Diğer
    Ana SayfaPsikolojiÇEKİNGENLİĞİNİZ Hastalığınız mı? Karakteriniz mi?

    ÇEKİNGENLİĞİNİZ Hastalığınız mı? Karakteriniz mi?

    -

    Öğrenilmiş çaresizlik körüklüyor
    Bir çocuğun çekingen olmasında genetik faktörlerin yanı sıra çevre koşulları da etkili olabiliyor. Bazı çocuklar çekingenliği ailelerinden alırken bazıları da anne-babaları, kardeşleri ya da arkadaşları tarafından aşağılandıkları ve duygularını içlerine attıkları için çekingenliğin tehlikeli denizlerinde yüzebiliyorlar. Psikolog Burkovik, çekingenliğin sebeplerinin çok değişken olduğunu ancak fark edilmediği takdirde çocuklukta, ergenlikte ya da yetişkinlikte hastalığa yani sosyal fobiye dönüşebildiğini belirtiyor. Çekingenliği ve sonrasında sosyal fobiyi körükleyen ise öğrenilmiş çaresizlik oluyor. Daha önce yaşanan kötü tecrübeleri zihnine yazan kişiler, benzer durumlarda aynı şeyleri yaşayacaklarına inanarak tedirgin oluyorlar.

    İş hayatında da ortaya çıkabiliyor
    Yetişkinlikte ise sinyaller çoğunlukla iş hayatında ortaya çıkıyor. Çekingenliği sosyal fobiye dönüşmüş insanlar iş hayatında başarılı olamıyor, dikkatleri çok fazla dağılıyor, iletişim kuramamaya başlıyor. Bunun nedenini Psikolog Yıldız Burkovik şöyle açıklıyor; “Örneğin sosyal fobik kişi karşısındaki insan konuşurken çok heyecanlanıyor. Bu nedenle lafın başını duyuyor, sonunu duyamıyor. Kelimeleri karıştırıyor. Duyduğu tek bir kelime üzerinden yanıt vermeye kalkıyor ve tamamen alakasız bir şey çıkıyor ortaya…”

    eylul-2011-psikoloji-resim-2Hayır demek öyle zor ki…
    Sosyal fobisi olan insanların en zorlandıkları konulardan biri de “Hayır” demek… Bu kişilerin her zaman başkasının söylediklerini yaparak kendilerini daha güvende hissettiklerini belirten Psikolog Yıldız Burkovik, “Bu durum tüm iplerini başkasına vermek anlamına geliyor. Hep bir onay bekliyorlar. Karşı taraf iyi niyetli ise sorun yok ancak kötü niyetli ise vay haline… Anne-babaların dikkat etmesi gereken konulardan biri de budur. Örneğin çocuğunuz giyinirken sizin önerilerinize karşı çıkıp ısrarla kendi istediği kıyafetleri giyiyor, çarşıya çıktığınızda kendi istediklerini satın almanızı sağlıyorsa hiç endişelenmeyin, o çocuk kesinlikle çekingen değildir” diyor. Çünkü sosyal fobikler kendi başlarına alışveriş yapamadıkları gibi, alabildikleri kıyafetlerin de hep yanlış seçimler olduğunu düşünüyorlar.

    eylul-2011-psikoloji-resim-3Heyecanı kontrol etme teknikleri
    Sosyal fobik kişilerin tedavisinde herkesin özelliklerine uygun olarak tercih edilen psikoterapi yöntemleri kullanılıyor. Psikoterapinin içinde heyecanı kontrol etme tekniklerinin hastalara öğretilmesi de yer alıyor. Psikolog Yıldız Burkovik, bu teknikleri şöyle anlatıyor; “Bedensel tepkiler kişileri çok fazla engellediği için önce bunları düzeltmeye yöneliyoruz. Sosyal fobik insanlar çok gergin oldukları için elleri ayakları soğuyor. Doğru nefes alamadıkları için nabızlarının çok hızlı olduğunu düşünüyorlar. Bunu düzeltmek için diyaframa bir kemer takarak bilgisayar ekranında nefes alış verişlerini kendi gözleri ile görmelerini sağlıyoruz. Hastalar ne kadar yanlış nefes aldıklarını ekranda görünce şaşırıyorlar. Beden tepkilerini kontrol etmeyi öğrenen hastaların düşünce bazındaki yanlış şartlanmaları varsa onları da psikoterapi yöntemleri ile gidermeye çalışıyoruz. Önce kişinin durumunu fark etmesini sağlıyoruz. Eğer kişi iletişimini sıfırlamışsa, kimseyle konuşmuyorsa ilk adımda psikiyatriye başvurmak gerekiyor. İlaçla yol alındıktan sonra psikoterapi başlıyor.” Burkovik, terapiye düzenli devam eden, ilaçlarını söylenen sürelerde düzenli alan kişilerin hayatlarının devamında karşılarına çıkan zorlu zamanlarda kaybettikleri dengeyi kolaylıkla tekrar kurabildiklerini belirtiyor.

    Herkes beni izliyor!
    Sosyal fobisi olan kişinin ruh halini, “Kişiler, sanki kendisini izlemeye gelen birileri varmış ve sürekli onu gözlüyorlarmış gibi hissederek yaşıyorlar. Etraflarına bakmadıkları ve göz teması kurmadıkları için sürekli izlendiklerini düşünüyorlar. Oysa başlarını kaldırıp bir baksalar kimsenin onları izlemediğini fark edecekler” sözleri ile tanımlayan Burkovik, göz önünde olmaya alıştığı sanılan ünlü isimlerin dahi sosyal fobik olabildiğini belirtiyor. Sosyal fobisi olan bir oyuncunun sahnede çok rahat olabilmesini ise, “Çünkü oyuncular oynadıkları role giriyorlar. Zaten sosyal fobide sorun da insanın kendisi olmaması ve maskeler takmasıdır” diyerek açıklıyor. Bazı sosyal fobikler çekingenliklerini günümüz deyişi ile “cool” bir görüntü arkasına saklarken bazıları da çok girişken görünebiliyor, iddialı kıyafetler giyerek kendine güvenli bir imaj çizebiliyor.

    - Advertisement -



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz