Diğer
    Ana SayfaGüzellikHer cilt temiz bir bakımı hak ediyor

    Her cilt temiz bir bakımı hak ediyor

    -

    Cilt bakımı artık bir lüks değil, sağlığın ta kendisi. Üstelik sadece dış değil, iç güzelliğin de bu tanımın bir parçası olduğunun bilincindeyiz. Hal böyle olunca yüzümüze sürdüğümüz bir kremin veya maskenin içeriğindeki maddelerin sağlığımızı direkt etkilediğini söyleyebiliriz.

    Hazırlayan: Deran Çetinsaraç

    Kış güzelliği sağlamak aslında son derece basit diyor “Güzellik Sensin” markasının kurucusu Tuğçe Sabaz. Bunun için kavanoz kavanoz kremlere ihtiyacınız olmadığını, aradığınız her şeyin mutfağınızda yer aldığını belirtiyor. Önce ilaç, sonrasında da dermokozmetik sektöründe çalışan Sabaz’ın hayatına nefes terapisi girince ve içe dönüş çalışmaları yapmaya başlayınca cildi de parlamaya, iyileşmeye başlamış: “Kendimi beğendikçe ve sevdikçe cildimin daha da güzelleştiğini fark ettim. Bu markayı kurarak da kadınların daha güzel hissetmelerine, kendilerini daha değerli bulmalarına, daha çok beğenmelerine bir nebze dokunmayı hedefliyorum.” Aslen kimya mühendisi olan Tuğçe Sabaz, markası altında temiz cilt bakımı atölyeleri düzenliyor. Bu atölyelerde hem cildinize yönelik bakım önerilerini hem de kendi cilt bakım ürünlerinizi nasıl hazırlayacağınızı öğretiyor.

    Kozmetik sektöründe bizi bekleyen riskler neler?
    En organik ve doğal yazanın içinde bile belirli oranlarda kimyasal var. Bu kimyasalların etki mekanizmasına baktığımızda ise pek de tatlı şeyler yer almıyor. Şunun gibi düşünebiliriz; grip olduk, antibiyotik almak yerine, zencefil çayı veya tavuk çorbası içeyim diyoruz. Çünkü antibiyotik evet belki bizi ayağa kaldırıyor ama bir taraftan da pek çok yan etkisi bulunuyor. Bu kimyasalların da koruyucu bariyeri zayıflatıp tahriş etmekten, yaşlanmayı hızlandırmaya kadar çok fazla yan etkisi var.

    Neden yüzümüze sürdüğümüz şeyi yiyebiliyor olmalıyız?
    Bu tabii ki tercih meselesi. İlaç sektöründe beş yıl, kozmetik sektöründe de yine beş yıl çalıştım. İlaç sektöründe pek çok etken madde üzerinde çalışıyorduk fakat hepsinin yan etkisi vardı. Dermokozmetik sektöründeki etiketlerde rastladığım bileşenlerin de altyapısı bu şekildeydi. Evet, ürünler bir şekilde etkiliydi ama aklımda şu soru oluşmuştu: “Cildim bana hayat boyu hizmet ediyor. Hepimizin bildiği gibi vücudumuzun en geniş organı. Peki ben ona neden yiyemediğim, gözüme gelmesinden çekineceğim veya üzerinde çocukların ulaşabileceği yerden uzak tutunuz başlığı altında sıralanan ürünler süreyim?” Bu soru karşısında “Benim cildim yiyebileceğim kadar inandığım ve güvendiğim malzemelerle bakılmaya layık” dedim. Ardından kozmetiklerimi kendim yapmaya başladım. Çevreden talepler almaya başladım, “Tuğçe cildine ne sürüyorsun, bize de yap” gibi. Sonrasında da “Güzellik Sensin” oluştu. Şimdi ise hem kişiye özel kozmetikler yapıyorum, hem de bunlarla güzellik partileri düzenliyorum.

    - Advertisement -

    Bu tarifleri yaparken nelere ihtiyaç var?
    Bal mutlaka tahta kaşıkla alınmalı çünkü molekülleri metalle bozuluyor. Bunun dışında çay kaşığı, mutfağınızda kullandığınız kaseler yeterli. Hindistan cevizini eritmek için bir kaseye su koyun, Hindistan cevizi kavanozunu da içine oturtun, bir süre sonra eriyecek. Aloe vera için ise yalnızca evinize bir-iki saksı aloe vera bitkisi almanız yeterli. Kolayca büyüyen bir bitki.

