuruyor. Bu kişinin varlığı sayesinde korkuları, istekleri veya endişeleri düşünmekten kaçıyor. Bazı durumlarda ise geçmişte yaşanan takip veya taciz edilme gibi deneyimler yalnız kalma korkusunun nedeni olabiliyor diyor.

Yalnızlık korkusunun bağlantılı olduğu bir diğer konu ise kişinin kendini sevme, tanıma ve algılama becerisi Yalnız kaldığında kendini daha çok düşünmek istemeyen, sorgulamalardan kaçınan kişi kendi kendine bir takım faaliyetlere girmek istiyor. Kitap mı okusam, televizyon mu izlesem, sokağa mı çıksam, sokağa çıksam etraf ne der? gibi karmaşalar yaşıyor ve tüm bunları yaşamamak için yine bir fobik kontrat yapmayı tercih ediyor. Bu kişilerin sosyal çevreleri çok kalabalık oluyor ve sadece karşı cinsle değil, çok çeşitli arkadaş grupları ile de iletişim kuruyor. Ancak konu bir erkek olduğunda bir de ondan beklenilen duygusal karşılık devreye giriyor. Eğer erkek kadının duygularına belli bir zaman cevap veriyorsa kadın bu ilişkinin uygun olduğuna karar veriyor, Şu an çalışmıyor ama iş bulacaktır, Çok içki içiyor ama zamanla düzelir diye kendini kandırıyor.

 

Her ilişki bir hayal kırıklığı

Yalnız kalma korkusu yaşayan kadınlar telaşla başladıkları her yeni ilişkide yeni bir hayal kırıklığına uğruyor. Ardından bu hayal kırıklığını tamir etmek amacıyla yeni bir arayışa giriyorlar. Ancak hiçbir zaman kendi içlerine dönüp bakma fırsatı bulamıyorlar. Hep karşıdakini hatalı görüyor, her biten ilişkinin sonunda Doğru kişiyi bulamıyorum deyip karşı tarafı hatalı, kendilerini mağdur olarak tanımlıyorlar. Oysa ki kendilerine uygun olmayan kişileri seçerek daha ilişkiye başlarken sonucu biliyorlar. Yalnız kalma korkuları o kadar baskın oluyor ki bir ilişki bittiğinde bilinçaltı hemen yalnız kalmamalıyım diyerek devreye giriyor ve yeniden arayışa geçiyorlar. Uzm. Psk. Erbil, kişinin kendini doğru tanıyıp daha güçlü olabilmesi için yalnız kalmayı denemesi, bir ilişkisi olmadan aylarca yaşayabilmesi gerektiğini, bunu başarabildiğini kendine kanıtladıktan sonra yeni bir ilişkiye başlamasını öneriyor.

 

 

30122013 yalnizlik3Ne yapmalı?

Yalnız kalma korkusu ile hatalı ilişkilere kucak açan kadınlara öncelikle kendileriyle baş başa kalıp farkındalık geliştirmeleri, bunun için de şu soruları sormaları öneriliyor: Nelerden hoşlanıyorum? Yalnız kalmak beni neden korkutuyor? Gerekirse profesyonel yardım da alınabileceğini belirten Uzm. Psk. Erbil, Kişi kendine çok yakın olarak gördüğü aile bireyi, akraba ya da arkadaşlarıyla zaman geçirebilir. Kendine mazeretler uydurmadan gerçekten yapmak istediği aktiviteleri yapabilir. Örneğin tek başına kahve içmeye gitmek istiyorsa, Yalnız olduğumu düşünüp bana acırlar diye düşünmeden bunu yapabilmeli. Ya da tek başıma bir müzeye gidebilmeli. Bu alışkanlığı kazanıp korkuları ile başa çıkabildiğini görüp Ben bunu başarabiliyorum diyebilmeli. Kişi kendi potansiyelini bilmediği için bu korkulara kapılıyor. Kendini bu şekilde tanıyabilmesi ise çözümün ilk adımı oluyor diyor.

 

Yalnızlıktan korkanlara öneriler

* Yalnız olma fikrinden kurtulmak kendinizi geliştirmenizi sağlar.

* Yalnız kalma korkunuzu kendinizden ve çevrenizden gizlemeyin. Gizlemek içinizdeki sıkıntıyı artırır. Duygularınızı kabullenin.

* Aileniz ve yakın arkadaşlarınız tarafından çevrelenin. Arkadaş sayısını artırmaya çabalamak yerine gerçek arkadaşlarınızla kaliteli zaman geçirin.

