Formsanté

Diyetisyenler kilolarla nasıl savaşıyor?

subat-2012-gorus-resim-1

Herkes gibi onlar da seyahatlerde ya da sosyal ortamlarda yemek kaçamakları yapıyor, çok sevdikleri bazı yiyeceklerden vazgeçmekte zorlanıyorlar. Peki her zaman formda kalmayı nasıl başarıyorlar? Bu soruyu uzman diyetisyenlere sorduk, onlar da dürüstçe cevapladı.

Beslenme ve diyet uzmanları, danışanlarına sağlıklı beslenme konusunda rehberlik ediyor, hangi gıdayı ne zaman, nasıl ve hangi miktarlarda tüketeceklerinin reçetesini veriyor. Sağlıklı bir kişinin gerekli motivasyonu sağlayıp doğru beslenmesi halinde kilo vermemesi imkansız… Ancak işin bir de verilen kiloları koruma bölümü var ki birçok kişi için kilo vermekten daha zor oluyor. Meslekleri gereği daima formda olmaya özen gösteren beslenme uzmanları hiç mi tatlı yemiyor? Zaman zaman tartıya çıktıklarında hiç mi moralleri bozulmuyor? Bu yazıda uzmanların diyet itiraflarını okumak moralinizi düzeltecek, acil önlem planları size rehber olacak.

subat-2012-gorus-resim-2Beslenme ve Diyet Uzmanı
BANU KAZANÇ

“Özel bir diyet uygulamasam da sağlıklı ve dengeli bir beslenme programım olduğunu söyleyebilirim. Ancak zaman zaman benim de ipin ucunu kaçırdığım, üst üste kıramadığım davetlere katıldığım oluyor. Belli dönemlerde beni mutlu eden yiyeceklere, özellikle bitter çikolataya aşırı düşkünlük yaşıyorum. İtiraf etmeliyim ki diyet kola ve kahve tüketiminde ise danışanlarıma koyduğum sınırları aşıyorum. Kontrolü kaçırdığım noktada ise önlemimi derhal alıyorum. Kilonun yerleşmesine, yağ olarak birikmesine izin vermeden su tüketimimi ve aldığım protein miktarını arttırarak metabolizmamı hızlandırıyor, fiziksel olarak ise daha aktif olmaya çalışıyorum.
Pazar kahvaltımdan vazgeçmem
Favori besinlerim var; yumurta, süt ve muz öncelikli tercihlerim oluyor. Akşam öğünlerim için ise ton balıklı kocaman bir tabak salata hazırlıyorum. Haftada iki gün ise öğle öğününde tahıllı veya baklagil ilave ettiğim bir salata veya fesleğen ve domates soslu bir tabak makarna yiyorum. Mantar, tavuk ve hindi gibi beyaz etleri daha sık tüketiyorum. Beslenmemde ara sıra da olsa yağsız kırmızı ete de yer veriyorum. Hazırlaması kolay olduğu için haftada iki gün soframda ızgara somon balığı oluyor. Akşam yemeğinde haşlanmış sebzelerle yoğurdu da tercih ediyorum. Pazar sabahları mükemmel bir kahvaltı yaptığımı söyleyebilirim; yumurta ve zeytin ile 1 tatlı kaşığı bal ve tereyağ sürdüğüm tam buğday ekmeğimden asla ödün vermiyorum. Gün içinde özellikle öğleden sonra enerjimin azalmaması ve kan şekerimin düşmesi için çantamda ise daima 2-3 kayısı ve birkaç ceviz mutlaka oluyor. Masamdan su şişemi hiç eksik etmiyorum.”