    Tariflerdeki etken maddelerin cilt için faydalarını sayabilir misiniz?
    Yeşil çay: Mikro dolaşımı hızlandırıyor.
    Hindistan cevizi: İçeriğinde bulunan yağ asitleri ile cilt için antibakteriyel etki gösteriyor ve derinlemesine emiliyor.
    Aloe vera: Yağlandırmadan nemlendiriyor, onarıyor ve yağlılığı dengeliyor.
    Yumurta beyazı: Protein deposu, siyah noktaları ve kirliliği vakum gibi çekiyor.
    Bal: Doğal bir nemlendirici, koruyucu bariyeri kuvvetlendiriyor, antibakteriyel etkili.
    Papatya: Cildi yatıştırıyor.
    Lavanta: Kokusuyla rahatlatıyor ve yağlılığın dengelenmesine yardımcı oluyor.

    Bu ürünler ne kadar zaman ve nerede saklanmalı?
    Buğular anlık kullanılıyor, sonrasında bu suyu tonik olarak da kullanabilirsiniz. Ortalama 1-1,5 ay dayanma süresi var. Bozulduğunu, şişenin içindeki sıvının tortulaşmaya başlamasından anlarsınız. Maskeler ise anında kullanılmalı çünkü yumurta zamanla bozulabiliyor. Nemlendiriciler altı-yedi ay dayanabiliyor ve oda sıcaklığı uygun. Tonik buzdolabında saklanmalı.

    Son olarak düzenlediğiniz güzellik partilerinin bitiminde nefes seansı da yaptırıyorsunuz. Bunun cildimize etkisi nasıl oluyor?
    Güzelliği bir bütün olarak görüyorum. Yani dış ve iç güzelliğin bir toplamı. Bu doğrultuda dış güzelliği doğal kozmetiklerle açığa çıkardıktan sonra, iç güzelliğe nefes terapisi ile etki ediyoruz. Nefes terapisi kendinizi daha enerjik, mutlu ve canlı hissetmenize yardımcı oluyor. Çünkü baktığınızda nefes yaşam enerjimiz. Doğru nefes alarak daha fazla yaşam enerjisi çekiyoruz. Bunun dışında oksijen tüm cilt fonksiyonlarının çalışmasını tetikleyen ana bileşen. Dolayısıyla daha genç ve ışıltılı bir cilt anlamına geliyor. Nefes terapisinden çıkanların ciltleri doğal bir ışıltıyla parlıyor ve aynaya baktıklarında güzelliğin ta kendisi olduklarını görüyor.

    Temiz, sağlıklı bir cilt için neler gerekli sizce?
    Üç şey:
    1- Temiz yani içeriği temiz olan, minimum miktarda kimyasal içeren, daha da iyisi hiç içermeyen ürünler ve bunlarla düzenli bakım yapmak.
    2-Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek: Sağlıklı beslenmek, egzersiz ve uyku.
    3-İyi hissetmek. Eğer bunlardan birini seçecek olsam üçüncüyü seçerdim. Çünkü kendimi iyi hissettiğimde, aynaya baktığımda kendimi daha çok seviyorum ve daha güzel buluyorum.

    Kozmetik ürünlerde bulunan etken maddelerde bizi bekleyen riskler neler?
    Triklosan
    • Triklosan sentetik bir antimikrobiyal bileşen. Bununla beraber antibakteriyel ve mantar önleyici özelliklere de sahip.
    • Sabundan diş macununa, akne tedavisi ürünlerinden antiperspirant’lara ve rujlara kadar pek çok ürünün içinde kullanılıyor. Örneğin hastanelerde kullanılan antibakteriyel sabunlarda yüksek oranda mevcut.
    • Etiketlerde “chloro” ve “dichlorophenoxy” olarak görebilirsiniz.
    • Cildi tahriş etme özelliği var.
    • Bu maddeye yüksek seviyede maruz kalmak cildin bakterilere karşı savunma sisteminin zayıflamasına neden oluyor. Aynı aşırı miktarda antibiyotik kullanıldığı gibi. Ayrıca bazı çalışmalar tiroid bezlerinin çalışmasını aksattığını gösteriyor.

