Formsanté

Önleminizi alın tatilin tadını çıkarın

haziran-2013-saglik-2-resim-1

Bir yıl boyunca beklediğiniz tatil, sağlık sorunları nedeniyle zehir olmasın istiyorsanız bedeninizi tanımanız ve karşılaşabileceğiniz riskleri bilmeniz önem taşıyor.

Alışık olduğumuz ortamlardan, iklimden, insanlardan uzaklaşıp bedenimizi ve zihnimizi dinlendirmek için gittiğimiz tatiller kimi zaman hastalıklar nedeniyle zehir olabiliyor. Bu hastalıklara bazen elimizde olmayan nedenlerle yakalansak da genellikle bunları önleme imkanımız da bulunuyor. Bu yaz tatil burnunuzdan gelmesin, şehre gerçekten dinlenmiş olarak dönün diye Emsey Hospital uzmanlarının rehberliğinde “Yaz Hastalıkları Dosyası” hazırladık.

– BÖCEK SOKMASI
Güneş yükseldi, ağaçlar çiçeklendi, doğa ile iç içe yaşamaya başladık ancak bu samimiyet beraberinde böcek sokması riskini de getirdi. Sivrisinekler, karasinekler ve karıncalar beslenmek için; bal arıları ve eşek arıları kendilerini savunmak için sokuyor olsalar da geride acı veren bir iz bazen de zehirleyici bir reaksiyon bırakıyor. Tıbbi Direktör Dr. Tansel Turan, “Her türlü böcek ısırmasında eğer ısırılan veya sokulan yerde iğne varsa mutlaka bu iğne uygun şekilde çıkarılmalı. Ardından bu bölge mümkünse soğuk su ve sabun ile yıkanmalı” diyor. Eğer sokma çok acı veriyorsa bölgeye buz koymak, ağrı kesici veya lokal anestezi spreyleri kullanmak da işe yarıyor. Her türlü ciddi alerjik reaksiyonu engellemek için yazın çantanızda antihistaminik bir hap bulundurmanız da öneriliyor. Özellikle ailesinde ve geçmişinde ciddi alerji vakaları olanların bu konuda çok dikkatli olması gerekiyor.

Mutlaka doktora gidin:
‰ Vücudunuzun herhangi bir yerinde uyuşma varsa,
‰ Böceğin ısırdığı yerde kızarıklık veya renk solması oluştuysa,
‰ Nefes almada zorluk çekiyorsanız,
‰ Baş ağrısı başladıysa,
‰ Mide bulantısı, kusma ve ishal varsa,
‰ Kalp atışlarınız hızlandıysa,
‰ Yutkunma güçlüğü varsa,
‰ Konsantrasyon kaybı ve sinirlilik hissediyorsanız hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmalısınız.

haziran-2013-saglik-2-resim-2TATİL ÇANTANIZDA BULUNMASI GEREKENLER

– Ağrı kesici, antienflamatuar, ateş düşürücü tablet
– Antispazmotik, ağrı kesici tablet
– Antihistaminik (antialerjik) tablet ve jel
– Lokal anestezi etkisi olan bir jel/ krem
– Anti bakteriyel jel veya mendil
– Güneş koruyucu krem/ süt
– Çeşitli ebatlarda yara bantları
– Sinek kovucu sprey ve tablet
– Temiz bir cımbız (iğne ile sokan böceklerin iğnesini çıkarmak için)
– Antiseptik yara temizleyici, yara bandı
– Böcek kovucu
– Ateşölçer

Devamı diğer sayfada

– GIDA ZEHİRLENMESİ
Yaz aylarında en sık rastlanan hastalıklardan biri de iyi koşullarda saklanmayan ya da üretilmeyen besinler nedeniyle oluşan zehirlenmeler oluyor. Bazen birkaç saat içinde bazen de birkaç gün sonra ortaya çıkan gıda zehirlenmesi kendini mide bulantısı, kusma, karın ağrısı ve sonrasında ishal ile belli ediyor. Diyetisyen Emel Yılmaz, gıda zehirlenmesinin bakteri, küf veya yosun ile oluştuğunu belirterek, şu bilgiyi veriyor: “Genellikle besini enfekte eden bakteri değil, bakteri tarafından salgılanan toksinler. Yani besini haşladığımızda veya pişirdiğimizde bakterileri öldürürüz fakat toksinler besinde halen mevcut olabilir. Enfekte olmuş besinin tadı halen mükemmel olabilir fakat var olan toksinler gıda zehirlenmesine neden olur.” Öte yandan viral enfeksiyonlar da zehirlemeye neden olabiliyor. Örneğin kabuklu deniz hayvanları viral enfeksiyonlardan ötürü gıda zehirlenmesi yaratıyor.
Gıda hijyeni, zehirlenmeyi önlemede büyük rol oynuyor. Ürünlerin üzerindeki saklama koşullarına uymak, ürünü her zaman paketinde belirtildiği şekilde hazırlamak, iyi pişirmek ve iyi ısıtmak gerekiyor. Diyetisyen Yılmaz, yemek hazırlarken, sebze ve meyvelerin kesme tahtalarının ayrı tutulmasını öneriyor böylece bakteri ve toksinlerin karışmayacağını, çapraz enfeksiyonlara meydan verilmeyeceğini vurguluyor.

– BURUN KANAMASI
Sıcak yaz günlerinde burun damarlarındaki genişlemeler ve tansiyon değişiklikleri nedeniyle burun kanamaları sıkça görülüyor. Burun kanamasıyla karşılaşıldığında, öncelikle musluk suyuyla burun yıkaması yapılarak, burun içindeki kan pıhtılarının temizlenmesi, daha sonra baş kalp mesafesinden yukarıda kalacak şekilde öne doğru eğilerek ve burun kanatlarından sıkılarak, 5-10 dakika beklenmesi gerekiyor. KBB Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Suat Turgut, “Eş zamanlı olarak, burun kökü ve enseye soğuk uygulama yapılması gerekiyor. Bu süre sonunda, kanamaların büyük çoğunluğu duruyor. Kanama esnasında, baş kesinlikle arkaya atılmamalı. Bu durumda, kanama geniz yoluyla boğaza ve hava yoluna kaçarak solunum sıkıntısı ve boğulmalara yol açabilir” diyor. Kan durdurucu burun spreylerinin de kullanılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Turgut, tüm bu tedbirlere rağmen devam eden kanamalarda acil servise başvurulmasını öneriyor.
Kanamaları önlemek için:
‰ Özellikle öğle saatlerinde dışarı çıkmayın.
‰ Aşırı sıcak ve buharı yüze vuran yiyeceklerden kaçının.
‰ Sıcak su ile duş almayın.
‰ Alkol, kahve gibi mukoza kuruluğuna yol açabilecek gıdalar tüketmeyin.
‰ Kan sulandırıcı ilaçları doktor kontrolünde alın.
‰ Yüksek tansiyon hastasıysanız doktor kontrolünü ihmal etmeyin.

– GÖZ ENFEKSİYONLARI
Yaz aylarında baharla birlikte başlayan alerjik konjonktivitler ile sıklıkla havuzlardan bulaşan viral ya da bakteriyel konjonktivitlere rastlanıyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Dilhan Gönenç Süer, her iki durumda da kızarıklık, kaşıntı, sulanma, sulu akıntı, şişme, yanma gibi belirtiler ortaya çıktığını belirterek, “Bazen görme bulanıklığı da olabiliyor. Bakteriyel konjonktivitlerde çapaklanma artıyor. Alerjilerde ise kaşıntı daha şiddetli oluyor. Şikayetler başladığında göz hastalıkları uzmanına başvurmak önemli” diyor. Alerjik konjonktivitler için güneş gözlüğü ve şapka kullanılması ultraviyole ışınlar ve polenlerden kısmen koruyor. Viral ve bakteriyel konjonktivitler bulaşıcı olduklarından korunmada hijyen çok önem taşıyor. Alerjik konjonktivitlerde tedavide ilk seçenek antialerjik göz damlaları oluyor. Yanıt alınamazsa ya da alerjik reaksiyon çok şiddetliyse tedaviye kortizonlu göz damlaları da ekleniyor. Viral konjonktivitlerde daha çok hastayı rahatlatmaya yönelik tedavi düzenleniyor. Bakteriyel konjonktivit tanısı alan kişiler genellikle antibiyotikli göz damlaları ile 10 gün içinde iyileşebiliyor. Dr. Süer, alerji geçmişi olan kişilerin tatil çantalarında kortizonlu olmayan antialerjik göz damlalarını bulundurmalarını öneriyor.

– SICAK ÇARPMASI
Yaz tatili kelimesi birçoğumuza denizin ya da havuzun kıyısında şezlonglara uzanıp saatlerce güneşlenmeyi çağrıştırıyor. Ancak bu kadar çekici olan güneş ne yazık ki bir o kadar da tehlikeli. Dr. Tansel Turan, “Bazen saatlerce güneşlenmenize bile gerek kalmadan, sadece birkaç saat güneş altında dolaşırken bile ölümcül sonuçlar doğabilir. Bu nedenle güneşten korunmak hayati önem taşıyor” diyor. Vücut sıcaklığı terleme mekanizması sayesinde belli sınırlar içinde tutuluyor. Uzun süre güneşe maruz kalındığında vücudun ısı dengesi bozularak çeşitli şekillerde kendini gösteren güneş çarpması ortaya çıkıyor. Güneş çarpması yaşayan insanların vücut sıcaklığı 40-41 dereceyi bulabiliyor. Ayrıca şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma gibi çeşitli belirtiler de görülüyor.
Korunmak için:
‰ Terletmeyecek, açık renkli kıyafetler giyin, geniş kenarlı şapkalar takın.
‰ Susamayı beklemeden sürekli su tüketin.
‰ Alkolden kaçının.
‰ Hafif besinler tüketin.
‰ 11.00-16.00 saatleri arasında, güneş altında dolaşmaktan kaçının.
‰ Vücudunuzun ısısını düşürebilmek için sık sık duş alın.
Sıcak çarptıysa:
‰ Hastayı serin ve güneşten uzak bir yere geçirin.
‰ Bilinci yerindeyse içecek bir şeyler verin.
‰ Vücudu sıkan giyecekleri gevşetin.
‰ Başa ve kasıklara soğuk kompres uygulayın.
‰ Vücut sıcaklığı çok yüksekse ılık bir duş aldırın.

Devamı diğer sayfada

haziran-2013-saglik-2-resim-3– DEHİDRATASYON
Günlük sıvı ihtiyacımız kilo başına 30 cc olarak hesaplanıyor ve bu sıvı ihtiyacının yarısı gıdalardan sağlanırken, yarısının da içilmesi gerekiyor. Özellikle sıcaklığın 30 derecenin üzerine çıktığı durumlarda, her iki derece artış için günlük su tüketimimize iki bardak eklememiz gerekiyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Songül Özer, “Hafif bir susuzluk bile metabolizmayı yüzde üç oranında yavaşlatıyor. Öte yandan vücudumuzun susuzluk işaretlerini açlık sancıları olarak yorumluyoruz. Yeterince su almazsak, vücut sonunda suyu tutuyor, kendimizi şişmiş hissediyoruz” diyor. Vücutta su eksiği oluştuğunda “kuruyoruz”. Dehidratasyon olarak adlandırılan bu durum susama ve huzursuzluk hissi, iştahta azalma ve ciltte kuruma ile kendini gösterirken sıvı kaybı ilerledikçe, idrar miktarında azalma ve renginde koyulaşma, ağızda kuruluk, açıklanamaz yorgunluk ve performans kaybı, baş ağrısı, ayağa hızlı kalkıldığında baş dönmesi ve keyifsizlik baş gösteriyor. Sıvı açığı buna rağmen tamamlanmazsa ve yüzde beşaltılara ulaşırsa kişide uykuya eğilim, bulantı ve bacaklarda karıncalanma başlıyor ve sıvı kaybı yüzde 10’lara ulaştığında kaslarda istemsiz kasılmalar, görüşte bozulma gerçekleşiyor. Yüzde 15’in üzerinde sıvı kayıpları ise hayat ile bağdaşmıyor. Hafif düzeyde olan dehidratasyonun tedavisinde, ağız yoluyla alınan sıvı ve elektrolitlerle eksikliğin giderilmesi yeterli oluyor. Daha ağır dehidratasyonda ise kişinin bir sağlık kuruluşunda yatarak damardan sıvı tedavisi görmesi gerekebiliyor.

– VAJİNAL MANTAR ENFEKSİYONU
Yazın ıslak mayo ile uzun süre vakit geçirmenin sonucu olarak tatilin tadını kaçırabilen vajinal mantar enfeksiyonu, kronikleşmediği sürece büyük sorunlara neden olmuyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Pınar Gökova Azman, kadınların yüzde 75’inin, hayatlarının en az bir döneminde sıkıntısını çektiği vajinal mantar enfeksiyonunun belirtilerini şöyle sıralıyor: “En sık görülen belirtiler kaşıntı, ağrı, idrar yaparken yanma, peynir kesiği şeklinde kokusuz bazen de keskin kokulu akıntı. Kaşıntı, özellikle de geceleri daha şiddetli görülüyor. Kimi hastalarda, cinsel ilişki sırasında da ağrı oluşabiliyor. Vajinada kızarıklık ve şişlik de muhtemel belirtiler arasında. Kaşıntı sonrası tahrişe bağlı olarak vulvada (vajinanın dış kısmı) küçük kanamalar olabiliyor.” Vajinal duş, kimyasal içeren ürünlerin kullanımı, aşırı kilo, diyabet, uzun süre antibiyotik kullanımı, spiral kullanımı, pamuklu olmayan iç çamaşırı giymek de vajinal enfeksiyonu tetikliyor. Vajinal mantar enfeksiyonunun tedavisi; haplar, kremler ve fitiller kullanılarak yapılıyor ve eşlere de tedavi uygulanması gerekiyor.
Korunmak için:
‰ Islak mayo ile uzun süre dolaşmaktan kaçının.
‰ Dar, vücudu sıkan giyecekler giymeyin.
‰ Vajina pH’ını bozması nedeniyle şekerli gıdalardan uzak durun.