subat-2012-gorus-resim-3Beslenme ve Diyet Uzmanı
CANAN AKSOY

“Diyetisyen olmak ne yazık ki fazla kilolara bağışıklık kazanmanızı sağlamıyor. İnsanoğlu doğası gereği hayatının bazı dönemlerinde –özellikle gebelik, hormonal değişimler, yaşın ilerlemesi ya da daha yaygın olarak tatil ve hastalık sonrası – istenmeyen kilo artışı ile karşı karşıya kalabiliyor. Her insanda olduğu gibi ben de kilo artışları yaşadım, halen yaşıyorum, gelecekte de yaşayabileceğimi biliyorum. Kimi yoğun dönemlerde bir gün içinde 15-20 hasta ile görüşme yaparken bırakın ara öğünleri, ana öğünleri bile kaçırıp, akşamları normalin üstünde atıştırmalar yapabiliyorum. Elbette tüm yaşıtlarımda olduğu gibi vücudum, artık 20’li yaşlarda olmadığımı hatırlatıyor. Tatillerde ben de ölçüyü kaçırabiliyor, kilo alabiliyorum. Bu durumda kendi yaşantıma döndüğümde sürdürdüğüm beslenme düzenini biraz azaltıp, aktivitemi biraz artırıyorum.
Ben de diyetisyene gittim
30’lu yaşlarımın başında yaşadığım bir hormonal problemin sonrasında kilo aldığımda güvendiğim bir diyetisyen arkadaşımdan yardım istedim çünkü bir başkası tarafından denetlenmek insanın motivasyonunu artırıyor. Bunun dışında da kısa dönemli kilo alışlarda beslenmemde yaptığım lükslerden vazgeçiyorum. Örneğin ikindi öğününde arada bir yediğim çikolatanın yerini kuru meyveyle değiştiriyorum ya da akşam yemeğinden sonra zevkle yediğim meyve porsiyonlarını biraz küçültüyorum. Bunun yanı sıra egzersiz miktarımı biraz artırıyorum. Yaşlanmanın getirdiği kiloya karşıysa öncelikle iyi bir kilo takibi ve buna uyumlanacak yeni bir beslenme düzeni benimsemek gerekiyor.” Devamı diğer sayfada

subat-2012-gorus-resim-4Uzman Diyetisyen
SELAHATTİN DÖNMEZ

“Son 15 yıldır kilomda sadece artı-eksi 1 kilogram oynadığını gözlemliyorum. Seyahatlerimde, yaz tatillerimde ve özel günlerde yediklerimin porsiyonlarına oldukça dikkat ediyorum. Beslenmemde çeşitliliğe ve dengeye bağlı kalarak özgürce yemek yediğim için hem strese bağlı yemeğe yönelme hem de kan biyokimyamda bir bozulma olmuyor. Bunun için her 6 ayda bir nütrisyonel biyokimya dediğimiz beslenme durumunu belirten kan tahlillerimi mutlaka yaptırıyorum. Beslenmemdeki denge ve çeşitliliği porsiyon kontrolü ile sağlamanın yanında düzenli spor yapmayı da ihmal etmiyorum. Haftada üç kere ağırlık antrenmanı ve ardından kardiyo; haftada bir kere de sadece kardiyo yapıyorum. Yoğun dönemlerde de nerede olursam olayım; ister doğada ister spor salonunda spor yaparak stres atıyorum.
Restoranda istediğimi yiyorum
İşte bu şekilde sürdürülen hayatta kalıcı kilo verme sağlanıyor ve yediğiniz yiyeceklerin arada sırada miktarının artması yağlanmanıza neden olmuyor. İş ve sosyal hayata bağlı olarak sık sık restorana gidiyorum ve bugüne kadar hiçbir zaman ‘şunu yemem’ demedim, hastalarıma da dedirtmedim. Böyle günlerde gün boyunca mutlaka sabah ve öğle olmak üzere 2 hafif ana öğün yapıyor, akşam bulunduğum ortama adapte oluyorum. Ertesi gün tartıldığımda rakamın hiç değişmediğini görüyorum.”

subat-2012-gorus-resim-5Beslenme ve Diyet Uzmanı
GİZEM KESERVURAN

“Beslenme uzmanı olarak ben, aslında tüm danışanlarıma doğru besin seçimi konusunda rehberlik ediyorum. Tabi ki ben de herkes gibi yiyorum. Çoğu bireyden farklı olarak yaptığım ise yemek yiyeceğim, mönüden yemek seçeceğim zaman 4-5 saniye durup şöyle düşünmek; ‘Bugün hangi gıdamı eksik aldım, aşçı bu yemeği pişirirken hangi malzemeleri kullanmıştır?’ Böylece kilo kontrolümü; rahat bir şekilde sağlayabiliyorum. Aralıklı beslenme, yeterli su tüketimi, doğru saatte doğru besin seçimi beslenme alışkanlıklarımın temelini oluşturuyor.
Çikolatayı fazla kaçırırsam merdiven kullanıyorum
Kilo aldığımı hissettiğim veya bir önceki gün gereğinden fazla yediğimi düşündüğüm zamanların ertesinde mutlaka güzel bir kahvaltı ediyorum. Ardından bir demet maydanoz, 3 fincan yeşil çay ve mutlaka 3 litre suyu gün içine yayarak tüketiyorum. Haftada dört gün egzersiz yapıyorum. Eğer spor salonuna gidemediysem, fırsat yaratıp geç saatte hafif tempolu yürüyüşler yapıyorum. Vücudun temel enerji kaynağı karbonhidrat, beynin tek enerji kaynağı ise glukoz. Bu nedenle ekmeği kesmiyor, gün içindeki öğünlerde yiyorum. Akşam öğünümü ızgara balık eti, yağsız bol yeşillikli salata veya bir kase sebze çorbası, 1 kase az yağlı yoğurt gibi daha yalın yiyeceklerle tamamlıyorum. Mutlaka ara öğünlerime devam ediyorum ve kesinlikle öğün atlamıyorum. Çok sevdiğim bademli veya kahve çekirdekli çikolatalı drajelere dayanamadığımı itiraf etmeliyim. Bunları çok yediğim zaman mutlaka hareketimi artırıyorum, merdiven inerken asansör kullanmıyorum.” Devamı diğer sayfada

subat-2012-gorus-resim-6Uzman Diyetisyen
E. YASEMİN SANCAK

“Bir beslenme uzmanı olarak formum ve kilom danışanlarım tarafından takip ediliyor, ekrandaki görüntüm veya yazılı basındaki fotoğraflarım değerlendiriliyor. Danışanlarım diyetisyenin kilolu olmasının güven vermediğini ve benim ince olmamın onlar için önemli olduğunu aktarıyorlar. Beslenme alışkanlıklarım ve tercihlerim gittiğim her ortamda inceleniyor, örnek alınıyor ve mutlaka üzerinde yorum yapılıyor. Bu durumun beni zorlayıp zorlamadığı soruluyor. Hep diyet yapıp yapmadığım ya da sağlıklı beslenme takıntım olup olmadığı merak ediliyor. Hayatımın hiçbir döneminde sağlık problemlerim nedeniyle dönemsel olarak artmış 3 kilodan fazla kilo vermem gerekmedi. Ben bunu, kilo koruma programında takip ettiğim danışanlarım gibi sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizle başarıyorum.
Mucize formüller aramaya gerek yok
Bütün bunlara rağmen eğer fizyolojik veya psikolojik sebeplerle kilo almış olsaydım yeterli ve dengeli beslenme kurallarını uygular ama yasaklarla kendimi cezalandırmaz ve toplumdan soyutlamazdım. Mucize formül olmadığını kabul edip, şok diyet, ilaç, bitki, kür, besin desteği vb. kullanmazdım. Kilo almama neden olduğunu düşündüğüm beslenme alışkanlıklarımdaki değişiklikleri ve hataları takip edebilmek için tüm yediklerimi yazarak değerlendirirdim. Optimal Beslenme için daha az yağlı ve daha az şekerli beslenir, tam tahıllı karbonhidratlara yönelir, günde 7-9 porsiyon meyve-sebze tüketimine, ara öğün alışkanlığına dikkat eder ve günde 2-2,5 litre su tüketimine dikkat ederdim. Haftada 5 gün 30-45 dk yürüyüş veya yüzme gibi bir egzersizi de ekleyerek bu problemi çözerdim.”

subat-2012-gorus-resim-7Uzman Diyetisyen
PINAR KURAL ENÇ

“Aslında birçoğumuz kilo korumanın, kilo vermekten daha zor olduğunu birkaç kez deneyimlemişizdir. Kiloyu koruma konusunda yetersiz kalınması, iki temel nedene bağlanıyor. Birincisi; gerçekçi olmayan ve ulaşılamaz kilo hedefleri belirlenmesi, ikincisi ise zayıflama programında kazanılan olumlu beslenme alışkanlıklarını devam ettirememek ve program süresince yapılan aktiviteleri bırakmak. Tekrar kilo almamak için yine mi diyet yapmak gerekiyor? Hayır, tabii ki istediğimiz, sevdiğimiz, keyif aldığımız besinleri tüketebiliriz ancak kilo almak istemiyorsak harcanan enerji ile alınan enerjiyi dengede tutmamız gerekiyor. Ben de özel hayatımda bu dengeyi koruyarak kilo almanın önüne geçiyorum.
Daha çok sıvı daha çok hareket
Kilo almaya başlandığımı fark ettğimde acil önlem olarak, günlük sıvı tüketimimi mutlaka artırıyor, ödem atabileceğim bitki çaylarını daha fazla içmeye çalışıyorum. Aktivitem eskisine göre azaldıysa, günde 15 dakika daha fazla aktivite yapmaya çalışıyorum. Porsiyonlarımı küçültüyor ve metabolizmamı hızlandırmak için ara öğünlerimi kesinlikle atlamıyorum. Ana öğünlerimden birine hemen ızgara içerikli bir salata ekliyorum. Tatlı isteğimi; ara öğünde bir bardak yağsız sıcak süte bir dal tarçın çubuğu ekleyerek ve yanında tahıllı bir iki kurabiye yiyerek bastırıyorum.”

Yaprak ÇETİNKAYA

Formsante Dergisi Şubat 2012 Sayısı

Exit mobile version