    Sodium Laureth Sulfate ve Sodium Lauryl Sulfate
    • Başta şampuanlar olmak üzere köpüren her şeyde yaygın olarak kullanılıyor. Sabun, vücut jeli, diş macunu, maskara, nemlendirici, peeling krem veya jellerinde de bulunuyor.
    • Etiketlerde sodium lauryl/laureth sulfate, sodium dodecyl sulfate, sodium salt sulphuric acid, monododecyl ester, PEG lauryl sulfate olarak yer alabiliyor.
    • Cildi tahriş ediyor, koruyucu bariyeri zayıflatıyor, saç renginin ve parlaklığının gitmesine neden oluyor.
    • Cilde ve kafa derisine kolaylıkla nüfuz ediyor. Karaciğer tarafından metabolize edilemiyor. Endokrin sisteminin işleyişini aksatıyor, cilde ve kafa derisine zarar veriyor.

    Phenoxyethanol
    • Parabene göre daha cilde dost bir koruyucu. Bu doğrultuda natürel ve sahte doğal kozmetik ürünlerde en gözde içerik.
    • Koruyucu olduğu için pek çok ürünün içeriğinde bulunabiliyor.
    • Phenoxyethanol dışında etiketlerde 2-phenoxy and ethanol, 2 hydroxythyl, phenyl ether olarak yer alabiliyor.
    • Cilt ve göz için tahriş edici özellikleri var.
    • Avrupa ve Japonya’da bazı kozmetikler içinde bulundurulması sınırlandırıldı.

    Evde kendi kozmetiğimizi nasıl yapabiliriz?
    Evde makyaj temizleyiciden, diş macununa hatta deodoranta kadar pek çok ürün yapabilirsiniz.
    Makyaj temizleyici: Zeytinyağı ve Hindistan cevizini eşit oranlarda karıştırabilirsiniz.
    Tonik: Yeşil çay benim sevdiğim tonik. Mesela yeşil çayı dondurup gözlerimin altına sürmek çok rahatlatıyor.
    Maske: Yumurta beyazını, 1 tatlı kaşığı bal ve 1 tatlı kaşığı limon ile karıştırarak siyah noktalarınız ve gözeneklerinizi sıkılaştırmak için harika bir maske yapabilirsiniz.
    Nemlendirici: Aloe vera jeli favorim. Evde yetiştirdiğim aloe veraları keserek gayet kolaylıkla elde edebiliyorum.

    Tuğçe Sabaz

    1- Yağlı ciltler için
    • Buhar banyosu: Kaynar suya 1 tatlı kaşığı lavanta çiçeği koyun ve sudan çıkan buhara yüzünüzü yaklaştırıp 5 dakika bekleyin.
    • Tonik: Demli yeşil çay
    • Maske: 1 yumurta beyazını, 1 tatlı kaşığı bal ve 1 tatlı kaşığı limon ile çırpın. Yüzünüze sürüp 5 dakika bekleyin, durulayın.
    • Nemlendirici: Aloe vera jeli

    2- Kuru ciltler için
    • Buhar banyosu: Kaynar suya 1 tatlı kaşığı papatya çiçeği koyun ve buhara yüzünüzü 5 dakika tutun.
    • Tonik: Papatya suyu veya gül suyu
    • Maske: 1/2 avokado ve 1 tatlı kaşığı balı karıştırın, 5 dakika bekletin ve durulayın.
    • Nemlendirici: Hindistan cevizi yağı ve aloe vera jelini eşit ölçüde karıştırın.

    3- Karma ciltler için
    • Buhar banyosu: Kaynar suyun içerisine 1 tatlı kaşığı lavanta ile biraz yeşil çay koyun, sudan çıkan buhara yüzünüzü yaklaştırıp 5 dakika bekleyin.
    • Tonik: Gül suyu
    • Maske: 1 adet yumurta beyazı ve 1 tatlı kaşığı balı karıştırın. Yüzünüze sürüp 5 dakika bekleyin ve iyice durulayın.
    • Nemlendirici: Aloe vera jeli



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz