Dünya genelinde 100 milyon vaka sayısına yaklaşan Covid-19 pandemisinde bir yandan umut veren aşı gelişmeleri yaşanırken bir yandan da virüsün bulaş riski daha yüksek mutasyonlarının tespit edildiği haberleri, tüm dünyada paniğe neden oldu. Güney Afrika, Nijerya ve İngiltere’de mutasyona uğrayan virüsün gözlenmesinin ardından ülkemizde de 15 kişide mutasyonlu virüs tespit edildiği ve gereken tüm önlemlerin alındığı açıklandı. Yaşanan gelişmeleri değerlendiren Altınbaş Üniversitesi Dr. Öğr. Üy. Mikrobiyolog İpek Ada Alver, “Şu an için ölüm oranlarında ciddi bir artış görmesek de virüsün bulaşıcılığının arttığı kesin. İlerleyen zamanlarda da virüs mutasyona uğramaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.
“BULAŞTIRICILIĞI EN YÜKSEK VARYANT 501Y.V2”
Mutasyonun, bir organizmanın DNA ya da RNA diziliminde meydana gelen değişimler olduğunu belirten Dr. İpek Ada Alver, “RNA virüsleri, doğası gereği DNA virüslerine göre daha fazla mutasyona uğrarlar. SARS-CoV-2 de bir RNA virüsü olduğundan mutasyona uğramakta. Bu zamana kadar 4000’den fazla mutasyona uğrayan SARS-CoV-2 virüsünün, İngiltere’de VUI-202012/01 ya da B.1.1.7 adı verilen varyantı keşfedildikten sonra Güney Afrika’dan İngiltere’ye gelen 2 kişide 501Y.V2 varyantı ve en son olarak da Nijerya’da P681H varyantı tespit edildi. Henüz araştırmalar devam etse de yeni varyantlar arasında bulaştırıcılığı en yüksek olan varyantın 501Y.V2 olduğu belirlendi” açıklamasını yaptı.
Yapılan araştırmalarda virüsün mutasyona uğramasıyla bilinen semptomlarda önemli bir değişikliğin olmadığını, yaygın görülen baş ağrısı, tat ve koku alma kaybı, ateş, öksürük ve solunum güçlüğü ile eklem ve kas ağrılarına ilave olarak boğaz ağrısı, ishal, mide bulantısı da görülebildiğini söyleyen Mikrobiyolog Dr. İpek Ada Alver, koronavirüste yeni mutasyonların devam edebileceğine dikkat çekti.
“MUTANT VİRÜS BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNDEN KAÇIYOR”
SARS-CoV-2 virüsünün yeni varyantları üzerine yapılan çalışmalarda, virüsün insan hücrelerinin ACE2 reseptörüne bağlanan diken proteininde meydana gelen değişimlerle bulaşıcılığının arttığını belirten Dr. İpek Ada Alver, “Aynı zamanda bu mutasyonlar sonucu ACE2 reseptörüne bağlanma oranı arttığı için virüs artık bağışıklık sisteminden kaçabilmekte ve bağışıklığı düşürebilmektedir” dedi. Dr. İpek Ada Alver, “Özellikle Güney Afrika’da meydana gelen yeni varyant sonucu bulaşıcılığın %60’a yakın oranda arttığı ve süperenfekte taşıyıcı bireylerin sayısında artış olduğu belirlenmiş durumda. Ölüm vakalarında önemli bir artışın olmaması bu mutasyonun en sevindirici yanlarından olsa gerek” şeklinde konuştu.
“EN ETKİLİ ÇÖZÜM GENETİK ARAŞTIRMALAR”
Dr. Öğretim Üyesi İpek Ada Alver, mutasyonlara karşı maske, mesafe ve hijyen kurallarının yanında tüm dünyada genetik araştırma laboratuarlarının kurulması ve mikrobiyoloji, moleküler biyoloji ve genetik alanında yeni mutantların gen dizi analizlerinin gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi. Yapılacak genetik araştırmalarla hem 3. dalga pandemisine karşı gerekli önlemlerin alınabileceğini hem de yeni geliştirilen aşı ve ilaçların mutant virüse karşı etkili olup olmayacağının analiz edilebileceğini belirten Mikrobiyolog Dr. İpek Ada Alver, “Tehlikeyi ne kadar önceden bilirsek, mücadelede o kadar başarılı oluruz” diyerek koronavirüsün yayılımının azaltılmasında genetik çalışmaların önemini vurguladı.
İLGİLİ İÇERİKLER
- Neden hemen Covid-19 aşısı olmalıyız? Covid-19 aşıları hakkında her şey
- Tedirgin eden gelişme: Mutasyonlu virüs de mutasyona uğradı
- Almanya koronavirüs tablosu, vaka sayısı ve B117 virüsü