Formsanté

Hayat kurtaran 10 test

05062014 sagliktest01

Sağlığına önem veren, bedenine saygı gösteren bilinçli kadınlar doktorun kapısını çalmak için hastalanmayı beklemiyor, her şey yolunda giderken rutin kontrollerini yaptırıyor. Günümüzde teknolojik gelişmeler sayesinde birçok hastalık sizin için henüz sadece bir riskken dahi tespit edilip ortaya çıkması engellenebiliyor. Kadınlarda çok sık görülen meme, rahim ve rahim ağzı kanserlerinde ise erken teşhis yüzde 100 iyileşmeyi sağlıyor. Genç kızlıktan menopoza hangi dönemde hangi testleri hangi sıklıkta yaptırmanız gerektiğini sizler için derledik.

 

 

MAMOGRAFİ

Kadınlarda kansere bağlı ölüm nedenleri arasında meme kanseri birinci sırada yer alıyor. Mamografi taraması sayesinde kötü huylu tümör henüz birkaç milimetre çapındayken tespit edilebiliyor. Böylece hastanın sağkalım oranı yüzde 100’e yaklaşıyor. 

– Risk faktörleri neler?

İlerleyen yaş, genetik faktörler, erken yaşta adet görmek, geç yaşta menopoza girmek, özellikle menopoz sonrası kilo alımı, sebzeden fakir yağdan zengin beslenme tarzını benimsemek, ilk doğumu 30 yaşın üzerinde yapmak, uzun süreli östrojen tedavisi görmek, sigara tüketmek ve düzenli alkol almak meme kanseri riskini artırıyor.

– Nasıl uygulanıyor? 

İnceleme için meme, x ışınına duyarlı bir levha üzerine yerleştirilerek sıkıştırılıyor. Ardından bu bölgeye düşük dozda radyasyon verilerek, her iki memenin iç yapısının görüntüleri alınıyor ve görüntüler uzmanlar tarafından inceleniyor. 

– Ne zaman yaptırmalı? 

40 yaşından sonra yılda bir veya iki yılda bir mamografi çektirmeniz gerekiyor. Ancak anne ve kız kardeş gibi birinci derecede akrabalarınızda meme kanserine yakalanan varsa 30’lu yaşlarınızda en azından bir mamografi taraması yaptırarak saklamanız öneriliyor. 50’li yaşlardan sonra da yılda bir kez düzenli olarak mamografi çektirmeyi de ihmal etmeyin. 

 

RAHİM TARAMASI

Özellikle kist veya miyom oluşumuna yatkın bir bünyeniz varsa, vajinal ultrason muayenesi sizin için çok önemli. Böylece iç organların çok daha net bir şekilde izlenmesi mümkün oluyor; cinsel ilişkide ağrı hissedilmesinden kısırlığa kadar pek çok soruna yol açan hastalıklar kontrol altına alınabiliyor. 

– Risk faktörleri neler?

Miyom, endometriozis (çikolata kisti) ve diğer yumurtalık kistleri doğurganlık çağındaki her kadında görülebiliyor. 

– Nasıl uygulanıyor?

Yumurtalıkları ve rahmi daha iyi görebilmek için steril bir kılıfa geçirilen ultrason başlığı vajinaya yerleştiriliyor. 

– Ne zaman yaptırmalı?

Yakınmanız olsun veya olmasın, yılda bir kez ultrason muayenesinden geçmelisiniz.

 

05062014 sagliktest02KARDİYOLOJİK CHECK-UP 

Tüm dünyada yılda 17 milyon, Türkiye’de ise 200 bin kişi, kalp ve damar hastalıklarına bağlı  olarak yaşamını yitiriyor. Sağlıklı bir yaşam tarzını benimseyerek ve rutin testlerinizi de yaptırarak kalp ve damar hastalıklarının oluşma riskini yüzde 80 oranında azaltabilirsiniz.

– Risk faktörleri neler?

İlerleyen yaş, genetik yatkınlık, sigara tüketimi, hatalı beslenme, obezite, diyabet, hipertansiyon, hareketsiz yaşam biçimi ve stres kalp damar hastalıklarında risk faktörlerini oluşturuyor. 

– Nasıl uygulanıyor?

Kardiyolojik check-up rutin kan tahlillerinden koroner anjiyoya kadar giden bir dizi testlerden oluşuyor. 

– Ne zaman yaptırmalı? 

Her kadının 40 yaşından itibaren yılda bir kez kardiyolojik check-up’tan geçmesi gerekiyor. Ancak eğer birinci derece akrabalarınızda bu hastalık genç yaşlarda ortaya çıkmışsa, doktorunuz sizi daha erken davet edebilir. 

