Uzun yıllar sigara kullanan kişilerin öksürük tarzlarında görülen ani değişikliklerin akciğer kanseri belirtisi olabileceğini söyleyen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Cemal Asım Kutlu; geçmeyen göğüs ve kol ağrısı, nefes darlığı, kilo kaybı, kanlı balgam, ses kısıklığı, boyun ve yüzde şişlikler, tekrarlayan akciğer enfeksiyonları gibi şikâyetler görüldüğünde vakit kaybetmeden doktora başvurulması gerektiğini vurguladı.
Akciğer kanseri, Türkiye’de kanserden ölümlerde hem kadın hem de erkeklerde birinci sırada yer alıyor. Resmi istatistiklere göre, ülkemizde her yıl 25-30 bin arasında yeni hastaya akciğer kanseri tanısı koyuluyor. Hastalığın çoğu vakada sinsi bir şekilde ilerleyip geç belirti vermesi, tedaviyi zorlaştıran en önemli sebeplerden biri olarak ortaya çıkıyor.
TÜMÖRLERİN RAHAT BÜYÜMESİNE KOLAYLAŞTIRAN BİR ORGAN
Prof. Dr. Cemal Asım Kutlu, sigara ve tüm diğer tütün ürünü kullanan kişiler, elektronik sigara içenler, şehirlerde ve endüstriyel alanlarda hava kirliliğine maruz kalan herkesin akciğer kanseri açısından risk grubunda içinde yer aldığını dikkat çekti. Prof. Dr. Kutlu, ‘akciğer kanserinin neden sinsi ilerlediği’ sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Akciğerler, göğüs kafesi içinde içleri hava dolu büyük bir organ olduğu için tümörler içinde kolaylıkla büyür. Bu tümörlerin bir bulgu vermesi için göğüs duvarı veya göğüs içindeki yapılarla komşuluk göstermesi gerekir. Bu sürece gelinene kadar da tümörler hızla büyür. Bu nedenle akciğerin kötü huylu tümörleri sinsi bir şekilde büyürler.”
ÖKSÜRÜKTEKİ DEĞİŞİM AKCİĞER KANSERİ HABERCİSİ
Akciğer kanserinin belirtilerine de değinen Kutlu, “Akciğer kanserinin en sık belirtisi öksürüktür. Ancak sigara içen herkeste öksürük görülebildiği için bu kişilerde öksürüklerin niteliğindeki değişmeler (balgamlı olmaya başlaması, daha sık olması gibi) mutlaka ciddiye alınmalıdır. Bunun yanı sıra, geçmeyen göğüs ve kol ağrısı, nefes darlığı, kilo kaybı, kanlı balgam, geçmeyen ses kısıklığı, boyun ve yüzde şişlikler, tekrarlayan akciğer enfeksiyonları gibi şikâyetler görüldüğü takdirde vakit kaybetmeden bir hekime başvurulmalı” dedi.
BELİRTİLERİ TANIYIN KANSERDEN KORKMAYIN
ERKEN TEŞHİSTE YAŞAM SÜRESİ 4 KAT FAZLA
Prof. Dr. Cemal Asım Kutlu, erken teşhisin akciğer kanserinde hayati bir rol oynadığını da değinerek “Erken evre akciğer kanseri olgularında cerrahi tedavi yapılabilir. Bu yüzden hastalığın erken evrede teşhisi çok önemlidir. Çünkü cerrahi yapılabilen hastalarda beklenen yaşam süresi, cerrahiden yararlanma şansı olmayanlara göre yaklaşık 4 kat fazladır” tespitinde bulundu.
EVDE SİGARA İÇİLİYORSA ERKEN YAŞTA DA GÖRÜLEBİLİR
Akciğer kanserinin genellikle orta yaşa gelen veya orta yaşı biraz daha geçmiş kişilerde daha sık görüldüğünü de sözlerine ekleyen Prof. Dr. Kutlu, “Burada en önemli sebep, hastalığın sigara ile olan ilişkisidir. Sigaranın kansere sebep olması için uzun yıllar geçmesi gerekmektedir. Sigaraya başlama yaşı göz önüne alındığında bu doğal bir durumdur. Erken yaşlarda görülen kanser olgularında bir takım genetik özellikler de söz konusu olabileceği gibi, erken yaşlarda başlayan maruziyet, yetiştiği evde sürekli sigara içen kişilerin olması önemli faktörler olabilir” dedi.
HAREKETSİZLİK VE YÜKSEK KALORİLİ BESLENME TETİKLİYOR
Diğer tüm kanser tiplerinde olduğu gibi yaşam tarzı ve beslenmenin akciğer kanseri gelişiminde de en önde gelen nedenler arasında olduğunu işaret eden Prof. Dr. Cemal Asım Kutlu, “Hareketsizlik, yüksek kalorili yemek ve bunun gibi faktörler, akciğer kanserinde de etkilidir. Ayrıca sigara, şehirlerdeki hava kirliliği, endüstri bölgelerinde maruz kalınan kimyasal maddeler de akciğer kanseri gelişiminde rol oynar. Akciğer kanserinden korunmanın birinci koşulu, tütün ve tütün ürünlerinden sakınmaktır. Bunun dışında, dengeli beslenme, kilo kontrolü ve hareketli bir yaşam tarzı son derece önemlidir” diye konuştu.
KANSER TEDAVİSİNDE SEÇENEKLER ARTIYOR
İMMUNOTERAPİ VE AKILLI İLAÇLAR UMUT VERİYOR
Akciğer kanserinde cerrahi girişimin günümüzde en etkili tedavi biçimi olduğunun altını çizen Kutlu, umut verici tedavi seçenekleriyle ilgili şu bilgileri verdi:
“Hastalık ne kadar erken evrede yakalanırsa tedavi şansı da o oranda yüksektir. Tedavideki temel yaklaşım kanserli dokunun tamamen ameliyatla çıkarılmasıdır. Elbette cerrahi öncesi veya sonrası diğer tedavi şekillerinin de kullanıldığı, ilaç ve ışın tedavisinin uygulandığı durumlar da vardır. Tüm tedavi yöntemleri hastanın kendi durumuna göre belli şekillerde kullanılarak başarı şansının artmasına çalışılır. İmmunoterapi ve akıllı moleküller grubundaki bazı ilaçların da yaşam süresini uzattığı gösterilmiştir. Ayrıca bazı araştırmalara göre, immunoterapinin yan etkilerinin daha az olduğu ve tedavide başarı şansını daha çok artırdığı da belirlenmiştir. İmmunoterapi henüz tam olarak sınırları çizilmiş bir tedavi yöntemi olmamakla beraber çeşitli kanser türlerinde elde edilen başarılara paralel başarılar, akciğer kanserinde de görülmektedir. Anlaşılmaktadır ki, önümüzdeki yıllarda bu tedavi yöntemi kendine daha geniş kullanım alanı bulacaktır.”
RİSK GRUPLARI IÇIN DDBT TARAMASI ÖNEMLİ
Akciğer kanserinde risk grubunda yer alanlara düşük doz bilgisayarlı tomografi (DDBT) taraması önerildiğini ifade eden Prof. Dr. Cemal Asım Kutlu, “DDBT taraması risk grupları için önerilmektedir. DDBT ile yapılan çalışmalar sonucunda anlamlı şekilde akciğer kanserine bağlı ölüm oranlarında azalma ya da erken tanı oranında artış gösterilmiştir. 55-77 yaş aralığında ve en az 30 yıl sigara içimi olanlar son 15 yılda sigarayı bırakmış olsa dahi ya da kanser öyküsü, akciğer hastalık öyküsü, ailede akciğer kanser öyküsü, radon ve çevresel maruziyeti olanlara yılda bir kez DDBT ile taranması önerilir” dedi.
ERKEN TEŞHİSİ İHMAL ETMEYİN KANSERDEN KORKMAYIN