Formsanté

“Galatasaray’a gelerek ilk hayalimi gerçekleştirdim”

ocak-2013-spor-resim-1

 2013 CEV Champions League’de mücadele eden Galatasaray Daikin Bayan Voleybol Takımı’nın geçtiğimiz sezon transferlerinden başarılı orta oyuncusu Özge Nur Yurtdagülen ile Fransa’da kazandıkları zafer sonrasında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Galatasaray Daikin Bayan Voleybol Takımı, geçtiğimiz ay 2013 CEV Champions League C Grubu’nun son maçında, ASPTT Mulhouse ile deplasmanda karşılaştı. Biz de formsanté olarak voleybolcularımızı desteklemek üzere maçta hazır bulunduk.
Takıma sponsor olan Daikin firmasının Genel Müdür Yardımcısı Tuna Gülenç de voleybolda son yıllarda elde edilen başarıların onlara ilham verdiğini anlattı. Türk voleybolunun desteklenmesi gerektiğine yürekten inanan Gülenç, Galatasaray Daikin’in başarılarının özellikle kız çocukları için rol model olacağına, aileler için ise teşvik edici bir etki yaratacağına gönülden inandıklarını belirtti. Müsabakadan 3-0 galip ayrılıp, bu sonuçla grup aşamasını lider olarak tamamlayan takımın en genç oyuncularından Özge Nur Yurtdagülen ile konuştuk. Özge Nur, 11 yaşında başladığı voleybol kariyerini ve profesyonel kadın sporcu olmanın nasıl bir şey olduğunu formsanté okurları için anlattı.

Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
1993 doğumluyum. İlkokul dördüncü sınıfta başladım voleybol oynamaya. Okuduğum okulda amcam müdürdü ve voleybol seçmelerinde benim yaş grubum olmamasına rağmen ısrar etti oynamam konusunda. 11 yaşından itibaren voleybol oynuyorum.

Unutamadığınız bir maç var mı o yaşlarınızdan?
İlk defa Türkiye Şampiyonası’na gittiğim zaman kendimden büyüklerle oynamıştım. Çok güzel bir duyguydu, hiç unutamıyorum.

Profesyonel voleybol hayatına hangi takımda başladınız?
2004 yılında Yeşilyurt Spor Kulübü’nde başladım. Sekiz seneye yakın orada oynadıktan sonra geçtiğimiz yılın başında Galatasaray’a transfer oldum. Son üç yıldır da A Takımı’nda oynuyorum.

Voleybol oynamak bir insanın hayatına ne katar?
Dışarıda ne yaşarsanız yaşayın, sahaya girdiğiniz anda hiçbir şey aklınızda kalmıyor. Sadece maçı düşündüğünüz zaman bu başarıyı da beraberinde getiriyor. Takım oyunu, insanın karakterine çok şey katıyor. Sizi hem olgunlaştırıyor hem de topluma daha yararlı bir birey haline getiriyor. Kendinden önce takım arkadaşını düşünmeye başlamak bence hayatta en önemli erdemlerden biri.

Profesyonel bir sporcu olmak nasıl bir şey?
Profesyonel sporcu olmak, hele ki Galatasaray gibi büyük bir kulüpte oynamak çok güzel bir his. Taraftarla bütünleşip, onların arkanızda olduğunu hissetmek de güzel. Tabii Türkiye’de yaşıyoruz, dolayısıyla rakip takımın taraftarları da var işin içinde. Sosyal medyada yazdıklarımıza kadar bazı şeylere dikkat etmek zorundayız.

Devamı diğer sayfada

ocak-2013-spor-resim-2Şu an Avrupa’dayız, Türkiye’de de maçlarınız var. Yoğun bir programınız mı var?
Haftada iki gün maçımız var; ne zaman tatil yapıp ne zaman antrenman yapacağımız genellikle belli olmaz. Antrenörümüz bir gün tatil vermeye çalışıyor ama işin içine yolculuk girince bazen onu da yapamıyoruz.

