Formsanté

Sedef hastalığı kader değil!

06012014 sedef1

Bulaşıcı sanıldığı için Türkiye’de yaşayan bir milyondan fazla sedef hastası kendilerini toplumdan soyutluyor, bazıları kuaföre dahi gidemiyor. Makyaj ile bir günlüğüne sedef hastası olan oyuncu Ayşe Tolga da deneyimleri ile bu sorunun en yakın tanığı oldu.

En sık rastlanan kronik hastalıklardan biri de psoriasis yani sedef hastalığı… Dünyada 125 milyon, Türkiye’de ise 1 milyon kişi sedef hastası. Bu hastalık ciltte ağrılı ve kaşıntılı yaralar ile ortaya çıktığı için hastanın sadece yaşam kalitesini bozmakla kalmıyor, sosyal yaşamında da olumsuzluklara neden oluyor. Aile içinde, okulda, iş hayatında bulaşıcı bir hastalıkları olduğu yanılgısı nedeniyle dışlanan sedef hastaları, psikolojik sorunlarla da yüz yüze geliyor. Bu soruna dikkat çekmek isteyen Sedef Hastaları Dayanışma Derneği ile Psoriasis Derneği’nin öncülüğünde ve biyofarma şirketi AbbVie’nin katkıları ile hayata geçirilen “Sedef Kader Değildir” projesine moda tasarımcısı Gamze Saraçoğlu ve oyuncu Ayşe Tolga destek verdi. Özel bir makyaj uygulaması ile bir günlüğüne sedef hastası olan Ayşe Tolga, deneyimlerini bir basın toplantısında aktardı. Tolga, makyaj sırasında kullanılan malzemenin dahi acı verdiğini belirterek, “Ailemde sedef hastalığı var ve yine de nasıl bir hastalık olduğunu bu projeye katılana kadar tam olarak bilmiyordum. Sedef hastalığının ciddiyetini ve hastaların yaşadıklarını artık daha iyi anlıyorum” dedi. Modacı Gamze Saraçoğlu ise atölyesinde tanıştığı bir sedef hastasının kendisine yazdığı mektubun ardından konuyla ilgili ne kadar az şey bildiğini fark ettiğini söyledi. Toplantıya konuşmacı olarak katılan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Gürer, sedef hastalığının tıpkı diyabet, romatizma ya da kolesterol gibi ömür boyu süren kronik bir tablo olduğunu belirterek, tedavisinde başarılı olabilmek için hasta hekim iletişiminin çok önemli olduğunu vurguladı.

 

SEDEFTE TEDAVİ KİŞİYE ÖZEL OLMALI

Psoriasis, kesin sınırlı, kızarık plak veya kabarık deri üzerine yerleşimli parlak, sedefi-beyaz pullar şeklinde ortaya çıkıyor ve pulların renginden dolayı halk arasında sedef hastalığı olarak biliniyor. Kronik seyirli, inflamatuvar bir hastalık olan sedef, sıklıkla saçlı deri, diz, dirsek, kuyruk sokumu bölgesi ve eklemlerin dış yüzlerinde görülüyor. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emel Bülbül Başkan, Formsanté’nin sorularını yanıtladı. Prof. Dr. Başkan, hastaları bitkisel tedavi konusunda uyardı ve kanıta dayalı bilimsel yöntemlerden vazgeçmemelerini önerdi.

 

Sedefin ilk ortaya çıkış yaşı nedir? 

Herhangi bir yaşta ortaya çıkabilse de sıklıkla 20-30 yaşları arasında başlıyor. Hastalık, başlangıç yaşına göre iki grupta inceleniyor. Sedef hastalığı 40 yaşından önce başladığında erken başlangıçlı, 40 yaşından sonra başladığında ise geç başlangıçlı sedef hastalığı olarak değerlendiriliyor. Erken başlangıçlı sedef hastalığı daha şiddetli seyretme eğilimi gösteriyor. Yine bu tipte ailede sedef hastalığına daha sık rastlanıyor.

 

Kimlerde görülüyor?

Hastalığın nedeni tam olarak bilinmiyor ancak bağışıklık sistemi, genetik ve çevresel faktörlerin karşılıklı etkileşimi sonucu geliştiği düşünülüyor. Bağışıklık sisteminin ana elemanlarından T hücreleri kan damarları yoluyla deriye ulaşıp derinin en üst katı olan epidermis tabakasını oluşturan keratinosit adlı hücrelerin daha hızlı çoğalmasına yol açıyor. Epidermis normalde kendisini bir ayda yenilerken bu süre sedef hastalığında üç-beş güne iniyor. Bu hızlı hücre çoğalması sedefli deride pullanma ile sonlanıyor. Ancak bağışıklık sistemini ve T hücrelerini neyin harekete geçirdiği bilinmiyor. Genetik faktörler genel anlamda hastalığın kimlerde gelişeceğini belirliyor. Hastalığı çevresel faktörlerin yanı sıra enfeksiyonlar, bazı ilaçların kullanımı, stres, travmalar, iklim ve dahili hastalıklar tetikleyebiliyor. Hastalık, erkek ve kadınlarda eşit oranda görülüyor.

 

06012014 sedef2Sedeften ne zaman şüphelenmek gerekiyor? 