haziran-2013-saglik-2-resim-4– İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI
Böbrek içindeki idrar kanalları, mesane, böbrek ve üretradan oluşan idrar yolu, vücuttan atılması gereken maddeleri idrar aracılığıyla dışarı atmamıza yardımcı oluyor. Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Recai Gürbüz, “Dış etkenler veya vücutta oluşabilecek bazı aksaklıklar nedeniyle, idrar yolunda enfeksiyonlar gelişebiliyor. Yazın havuz ve denize daha sık girilmesiyle birlikte özellikle kadınlarda bu soruna daha sık rastlanıyor. Mayoların naylon ve sentetik maddeden yapılması da vücudun hava almasını engelliyor ve ıslak mayoların vücutta kendiliğinden kuruması enfeksiyona neden oluyor. Enfeksiyonlar çoğunlukla ağızdan alınan antibiyotiklerle tedavi ediliyor” diyor. Mesanenin enfeksiyonu anlamına gelen sistit ise genel olarak cinsel ilişkiden sonra oluşsa da aktif olmayan kadınlarda da görülebiliyor. Anüs ile idrar çıkış yerinin anatomik açıdan birbirine yakın olması bunda en büyük etken oluyor. Dışkıda bulunan mikroplar, bu anatomik yapı nedeniyle vajinaya kolayca ulaşıyor.
Belirtiler:
‰ Sık idrara çıkma ihtiyacı olması,
‰ Ağrılı ve yanma hissiyle birlikte idrara çıkılması,
‰ Sık idrara çıkılma ihtiyacına rağmen miktarın az olması,
‰ Kanlı, bulanık veya kötü kokulu idrar,
‰ Enfeksiyon böbreklere yayıldıysa hastada ateş ve toksik belirtiler ile şok bile gelişmesi; mesanede enfeksiyon olduğu durumlarda, karnın alt bölgesinde hassaslaşma.
Korunmak için:
‰ Cinsel ilişki öncesi ve sonrasında idrar yolu girişini yıkayın.
‰ Cinsel ilişkiden sonraki ilk 15 dakika içinde idrara çıkın.
‰ Günde en az 2-2,5 litre sıvı alın.
‰ İdrarınızı tutmayın.
‰ Havuz ve denizin temizliğine dikkat edin.
‰ Kişisel hijyeninize önem verin.
‰ Suya girmeden önce ve sudan çıktıktan sonra muhakkak temiz suyla duş alın.
‰ Soğuk ve ıslak giysilerle kalmayın.
‰ Tuvalet temizliğini önden arkaya doğru yapın.
‰ Acılı baharat, soğuk yiyecek ve içeceklerden uzak durun.
‰ Akıntıya neden olan genital enfeksiyonlarda doktora başvurun.

Devamı diğer sayfada

– TİFO
Kirli içme suları ve pis yiyeceklerle bulaşan tifo mikrobu genelde salgın şekilde, yaz ve sonbahar aylarında görülüyor. Tifo; kalbi, beyni, böbrekleri, akciğerleri, karaciğer, göz ve kulak sinirlerini etkileyen bir hastalık olduğu için önlem alınması ve iyi tedavi edilmesi gerekiyor. Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Mahmut Yavuz, hastalığın vücuda girdikten sonra yaklaşık 7-15 gün arasında ortaya çıktığını belirterek, “Hastalığın ilk günlerinde yorgunluk ve baş ağrıları görülüyor fakat hasta yatma ihtiyacı hissetmiyor. Birkaç gün sonra ateş yavaş yavaş yükselmeye başlıyor. İştahsızlık, baş ağrısı, burun kanaması, bronşit, mide ve bağırsak bozuklukları ile birlikte ishal görülüyor” diyor. Tifodan korunmak için içme ve kullanma sularının kontrolü, besin hijyeni, lağım ve kanalizasyon tesislerinin hijyen şartlarına uygun duruma getirilmesi önem taşıyor. Tifo tedavisinde hastaya süt, yoğurt, ayran, hoşaf, meyve suları, limonata, portakal suyu, yumurta sarısı, yumurtalı çorbalar, iki kere çekilmiş etten yapılmış köfteler, sebze ve meyve püreleri gibi protein, vitamin ve karbonhidrat bakımından zengin besinler veriliyor. Bol su içirilen hastaya antibiyotik tedavisi de uygulanabiliyor.