 

PAP SMEAR TESTİ

Kadınlar arasında en sık görülen ikinci kanser türü olan rahim ağzı kanseri nedeniyle dünyada her iki dakikada bir kadın yaşamını yitiriyor. Human Papilloma Virüsü (HPV) ise rahim ağzı kanseri oluşumunda önemli bir risk faktörü. Rahim ağzı kanseri, Pap Smear tarama testiyle klinik belirti vermeyen hücresel değişimlerin olduğu dönemde dahi tespit edilebiliyor. Bu sayede kanser öncesi dönemde tedavi olanağı doğuyor ve sadece rahim ağzındaki sorunlu bölgeyi çıkarmak yeterli geliyor. 

– Risk faktörleri neler?

Erken yaşta cinsel ilişkiye girmek, sık partner değiştirmek ya da çok partner değiştiren bir erkekle birlikte olmak ve sigara kullanımı rahim ağzı kanserinin risk faktörleri arasında.

– Nasıl uygulanıyor? 

Jinekolojik muayene sırasında, özel bir fırça veya tahta çubuk yardımıyla hiçbir ağrıya yol açmadan rahim ağzı bölgesinden salgı alınıyor. Bu örnek lam denilen ince bir cam üzerine yayılıyor ve patoloji laboratuvarında boyama işlemlerinden geçirilen bu salgı mikroskop altında inceleniyor, kanser başlangıcı olabilecek herhangi bir hücresel değişiklik belirleniyor.

– Ne zaman yaptırmalı? 

Her kadının ilk cinsel ilişkiden bir yıl sonra başlayarak her yıl düzenli olarak Pap Smear testi yaptırması gerekiyor. Risk faktörü taşıyorsanız veya test sonucunda sorunlu hücreler görülmüşse testin altı ayda bir tekrarlanması öneriliyor.

 

KOLESTEROL TAKİBİ

Hatalı beslenmenin de etkisiyle son yıllarda 20-35 yaş grubunu bile etkisi altına alan yüksek kolesterol sorunu, özellikle kalp ve damar sağlığının en büyük düşmanlarından. Aynı zamanda damar sertliğine bağlı felç, konuşma bozukluğu ve bilinç kaybına da neden oluyor. 

– Risk faktörleri neler?

Kolesterol düzeyini en çok etkileyen faktör, hatalı beslenme alışkanlıkları. Bunların yanı sıra genetik yatkınlık, hareketsiz yaşam biçimi, sigara, stres, şişmanlık ve aşırı alkol tüketimi gibi faktörler de risk oluşturuyor.

– Nasıl uygulanıyor?

Test sekiz saat açlığın ardından damardan alınan kanla ölçülüyor. Toplam kolesterol 200 mg/dl’nin altında ise normal kabul ediliyor. İdeal olan, iyi huylu kolesterol HDL’nin 45 mg/dl’nin üzerinde, kötü huylu kolesterol LDL’nin ise hiçbir risk taşımayan kişilerde 160 mg/dl’nin altında olması. Ancak kalp ve diyabet gibi damar hastalığınız varsa veya risk grubunda yer alıyorsanız bu değerin 100 mg/dl altında olması şart. 

– Ne zaman yaptırmalı?

20 yaş üzerindeki tüm yetişkinler bir kez kolesterol ölçümü yaptırmalı. Kolesterolünüz normal çıkarsa, sağlıklı ve dengeli besleniyorsanız, riskli grupta yer almıyorsanız veya kolesterol değeriniz yüksek değilse, testi 30 yaşından sonra iki yılda bir yaptırmanız yeterli. Eğer riskli gruptaysanız veya kolesterolünüz yüksek çıkmışsa testi doktorunuzun önerdiği sürelerde yaptırmalısınız.

 

05062014 sagliktest04KAN BASINCI ÖLÇÜMÜ

Türkiye’de her üç kişiden birinde görülen ve sinsi ilerleyen hipertansiyon kalıcı sakatlığa, hatta ölüme yol açabiliyor. Hipertansiyon en sık kalp krizi olmak üzere; felç, körlük ve böbrek yetmezliği gibi yaşamsal tehlike yaratan ciddi sorunlar oluşturabiliyor. 

– Risk faktörleri neler?

Genetik faktörler, aşırı tuz kullanımı, şişmanlık, hareketsiz bir yaşam, stres, sigara, alkol ve aşırı kahve tüketimi hastalığı tetikliyor. 