* Kendimi sevilen ve güzel hissetmeye ihtiyacım var düşüncesinin karşılığını en iyi sizi yakından tanıyan kişilerden alırsınız. Etrafınızdaki insanların size verdikleri enerjiden faydalanın.

* Yalnız kalabileceğiniz zamanları kendinize ayırın. Bu zamanları kendiniz için büyük bir şans olarak görün çünkü kendinizi tanıma ve keşfetme imkanınız olacak.

* Yalnız kalmanın sizin değerinizden bir şey kaybettirmeyeceğini unutmayın.

* Hafta sonu için önceden birkaç program yapın. Önerilere açık olun.

* Evde nasıl vakit geçirebileceğinizi öğrenin.

* İşinize konsantre olun.

* Bir kulübe veya derneğe, üye olun. Bu, sizin yeni kişilerle karşılaşmanıza imkan verir. Yeni bir kişiyle karşılaşamama korkusunun altında aslında karşılaşma korkusu vardır.

 

Bekarlığın tadını çıkarın

Uzun yıllar devam eden bir evlilikte, daha evliliğin ilk yıllarında iken doğru kişiyle birlikte olmadığını anlayan bir kadın sırf yalnız kalma korkusu nedeniyle ayrılmaktan kaçınabiliyor. Ekonomik özgürlüğünün olması, hatta evi maddi anlamda da ayakta tutanın kadın olması halinde bile iyi gitmeyen bir ilişkiyi yalnız kalmaya ya da dışarıdan yalnız görünmeye tercih eden kadınlar olabiliyor.

Bunun aksine bir de bekarlığı yalnızlık olan gören, bekarlığın avantajlarına odaklanmak yerine bekar günlerini kendine zehir edenler var. Uzm. Psk. Pelin Erbil, bu düşüncedeki kişilerin Hep yalnız mı olacağım? düşüncesi ile başa çıkmaya çalıştığını söylüyor. Bekar kişilerde seçme kriterlerinin yanlışlarla dolu olması, kişinin kendini seçen değil, hep seçilen olarak görmesi, belli kriterlerdeki insanları kendine layık bulmaması gibi durumlar aslında kendine uygun olmayan kişilerle ilişkiye girmesine ya da ayrılık kaygısı nedeniyle ilişkinin keyfine varamaması gibi durumlar yaşanıyor. Öte yandan bir kadının hep kadın arkadaşları ile beraber olması hem toplumsal olarak hem de kendi içsel algısında hep genç kız olarak kalmasına neden oluyor. Bu nedenle kadın sosyal anlamda da beraber olabileceği, yanında duracak bir erkek istiyor ve bekarlığın tadına varamayabiliyor.

 

30122013 yalnizlik4Yaşayanlar anlatıyor

Annemin yaptığı hataya düşmeyeceğim

Annem 65 yaşında ve çeşitli kronik hastalıklarla mücadele ediyor. Her şeyi var ama huzuru ve mutluluğu ne yazık ki yok. Çocukluğum boyunca onun mahzunluğunu fark eder ama üzerinde çok durmazdım. Birkaç yıl önce evlendim, bir kızım oldu, ikinci çocuğu düşünmeye başladım. Sanırım tüm bunları deneyimledikten sonra annem benim onu daha iyi anlayacağımı düşündü ya da artık daha fazla içinde tutmak istemedi, belki de mutsuzluğu nedeniyle af diledi, bilemiyorum; bir gün sabah kahvaltısı için ona gittiğimde sabah kahvemizi içerken birden konuya girdi. Babamla aslında severek evlendiğini, ilk yıllar her şeyin yolunda gittiğini ama zamanla yanlış bir evlilik içinde olduğunu anladığını söyledi. Gerçekten annem hep biraz mahzundu ama bizim evde hiç kavga gürültü olmazdı, herkes çok iyi anlaşıyor, geçiniyor gibi görünürdü. Bu yüzden o kadar şaşırdım ki annem başka birinin hayatından mı söz ediyor diye düşündüm. Hayır, tamamen kendini anlatıyordu. Ömrünü, başka türlüsüne alışık olmadığı için, yalnız kalmaktan korktuğu için aslında mutlu olmadığı bir evliliğin içinde sürdürmüş ve hatta her şeyi bile bile iki de çocuk doğurmuştu. Bunları ağabeyine anlatamam dedi. Benim benzer hatalar yapmamamı istedi. Yalnızlık korkusu ile mutsuz geçirilmiş bir hayat Bence kimse bunu hak etmiyor.