– GÜNEŞ YANIKLARI
Güneş yanıkları genellikle ciltte yanma hissi, kaşıntı, kızarıklık, sızı ve su toplaması gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Güneş yanıkları yalnızca yüzeysel değil, deri altında da çeşitli hasarlara neden olabiliyor. Özellikle ciltte kabarmayla birlikte oluşan kızarıklıklar, cilt kanseri riskini artırıyor. Güneş yanıkları ayrıca cildin nem kaybetmesine, daha hızlı yaşlanmasına, ciltte şekil bozuklukları ve lekeler oluşmasına da neden oluyor.
Korunmak için:
‰ 11.00 ve 16.00 saatleri arasında güneşe çıkmayın.
‰ Güneşe çıkmadan yarım saat önce, cilt tipine uygun bir güneş koruyucu krem kullanın.
‰ Güneş altında kalacaksanız kol ve bacakları açık renk, pamuklu giysiler ile örtün.
‰ Yüzünüzü ve gözlerinizi şapka ve güneş gözlüğü ile koruyun.
Tedavi:
Güneş yanığı sonrasında oluşan ağrı veya sızılar, yaklaşık 48 saat sürüyor. Bu şikayetleri azaltmak amacıyla ağrı kesici alabilirsiniz. Güneş yanıklarına iyi geldiği düşünülen diş macunu, yoğurt gibi uygulamalardan kaçının. Tedaviyi doktor kontrolünde sürdürün ve tedaviye ek olarak yanık olan bölgeye soğuk kompres uygulayın, bol su için ve güneşten uzak durun.

– İSHAL
Yaz aylarında artış gösteren ishal, sık sık tuvalete gitmek zorunda kalmak ve dışkının sulu olması ile ortaya çıkıyor, kusma ve ağrı gibi ek belirtiler görülebiliyor. Vücudun ciddi miktarda su ve mineral kaybetmesine neden olan bu hastalığa genellikle bakteri, virüs ve parazitler neden oluyor. İshal tedavisinde dikkat edilecek en önemli konunun vücudun kaybettiği sıvının tekrar vücuda geri kazandırılması olduğunu belirten Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Mahmut Yavuz, bu nedenle ishal olan kişiye normalden fazla su verilmesi gerektiğini belirtiyor. İki günü geçen, beraberinde halsizlik ve ateş olan durumlarda mutlaka doktora başvurmak gerekiyor.

– DENİZANASI ZEHİRLENMESİ
200’den fazla çeşidi olduğu bilinen ve birkaç türünün Türkiye denizlerinde yaşadığı düşünülen denizanaları yüzen kişilerin tenlerine temas ederek yanma ve kaşıntı gibi belirtilere neden oluyor. Denizanasının temas şekli ve süresine bağlı olarak değişebilen zehirlenme belirtileri genellikle kızarıklıkla, nadiren de hafif kanamayla ortaya çıkıyor. Daha ciddi zehirlenme durumlarında karın ağrısı, karın bölgesinde sertlik, kas ağrısı, mide bulantısı, kusma ve nefes darlığı görülebiliyor. Dr. Tansel Turan, bu durumda acilen doktora başvurulması gerektiğini belirtiyor.
Hekime hemen ulaşamıyorsanız:
‰ Temas eden bölgeye sirke, yüzde 40 veya yüzde 70’lik alkol veya amonyak uygulanabilir.
‰ Bu malzemelere ulaşılamadığı durumda idrar da kullanılabilir.
‰ Deriyi deniz suyuyla yıkayın, tatlı su ya da buz tatbik etmeyin.
‰ Kesinlikle kaşımayın.
‰ Kaşıntının şiddetli olduğu durumlarda anti-histaminik ilaç kullanabilirsiniz.
‰ Eğer deride denizanasına ait parça kaldıysa cımbız yardımı ile uzaklaştırın.

– DENİZKESTANESİ BATMASI
Eğer denizkestanesinin üzerine basma hatasına düştüyseniz yaralanan ayağın üzerine basmadan en kısa zamanda dikenleri bir cımbız ile alın. Ağrıyı azaltmak için diken çıkarıldıktan sonra ayağı sıcak su içinde tutun. Ayak tabanında iltihap oluşmuşsa uzman bir hekimden yardım alın. Bu gibi durumlarda, antibiyotik tedavisine başvurmak gerekebiliyor.

Yaprak ÇETİNKAYA

Formsanté Dergisi Haziran 2013 Sayısı

Exit mobile version