Formsanté

Burun estetiğinde ikinci şans Sekonder Rinoplasti

ocak-2012-saglik-2-resim-1

Daha iyi nefes almak ve daha güzel görünmek için göze aldığınız burun ameliyatı bazen hayallerinizin gerçekleşmesine yetmiyor, hatta ortaya çıkan sonuç ‘Eski burnum daha güzeldi’ dedirtiyor. Rekonstrüktif Cerrahi, bu aşamada devreye girerek ikinci bir ameliyatla hataları telafi edebiliyor.

Buruna şekil verme ameliyatı anlamına gelen ‘rinoplasti’, doğuştan, travmatik veya hormonal etkilerle ortaya çıkan fonksiyon bozukluklarını ve estetik sorunları ortadan kaldırmak için uygulanıyor. Ancak bu ameliyat her zaman mutlu sonla bitmiyor. Bayındır İçerenköy Hastanesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi ve El Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ali Rıza Erçöçen, ilk ameliyatın sonunda hastanın beklentilerini karşılamayan, daha kötü bir görünüme yol açan ve nefes alma problemini ağırlaştıran bir durum ile karşılaşma oranının azımsanmayacak düzeyde olduğunu söylüyor. Sonucun bazı durumlarda, kişinin toplum içine çıkmasını dahi engelleyebildiğini belirten Prof. Dr. Erçöçen, komplikasyonların ve deformitelerin düzeltilmesi için uygulanan Sekonder (İkincil) Rinoplasti hakkındaki sorularımızı yanıtladı.

Sekonder Rinoplasti nedir?
Primer Rinoplasti, buruna fonksiyonel ve estetik amaçla şekil vermeyi hedefleyen bir ameliyat ancak bazen hastaya ait nedenler ya da teknik hatalar sonucunda yapılan düzeltici işleme Sekonder Rinoplasti deniliyor. Bu kavramın, Primer Rinoplasti’yi yapan cerrahın ortaya çıkan teknik hataları düzeltmesi anlamına gelen Revizyon Rinoplastisi ile karıştırılmaması gerekiyor. Uygulama, başka bir cerrah tarafından yapıldığında Sekonder Rinoplasti adını alıyor.

Sekonder Rinoplasti’ye hangi durumlarda ihtiyaç duyuluyor?
Hastalar hem nefes alma problemlerinin giderilmesi hem de görünümün düzeltilmesi için hekime başvuruyor. Ancak bazen hastanın beklentisi ile ortaya çıkan sonuç örtüşmeyebiliyor. Teknik açıdan bakıldığında ise vakaların yüzde 80’inde burundaki kemik ve kıkırdak yapılarının aşırı çıkartıldığı, yüzde 15’inde bu yapıların yetersiz çıkartıldığı, yüzde 5’inde ise kemik ve kıkırdak yapıların birbirleriyle ilişkisinin yani bütünlüğün bozulduğu görülüyor.

Bu ihtiyacın önüne geçmenin yolu nedir?
Hastalar işlemin kısa olmasını, sürecin sorunlu olmamasını, maliyetin düşük olmasını istiyorlar ve fazla araştırma yapmadan, hekimin yeterli tecrübesi olup olmadığını iyice öğrenmeden hemen ameliyata karar verebiliyorlar. Ancak ameliyattan sonra ortaya çıkan tablo hayal kırıklığı yaratabiliyor. Özellikle kadın hastalarımız için şu örneği vermek istiyorum: Bir ayakkabı almak için nasıl onlarca dükkan gezip birçok model deniyorsanız burun ameliyatını gerçekleştirecek cerrahı seçerken de en az o kadar seçici olunması, mümkünse birkaç hekimden görüş alınması ve hekimin tecrübesinden emin olmak gerekiyor. Çünkü sonuçta satın aldığınız ayakkabıyı günler sonra iade edebiliyorsunuz ancak burun ameliyatının geri dönüşü bu kadar kolay olmuyor.