Peki bu yoğun tempoda beslenmenizde nelere dikkat ediyorsunuz?
Şu anda yoğun bir dönem yaşıyoruz. Çok fazla efor harcadığımız için protein ağırlıklı beslenmemiz gerekiyor. Nasıl besleniyorsunuz?
Bir sporcu için kötü bir şey ama ben kırmızı et yiyemiyordum. Bu yıl ızgaralarla yeni yeni aşmaya başladım. Maçların yoğun olduğu dönemde protein ağırlıklı beslenmemiz gerekiyor. Maç sabahları mutlaka yumurta, beyaz peynir, kaşar peyniri ve ekmek tüketiyorum. Hem sabah hem de antrenman aralarında tahin-pekmez yiyorum; üstelik çok severim.

Peki yemek yerken kalori hesabı yapar mısınız?
Ben yapmıyorum açıkçası. Kalorilerle hiç alakam yok.

Tüm kas gruplarımızı çalıştırıyoruz ama özellikle sırt, bacak ve karın kaslarına ağırlık veriyoruz. Sıçrama yaparken karın ve sırt kasları, stabilizasyonumuz açısından önem taşıyor.

Karbonhidratı ne zaman tüketiyorsunuz?
Maç öncesi mutlaka tüketiyoruz. Pilavdan ziyade yağsız makarna inanılmaz enerji veriyor. Sürekli spor yaptığım için hamur işlerini de çok kolay tüketebiliyorum. Bir de maç öncesi kahve içmek iyi geliyor. Müzik dinleyerek, tek başıma maça konsantre olmayı seviyorum.

Maçlarda sürekli seyirci önündesiniz, güzellik ve bakım ihtiyaçlarınızı nasıl hallediyorsunuz?
Sadece seyirci önünde değil insan aynaya baktığında güzel hissetmek istiyor. Hem stresten hem de çikolata bağımlısı olduğum için şu an inanılmaz sivilce problemi yaşıyorum. Fırsatını bulursam cilt bakımına gidiyorum.

ocak-2013-spor-resim-3Voleybolcuların basketbolculara göre daha kadınsı fiziği oluyor değil mi?
Kesinlikle öyle, bu açıdan şanslıyız.

Voleybolcular en çok hangi kaslarını çalıştırıyor?
Tüm kas gruplarımızı çalıştırıyoruz ama özellikle sırt, bacak ve karın kaslarına ağırlık veriyoruz. Sıçrama yaparken karın ve sırt kasları, stabilizasyonumuz açısından önem taşıyor.

Modayı takip eder misiniz?
Sürekli eşofmanlarla gezdiğimiz için özellikle tatil günlerinde daha farklı, şık ve özenli giyiniyorum.

Boş günlerinizde neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Ailem antrenman yaptığımız salona uzak oturduğu için kulüp evinde kalıyorum. İzin günlerimde annem ve babamın yanına gidiyorum. Evde kaldığım zamanlarda yemek yapmaktan çok hoşlanıyorum.

Sizin için kazanmak ve kaybetmek ne anlama geliyor?
Kaybetmek hayal kırıklığı, kazanmaksa her şey…

Başarınızın sırrı nedir?
Kurduğum tüm hayaller gerçek oldu. Bence işe kesinlikle hayal kurarak ve de hedefleri yüksek tutarak başlamak gerekiyor. Kurduğunuz hayale inanmalısınız. Galatasaray’da oynayarak ilk hayalimi gerçekleştirdim.

Sonrası için hayaliniz nedir?
Öncelikle dört yıl sonra kendimi Rio’da gerçekleşecek olimpiyatlarda görmek istiyorum. Her sabah uyandığımda kendime “Haydi Özge, Rio için!” diyerek motive oluyorum. Sonrası için A Milli Takım’da değişmez bir oyuncu olmak istiyorum.

Deran ÇETİNSARAÇ

Formsanté Dergisi Ocak 2013 Sayısı

Exit mobile version