Nazlı, 32, İstanbul

 

Arkadaşlarım yuva kurdu, ben depresyona girdim

Ortaokul yıllarımdan beri hep bir sevgilim oldu. Bu konuda öyle başarılıydım ki tüm kızlar beni hayranlıkla izler, Nasıl oluyor da biri bitmeden ikinciye başlıyorsun? derdi. İlişkilerimi genellikle ben bitirirdim. Beni terk edecek erkek daha doğmamıştı! Sonra üniversite yılları ve ardından iş hayatı geldi. Ben yine daldan dala konmaya devam ettim. Çoğu erkek ile sevgili bile olmuyordum ama herkesi yedekte tutmak için flört ediyordum diyebilirim. Telefonlarım hiç susmazdı. Liseden, üniversiteden, yazlıktan, iş yerimden, bir önceki iş yerimden onlarca arkadaş arayıp dururdu. Her gün bir program, bir eğlence Böyle bakınca benden iyisi yok değil mi? Ancak zamanla herkes evlenmeye başladı. Geçindirmeleri gereken bir evleri, düşünmeleri gereken çocukları oldu. Etrafım ıssızlaştı. Adım adım depresyona sürüklendim. Bir uzmana gittim. Kendimi aynada görmek sarsıcı olsa da, bu daldan dala konuşların nedenlerini gördükçe, dibe vursam da kendi gerçeğimle yüzleşmeyi başardım. Artık kimseyi yalan hayatımın figüranı yapmıyorum ve yalnızlığımın tadını çıkarıyorum.

İnci, 37, İstanbul

 

Bir ilişki her zaman yalnızlığı gidermiyor

Aslında çevremdekiler tarafından sosyal biri olarak tanımlansam da özellikle tüm yakın arkadaşlarım evlenmeye ya da uzun süreli birliktelikler yaşamaya başlayınca ben de yalnızlık korkusu içine girdim. Şu an 35 yaşındayım ve benim yaşımdaki her kadın gibi Ya hiç çocuğum olmazsa?, Ya herkes evlenir ben hep yalnız kalırsam? diye paniğe kapılmaya başladım. Belki de bu nedenle yanlış ilişkiler yaşadım. Özellikle de son ilişkimde düşündüğüm tarzda olmayan, benimle çok da ortak noktası bulunmayan biriyle birlikte oldum. İlişkinin yürümeyeceğini bile bile devam etmek ise tüm yaşantınıza yansıyor. Ayrılmak istiyorsunuz fakat geçmişte yaşadığınız kısa süreli ilişkileri düşündükçe vazgeçiyorsunuz. Yalnızlık beni öylesine korkutmaya başladı ki; ayrılık kararını aldıktan sonraki ilk günlerde sudan çıkmış balığa döndüm. Evde yalnız başıma kalmak istemiyor ve sürekli olarak çevremde insanların bulunmasını istiyordum. Oysa eskiden yalnızlığı çok severdim. Özellikle ilk hafta Tek başıma ben ne yapıyordum, kimlerle görüşüyordum ya da nerelere gidiyordum? gibi çelişkilere düştüm. Fakat yaşadığım ilişkinin benden aldıklarını görmeye başladıkça yalnızlıkla aramdaki eski dostluk tekrar eski halini almaya başladı. Tek başıma kalmanın, kitap okumanın ya da kendime özel yemekler yapmanın tadına varmaya başladım. İstediğiniz zamanda, istediğiniz şeyi yapmak kadar özgür olmak gibisi yok!

Yalnızlığımı çok seviyorum!

Şimdi şunu düşünüyorum; yalnızım ve yalnızlığımı gerçekten çok seviyorum. Eğer bir gün biri hayatıma girecek olursa yalnızlığıma da saygı göstermeli. Çünkü bu hayat benim. Evlendiler diye paniğe kapıldığım arkadaşlarımdan bazıları ilişkilerinin kötü gittiğinden, bazıları çocuklarının derdinden bahsediyor ve gözlerinde Keşke ben de biraz yalnız kalsam isteğini gördükçe kendimle ve güçlü duruşumla gurur duyuyorum. Hayatınızda biri olması yalnız kalmayacağınız anlamına gelmiyor. Siz hiç hazırlık yapmadan o sizi bırakıp gittiğinde yine tek dostunuzun kendiniz ve yalnızlığınız olduğunu unutmayın. Ben unutmuştum ve şu an hatırladığım için mutluyum. Evet, günübirlik ilişkiler yaşamak önerilecek bir yaşam tarzı değil, kabul ediyorum ama bazen birlikteyken sizin değerinizi unutan bir erkekle olmaktansa birkaç saatliğine bir erkeğin hayatının kadını olduğunuzu hissetmek çok daha güzel!

Banu, 35, İzmir

 

Yaprak ÇETİNKAYA

Formsanté Dergisi Aralık 2013 sayısı

Exit mobile version