Sekonder Rinoplasti, ilk ameliyattan en az ne kadar sonra uygulanabiliyor?
İdeal olan bir yıl sonra uygulanmasıdır. Ancak hastalar ilk müdahaleden sonraki bir ay içinde bir problem fark ettiklerinde hemen doktorunun hatta bir başka doktorun kapısını çalıp hataların düzeltilmesini istiyorlar. Bu aşamada aceleci olmamak ve ani karar vermemek gerekiyor. Buruna yapılan müdahale sonucunda orada oluşan yaranın iyileşme süreci yaklaşık olarak bir yıldır. Bu sürenin sonunda problemlerin ortaya çıkarılıp, Sekonder Rinoplasti’nin ona göre uygulanması gerekiyor. Devamı diğer sayfada


Hangi cerrahi yöntem kullanılıyor?
Hasta odaklı düşünmek ve buna göre karar vermek gerekiyor. Özellikle burun ucunda düzeltici işlem, kıkırdak ilavesi ve dikişlerle düzeltme gerekiyorsa açık cerrahi kaçınılmaz oluyor. Daha çok burun sırtı ve gövdede sorun varsa kapalı cerrahiyi tercih etmek gerekiyor. Keskin bir sınır olmamakla birlikte yüzde 70-80 oranında açık ameliyat yapıyoruz, çünkü bütün yapıları görmemiz ve ne kadar dokuya ihtiyacımız olduğunu bilmemiz gerekiyor.

Kaybedilen dokular nasıl tamamlanıyor?
Daha önce belirttiğimiz gibi Sekonder Rinoplasti gerektiren vakaların yüzde 80’inde aşırı çıkarma görülüyor ve doku takviyesi gerekiyor. Bunun için burnun orta bölümündeki kıkırdak ve kemik yapılarını kullanıyoruz. Burada yeterli doku yoksa kulak, kaburga ya da özellikle gençlerde leğen kemiğinin kıkırdak kısmı kullanılarak buruna yeniden form kazandırılabiliyor. Buradan da anlaşıldığı üzere ilk ameliyat başarısız olduğunda sadece maddi değil, fiziksel bedel de daha ağır oluyor. 

Kıkırdak yerine yapay doku kullanılabiliyor mu?
Yapay dokunun yanı sıra diğer canlılardan alınmış dokular da kullanılabiliyor. Kişisel olarak yüzde 10 oranında görülen yabancı cisim reaksiyonu nedeniyle yabancı cisim kullanılmasını tercih etmiyorum. Ancak bazı hastalar vücutlarının söz konusu bölümlerinde iz oluşmasını ya da ilave ameliyat olmak istemedikleri için yapay dokuyu tercih edebiliyor.

İyileşme süreci farklılık gösteriyor mu?
Primer Rinoplasti’de ilk üç aydan sonra burun şeklini alıyor ve bir yıl içinde diğer yapılar iyileşiyor. Sekonder Rinoplasti’de ise ameliyat sonrası ödem, kanama, sızıntı, ilave doku alınan sahada ortaya çıkabilecek sıkıntılar açısından burnun şeklini alması için gereken ilk aşama birkaç hafta daha uzayabiliyor.

Sekonder Rinoplasti uygulanamayacak vakalar var mı?
Rekonstrüktif yani ‘yeniden onarım’ bakış açısı ile böyle bir durum söz konusu değil ve her durumda mutlaka bir çözüm var. Ancak Bedensel Algı Bozukluğu bulunan ve düzeltmeyi yaptığınız halde tatmin olmayan hasta grubunda uygulamayı sınırlandırmak gerekebiliyor.

Sonuçtan mutlu olunması garanti edilebilir mi?
Değerlendirilmesi kişiden kişiye değişebileceği için hiçbir şey garanti değildir. Ancak hastalara mutlaka mevcut halinden daha iyi olacağı ifade ediliyor. Amaç, hastanın ameliyat olduğu imajını ortadan kaldırmak ve doğal görünüm kazandırmak. İlk ameliyatta hızla karar veren hastalar ikincisinde çok seçici oluyor, endişe duyuyor ama ameliyat eğer tecrübeli bir cerrah tarafından yapılacaksa endişe etmeye gerek kalmıyor.

İKİNCİ AMELİYATA GEREK DUYMAMAK İÇİN ULAŞILMASI GEREKEN HEDEFLER
1. Mevcut yapılara zarar vermemek, kıkırdak kemik yapıları maksimum korumak.
2. Burun tıkanıklığını gidermek.
3. Ameliyat edilmemiş hissi veren bir doğal burun şekli sağlamak.
4. Gerçekçi olmak, çok aceleci ve çok abartılı plan yapmamak.
5. Hastanın beklentileri ile cerrahın yapabileceklerinin örtüşmesini sağlamak.
6. Etnik anatomik farklılıklara dikkat etmek.
7. Sadece buruna değil, yüze hatta vücuda odaklanarak bütüncül yaklaşmak.

Yaprak Çetinkaya

Formsanté Dergisi Ocak 2012 Sayısı

Exit mobile version