Vücutta bazen kaşıntılı, üzeri beyaz kepeklerle kaplı kızarıklıklarda hastalıktan şüphelenmek gerekiyor. En sık diz, dirsek, saçlı deri, kuyruk sokumu gibi vücut bölgelerinde birkaç santimetre çapında kırmızı-kepekli döküntüler şeklinde görülüyor. Özellikle çocuklarda, boğaz enfeksiyonları sonrası boyutları bir santimetreden küçük olan yaygın döküntüler olabiliyor. Çok az sağlam deri bölgesi bırakacak kadar yayılabiliyor veya tüm vücut derisi kızarıp, kepeklenebiliyor. Bu tiplerin dışında iltihaplı döküntülerle seyreden formu olabildiği gibi, alışılmışın dışında vücudun koltukaltı, meme altı, kasık gibi kıvrım bölgelerini tutan çeşitleri de bulunuyor. Sedef hastalığı vakaların yüzde 5-10’unda eklemleri tutup eklem hareketlerini ağrılı hale getirebiliyor ya da tırnakları tutabiliyor. Ağız mukozası ve yüzde de görülebiliyor. Egzama ve alerjik deri hastalıkları ile karıştırıldığı durumlarda alerji testleri ve patolojik incelemeler ile ayırıcı tanı yapılıyor.

 

Tedavi seçenekleri neler? 

Günümüzde çok sayıda tedavi seçeneği bulunuyor. Bazen şikayetlerin giderilebilmesi için çok sayıda ilacın bir arada kullanılması gerekebiliyor. Burada önemli olan sedef tedavisinin kişiye özgü olması… İlaç seçiminde ve tedavi süresinde belirleyici olan hastalığın yaygınlığı, belirtilerin yerleşim yeri, tırnakların tutulum şiddeti ve eklem tutulumu, daha önceki tedavilere yanıt, hastalığın nasıl seyrettiği gibi özellikler oluyor. Ayrıca hastanın cinsiyeti, yaşı, genel durumu, doğurganlık durumu da göz önüne alınıyor. Seçilecek tedavi şekli ve uygulama yolu, tedavinin süresi, ilaçların dozu hekim tarafından düzenleniyor. Hastalığın tedavi ve izleminde hekimlerin bilgi, tecrübe ve işbirliği içinde çalışmaları ne kadar gerekliyse sedef hastalarının önerilen tedaviye uyumu da o denli önem taşıyor. Kronik bir hastalık olması nedeniyle tedavisi de uzun soluklu oluyor. Doğru tedavi ile kontrol altına alındığında hastalığın ortadan kalkması ve uzun süren iyilik dönemleri sağlanabiliyor. 

Sınırlı tutulumlu sedef hastalığında yan etkilerin daha az olması ve uygulama kolaylığı nedeni ile öncelikle lokal tedavi yöntemleri tercih ediliyor. Yani deri yüzeyindeki kepekleri uzaklaştıran ilaçlar, sentetik D Vitamini, kalsinörin inhibitörleri ve ve fototerapi (UVB) ayrı ayrı ya da kombinasyon şeklinde uygulanıyor. 

Yerel tedavilere dirençli saçlı deri, yüz, genital bölge, kıvrım yeri, tırnak tutulumlu ve yaygın olgularda ilaç tedavisinin yanı sıra oldukça etkili olan PUVA tedavisi uygulanıyor. Deriyi ışığa duyarlı hale getiren bir ilaç aldıktan iki saat sonra hastaya ultraviyole A (UVA) ışınları belirli dozlarda uygulanıyor. Bunlara yanıt vermeyen olgularda son yıllarda biyolojik ajanlar da kullanılıyor.

 

Hastaların tedaviye katkısı olabilir mi?

Tetikleyici faktörlerin hastalık üzerindeki etkisi göz önünde tutularak hastada sigara ve alkolü bırakma, kilo verme, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz gibi yaşam tarzı değişikliklerinin tedavi ile birlikte yapılması gerekiyor. Hastalığın aktif dönemlerinde hastalığı alevlendirebilecek kaşıma, kese, banyoda liflenme gibi uygulamalardan kaçınılması önem taşıyor.

 

06012014 sedef3Tedavi için merkez seçerken

Sedef hastalığı hakkında deneyimli, güncel gelişmeleri takip eden, yeni tedaviler hakkında bilgi sahibi olan ve en önemlisi sizin güven duyduğunuz bir doktor seçmeniz öneriliyor. Prof. Dr. Emel Bülbül Başkan, sedef tedavisinde tüm tedavi seçeneklerini sunabilen deneyimli üniversite hastaneleri ve araştırma hastaneleri olduğunu vurguluyor.

 

Tetikleyen faktörler

* Travma (Hayvan veya böcek ısırıkları, yanıklar, donma, sürtünme, kaşınma, tıraşlama, parmak emme gibi)

* Ultraviyole (güneş ışığı)

* Enfeksiyonlar

* Endokrinolojik faktörler

* Psikolojik stres

* Alkol ve sigara

 

lik eden hastalıklar

Sedef hastalığının şiddetli ve kontrolsüz seyretmesi bazı ek hastalıkların gelişimine de neden olabiliyor. Bunlar kalp ve damar hastalıkları, obezite, metabolik sendrom, diyabet, kolesterol, inflamatuvar bağırsak hastalıkları, kalıcı hale gelebilen eklem tutulumu ve depresyon olarak sıralanıyor.

 

Yaprak ÇETİNKAYA

Formsanté Dergisi Aralık 2013

Exit mobile version