Bu kış birçoğumuz en az bir kez bu yedi günlük deneyimi yaşayacağız. İlk yapmamız gereken korunmak… Ama virüs vücuda girdiyse yapılacak tek şey onu daha yakından tanımak…
1. gün
Grip geçiren iş arkadaşınız tam olarak iyileşmeden ofise döndü ve siz de grip virüsü ile tanıştınız. Onun yaydığı grip virüsünün dikenli yüzeyi solunum hücrelerinizin kilidini açan kimyasal bir anahtar gibi görev yaptı ve solunum hücrenizin üretken mekanizmasını gasp etti, enfekte ettiği hücrenin içinde çoğalmaya başladı.
2. gün
Vücudunuz ağrıyor, boğazınızda batma hissi var ve sanki ateşiniz yükseliyor. Grip virüsü hücreleri etkilemeye başladı. Dış görüntüde grip virüsü solunum hücrelerine yapışıp, onun etrafını kaplarken, içeride virüs hücreye tamamen yerleşti. İlk hücrenin enfekte olmasından itibaren 24 saat içinde trilyonlarca yeni virüs vücuda yerleşti.
3. gün
Grip tüm gücüyle çalışıyor, ateşiniz var, vücudunuz, boğazınız ve başınız ağrıyor, bitkinsiniz. Yeni virüs hücreleri de oluşup tamamlandıktan sonra enfekte olmuş hücrelerin yüzeyinden itibaren tekrar çalışmaya başladı. İlk virüsün vücuda girmesinden 48 saat sonra virüsler solunum hücrelerini yenilgiye uğratıyor. Hissettiğiniz belirtiler artık daha şiddetli çünkü bağışıklık sisteminiz ile virüsler arasında büyük bir savaş başladı.
4. gün
Belirtiler devam ediyor; ateş, titreme, vücut ve baş ağrısı, bitkinlik ile kuru ve geçmeyen öksürük. Vücut virüsü tanıdıktan sonra beyaz kan hücresi olan T hücrelerinin dahil olduğu karmaşık bir yanıt vermeye ve virüsü etkisiz hale getirmek için çalışmaya başladı.
5.-7. günler
Belirtiler azalıyor, ateşiniz düşüyor, baş ve vücut ağrısı kayboluyor. Hala yorgunsunuz ve öksürüyorsunuz. Bu durum bir hafta daha devam edebilir. Akıntının yönü değişti. Artık güçlü olan taraf bağışıklık sisteminiz… Beyaz kan hücreleri diğer bağışıklık sistemi hücrelerini de yanlarına alarak savaşını sürdürüyor, ekip önüne çıkan istilacı virüsleri, bakterileri ve ölü hücreleri yok ediyor.
BELİRTİLER NASIL ORTAYA ÇIKIYOR?
ATEŞ
Virüs, ateşi yükselten pirojen maddesinin kana karışmasını tetikliyor. Bu kimyasal vücudun termostatı olan hipotalamustaki üşüme duyusu nöronlarını çalıştırıyor. Bunun üzerine hipotalamus vücut ısısını artırıyor ve böylece enfeksiyon ile savaşan beyaz kan hücrelerinin aktivitesini artırıyor, ısıya karşı hassas olan istilacı virüsleri de engellemiş oluyor.
BAŞ AĞRISI
Vücudun enfeksiyona karşı cevabı arttıkça baş bölgesinde bulunan damarlar genişliyor, başın içindeki sinir uçlarını irite ediyor. Ateş arttıkça, nabız da yükseliyor ve vücuda daha fazla kan pompalanıyor. Bölgeye daha fazla kan hücum etmesi zonklayıcı tipteki baş ağrısını artırıyor.
KIZARAN GÖZLER
Burun ve gözlerin mukozası birbiri ile bağlantılı olduğu için ikisi de enfeksiyondan etkileniyor. Gözdeki kan damarları genişliyor. Bu durum ise kızarıklığa, yanmaya ve ışığa karşı hassasiyete neden oluyor.
BURUN TIKANIKLIĞI
Mukoza zarındaki damarların genişlemesi sonucu burun tıkanıyor. Virüslerle savaşan beyaz kan hücreleri bu bölgeye akın ediyor ve sonuçta bir yandan tıkalı bir yandan da sürekli akan bir burun yaşam konforumuzu yok ediyor.
ÖKSÜRÜK
Solunumu ilgilendiren bölgedeki enflamasyon ve burundaki mukusun içeride oluşturduğu akıntı boğazı tahriş ediyor, öksürme refleksini tetikliyor. Ortaya, gribin bilinen belirtilerinden biri olan kuru öksürük çıkıyor. Eğer öksürük balgamlı hale geldiyse bronşit ya da zatürre gibi ikincil bir enfeksiyondan şüphe etmek gerekiyor.
BOĞAZ AĞRISI
Virüslerin üst solunum yoluna saldırması sonucu boğaz bölgesindeki dokular enfekte oluyor ve bunun sonucunda boğaz ağrısı ve yutkunma güçlüğü ortaya çıkıyor.
HALSİZLİK
Tüm enerji bağışıklık sisteminin virüslerle savaşması için kullanılınca sizin de kolunuzu kaldıracak haliniz kalmıyor. Sistemin daha iyi çalışabilmesi için bu dönemde dinlenmek büyük önem taşıyor.
VÜCUT AĞRILARI
Bağışıklık sisteminin virüslere karşı açtığı savaş sırasında kas hücreleri de etkileniyor ve ortaya kas ağrıları çıkıyor.
İlaçla yedi günde, ilaçsız bir haftada
Virüslerle savaşabilecek tek güç sizin bağışıklık sisteminiz… Grip için söylenen “İlaçla yedi günde, ilaçsız bir haftada geçer” sözü de buradan geliyor. Yani bir hafta boyunca yapmanız gereken ilaç kullanmak yerine belirtilerinizi hafifletip bağışıklık sisteminizi destekleyecek girişimlerde bulunmak. İşte bazı tavsiyeler…
– Bol bol dinlenin.
– Burun ve geniz akıntınızın gevşemesi için bol sıvı tüketin.
– Boğazınızı rahatlatmak için ılık tuzlu su ile gün içinde birkaç defa gargara yapın.
– Boğazınız için pastil veya boğaz spreyleri de kullanabilirsiniz.
– Bu dönemde alkolden uzak durun.
– Sigara içmeyin ve içilen yerlerde bulunmayın.
– Burun ve nefes tıkanıklıklarına karşı oda nemlendiricisi kullanabilirsiniz.
– Ağrı ve ateş için doktorunuza danışarak ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaç kullanabilirsiniz.
– Burun tıkanıklığını gidermek için eczanelerde satılan okyanus suyunu kullanabilirsiniz. Burun açıcı spreyleri ise üç günden uzun kullanmamaya dikkat edin.
– Bir haftanın sonunda belirtilerde hiçbir düzelme görmüyorsanız mutlaka doktorunuza başvurun.
GRİPTEN KORUNMAK İÇİN
– Grip aşısı yaptırın: Eğer kronik bir hastalığınız varsa, sağlık sektöründe çalışıyorsanız veya farklı riskler taşıyorsanız her yıl grip aşısı yaptırın.
– Çocuğunuzun bağışıklığını güçlendirin: Araştırmalar çocuklu evlerde yetişkinlerin de daha fazla enfekte olduğunu gösteriyor. Özellikle kreşe giden çocuğunuz varsa onun eve virüs taşıma riskine karşı öncelikle onun bağışıklık sistemini güçlendirmek için doktoru ile görüşün.
– Sık sık el yıkayın: Suyun altına sokup çıkarmaktan bahsetmiyoruz. Mikropları öldürmek için sabun ile 15-30 saniye boyunca elinizi, bileklerinizi ve parmak aralarınızı iyice yıkayın.
– Yüzünüzü ellemeyin: Virüsleri doğrudan gözünüze ve burnunuza bulaştırmak istemiyorsanız gün içinde en çok kirlenen organlarınız olan ellerinizi yüzünüzden uzak tutun. Araştırmalar insanların bir saat içinde 15 kez yüzünü ellediğini gösteriyor.
– Vitamininiz eksik kalmasın: Vitamin ve mineral depolarınızın boşalmamasına dikkat edin. E, A, C ve B grubu vitaminler ile tüm mineraller vücudun bağışıklık sisteminin gribe karşı verdiği cevabı güçlendiriyor.
– Sigara içmeyin: Sigara içmek saç ve kıl oluşumunda görevli hücreleri etkisiz hale getirdiği için burnun içinde bulunan ve mikropların girişini engelleyen kılları da olumsuz etkiliyor ve böylece mikroplara yol açılmış oluyor.
– Kağıt mendil kullanın: Kumaş yerine kağıt mendil kullanarak ve sık sık mendil değiştirerek mikropların yayılmasını önleyin.
– Stresi azaltın: Araştırmalar stresin bağışıklık sistemini zayıflattığını gösteriyor.
– Uyuyun: Günde sekiz saatten az uyumayın. Kronik uykusuzluk bağışıklığı olumsuz etkiliyor.
– Alkolü azaltın: Düzenli olarak aşırı alkol tüketenlerin soğuk algınlığı ve gribe daha fazla yakalandığı, daha yavaş iyileştiği biliniyor.
Derleyen: Yaprak ÇETİNKAYA
Formsanté Dergisi Aralık 2013 sayısı