– Nasıl uygulanıyor?

Sfingonamotre denilen aletle büyük ve küçük tansiyona bakılıyor. Uzmanlara göre, sağlıklı bir yaşam için kan basıncınız 120/80 mmHg olmalı. Sonuç 140/90 mmHg ve üstünde çıkarsa riskli bulunuyor, kesin tanı için değerlerin farklı zamanlarda en az üç ölçümde yüksek çıkması gerekiyor.

– Ne zaman yaptırmalı?

Kan basıncınızı 20 yaşından sonra, her üç yılda bir en az bir kez ölçtürmeniz gerekiyor. Değerler yüksek çıkarsa, daha sık ölçüm yaptırmalısınız. 50’li yaşlardan sonra ise her yıl en az bir kez, değerler yüksek çıkmışsa daha sık ölçtürmelisiniz.

 

05062014 sagliktest03KAN ŞEKERİ ÖLÇÜMÜ

Tip 2 diyabet tüm dünyada görülme sıklığı büyük bir hızla artan ve insanların yaşam kalitesini düşüren hatta ömrü kısaltan bir hastalık. Diyabetli bir hastanın 10 yıl içinde kalp krizi geçirme riski yüzde 20 civarında. Tip 2 diyabet eskiden 40 ve üzerindeki yaşlarda ortaya çıkarken, günümüzde çocukluk ve gençlik dönemlerinde bile başlayabiliyor.

– Risk faktörleri neler?

Aşırı kilo, ailede diyabet öyküsü olması, hareketsiz bir yaşam tarzı ve hipertansiyon risk faktörlerinden. Hamilelik döneminde kan şekeri değeri yükselen kadınlar ve daha önce iri doğum yapmış kadınlar da risk altında bulunuyor.

– Nasıl uygulanıyor?

Damardan alınan kan örneğinden ölçülüyor. Açlık glukoz testi için 12 saat aç kalmanız, fiziksel ve zihinsel olarak dinlenmiş olmanız gerekiyor. Açlık şekeri 126 mg/dl’nin üzerindeyse diyabet, 100-126 mg/dl arasında ise prediyabet (diyabet öncesi dönem) tanısı konuluyor. Eğer diyabet için riskli grupta yer alıyorsanız veya sonuç diyabet öncesi dönemde olduğunuzu gösteriyorsa, doktorunuz sizden yükleme testini de yaptırmanızı istiyor. Yükleme testinde 75 g glukozlu su içtikten sonra hemen ve ikinci saatlerde kan şekerinizin değerlerine bakılıyor. Eğer ikinci saatte ölçülen değer 200 mg/dl’nin üzerindeyse diyabet, 140-200 mg/dl arasında ise diyabet öncesi dönem veya diyabet için riskli dönem tanısı konuyor. 

– Ne zaman yaptırmalı?

20 yaşın üzerindeki her kadının bir kez açlık şekerine baktırması gerekiyor. Bir problem yoksa testin beş yılda bir, risk söz konusu ise bir veya iki yılda bir mutlaka tekrarlanması öneriliyor.

 

KEMİK YOĞUNLUĞU ÖLÇÜMÜ

Halk arasında “kemik erimesi” olarak bilinen osteoporoz yaşam kalitesini olumsuz etkileyen hastalıklardan… Ağrılar, değişen vücut biçimi, hareket darlığı ve oluşan kırıklar kadını bağımlı ve yalnız yaşayamaz hale getirebiliyor. Üstelik kemik yoğunluğu yavaş yavaş azaldığı için hastalık uzun süre belirti vermiyor. Kemik yoğunluğu azaldıkça da, omurgada oluşan çökme kırıkları sırt ağrılarına neden oluyor. Dolayısıyla özellikle risk faktörleri taşıyanların belirli aralıklarla kemik yoğunluğunu ölçtürmeleri, sağlıklı bir yaşam sürmeleri açısından çok önemli. 

– Risk faktörleri neler?

Genetik yatkınlık, kalsiyum eksikliği, hareketsiz bir yaşam tarzı, ince ve kısa boylu olmak, hiç hamile kalmamak, erken menopoz, sigara ve alkol kullanımı, ileri yaş ile gün ışığından yeterince yararlanamamak risk faktörlerinden. 

– Nasıl uygulanıyor?

Kemik mineral yoğunluk ölçümü, hiçbir hazırlık gerektirmeden, vücuda bir zarar vermeden, özel bilgisayar programı ve hassas ölçüm yapan dansitometri cihazlarıyla yapılıyor. Siz sırt üstü yatarken sistem beş dakika gibi kısa bir sürede ölçümü gerçekleştirebiliyor. Erken teşhis sayesinde de özellikle ileri yaşlarda ciddi ve yaşamsal problemlere yol açan kırıkların oluşması önlenebiliyor. 

– Ne zaman yaptırmalı?

Menopoz sonrası kadınlar, her iki yılda bir kemik yoğunluğunu ölçtürmeye özen göstermeli. 

 

05062014 sagliktest05GLOKOM TARAMASI

Halk arasında “göz tansiyonu” adıyla da bilinen glokom, milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir göz hastalığı… Glokom yaptığı sinir hasarı ile görme alanında kayıplar oluşturuyor, hatta körlüğe yol açıyor. Genellikle çok sinsi ilerlediği için çoğu kişi görme yetisi büyük bir tehlikeye düşene kadar bir göz sorunu olduğundan bile haberdar olmuyor. Ancak erken teşhis sayesinde uygulanan tedavi sayesinde görme kaybının önüne geçilebiliyor. 

– Risk faktörleri neler?

İlerleyen yaş, genetik yatkınlık, sigara, diyabet, yüksek veya düşük kan basıncı, miyop hastalığı, uzun süreli kortizon tedavisi, göz yaralanmaları ve migren, bu hastalığa neden olan risk faktörlerini oluşturuyor. 

– Nasıl uygulanıyor?

Göz içi basıncında genel adı tonometre olan cihazlara başvuruluyor. Retina kontrolünde, gözün arka bölümünü görebilmek için gözbebeğiniz damla formundaki ilaçlarla genişletiliyor. Tonometre cihazından kontrollü bir şekilde hava püskürtülerek göz içi basıncı ölçülüyor. Ayrıca göz dibi muayenesi yapılarak göz sinirleri inceleniyor. 

– Ne zaman yaptırmalı?

45 yaş altında olan ve risk faktörü bulunmayan kişilerin dört yılda bir, risk faktörü olanların ise her iki yılda bir göz muayenesi yaptırmaları gerekiyor. Eğer 45 yaşın üzerindeyseniz ve risk faktörünüz yoksa her iki yılda bir, risk faktörünüz varsa yılda bir kez göz muayenesinden geçmelisiniz.

 

TSH DEĞERLERİ (Tiroit Stimulan Hormonu)

Tiroit bezi hastalıkları, basit bir guatrdan yaşantımızı tehdit eden tiroit kanserlerine kadar değişiyor. En sık rastlanan hastalıklar ise tiroit hormonlarının üretimindeki düzensizlikler. Tiroit hormonlarının fazla salgılanması hipertiroidi, az salgılanması ise hipotirodi olarak adlandırılıyor. Hipertiroidi; çarpıntı, terleme, titreme, kilo kaybı, anksiyete, yorgunluk, uyku bozukluğu, saç dökülmesi, konsantrasyon kaybı ve sinirlilik gibi yakınmalara yol açıyor. Uzun sürede ise kalpte ritim bozuklukları, kalp kasının yapısal olarak bozulması, kemik erimesi, karaciğerde fonksiyon bozukluğu ve kas dokusunda erime gibi ciddi sorunlara neden olabiliyor. 

Hipotiroidi ise genellikle; halsizlik, yorgunluk, kilo artışı üşüme, uykuya eğilim, ses kalınlaşması, cilt kuruması saç dökülmesi ve konsantrasyon kaybı, ellerde, ayaklarda ve yüzde şişlik gibi yakınmalarla seyrediyor. Bu hastalık uzun vadede; aşırı derecede halsizlik, kalpte ritim bozuklukları ve bazı psikiyatrik yakınmalara yol açabiliyor. Erken teşhis konulduğunda ise tüm bu yakınmalar ortadan kaldırılabiliyor.

– Risk faktörleri neler?

Genetik etkenler, iyot eksikliği ve radyasyona fazla maruz kalınması riski artırıyor. 

– Nasıl uygulanıyor?

TSH (Tiroit Stimulan Hormonu) ölçümü damardan alınan kan örneğinden TSH değerlerine bakılması esasına dayanıyor. 

– Ne zaman yaptırmalı?

Bu tür yakınmalarınız yoksa testi rutin olarak yaptırmanıza gerek yok. Ancak genetik eğiliminiz varsa ve siz de bu belirtilerden yakınıyorsanız zaman kaybetmeyin.

 

Ruken AKBAY GÜRTAŞ

Formsanté Dergisi Nisan 2014 sayısı

 

Exit mobile version