Diğer
    Ana SayfaSağlıkKan şekerinin tatsız sürprizi; İnsülin direnci

    Kan şekerinin tatsız sürprizi; İnsülin direnci

    -

    subat-2012-saglik-2-resim-2İnsülin direncini tanımlayabilir misiniz?
    Eğer yaktığımız enerjiden çok daha fazlasını alıyorsak hücreler bu aşırı yükü almak istemiyor ve insülin hormonuna direnç geliştiriyor. Daha fazla insülin salgılanarak bu direnç kırılmaya çalışılıyor ve bir kısırdöngü oluşuyor. Tüm bunların sonucunda ise kandaki şeker oranı sürekli yüksek seyrediyor, sonunda Tip 2 diyabet ortaya çıkabiliyor. İnsülin direnci ayrıca karın çevresi yağlanması, kan yağları, kolesterol ve tansiyon yüksekliği, kalp damar hastalıkları, inme, metabolik sendrom ve kadınlarda polikistik over gibi birçok hastalığı tetikliyor.

    Hangi belirtiler görülüyor?
    İnsülinin yüksek olması daha fazla yemek ihtiyacı duyulmasına, kan şekeri seviyesinde dalgalanmalara, yemek sonrası halsizlik hissine, gün içinde yaşanan acıkma ataklarına, göz kararmalarına neden oluyor. Ancak bu hastalığın çok belirgin bir semptomu yok. Yani ‘Şu belirti insülin direncini gösterir’ diye bir yargıya varmak mümkün değil.

    Doğru tanı nasıl konuyor?
    Kişinin fizik muayenesinin ve yakınmalarının bir arada değerlendirilmesi gerekiyor. Özellikle bel çevresi kalınlığında artma, kan tahlili sonuçlarında değişiklik, HDL (iyi kolesterol) seviyesinde düşme ve bunların yanı sıra kadın hastalarda yumurtlama problemleri olup olmadığına bakılıyor. Hastanın ve ailesinin öyküsü, gerekirse ek laboratuvar tetkikleri, beslenme ve egzersiz alışkanlıkları ile ilgili bilgiler tanıya yardımcı oluyor.

    İnsülin direnci kalıcı olarak tedavi edilebilir mi?
    İnsülin direncinden tamamen kurtulmanın yolu hayat tarzı değişikliği yapmaktan geçiyor. Diyet yapıp kilo verdikten sonra tekrar eski alışkanlıklara dönmek hiçbir işe yaramıyor. Fazla karbonhidrat, şeker ve yağ içeren gıdalardan ziyade Akdeniz tipi beslenmeye geçmek, yeterli miktarlarda mevsim sebze ve meyvesi tüketmek önem taşıyor. Uzun açlıklardan kaçınmak, azar azar sık sık beslenmek ve egzersiz yapmak gerekiyor. İdeal spor yüzme olsa da buna imkanı olmayanların hiç değilse haftada 4 gün yarım saat yürüyüş yapmaları bile çok şey değiştiriyor. Ayrıca mutlaka doktor kontrolünde olmak şartıyla ilaç tedavisi de uygulanıyor. Eğer kişi arzu edilen kilosuna kavuşur ve kiloya sebep olan unsurları da ortadan kaldırabilirse tamamen tedavi olup ilaçtan kurtulabiliyor.

    DİYABET VAKALARI HIZLA ARTIYOR
    Bugün Türkiye’de sağlıklı erişkinlerin yüzde 22’sinde insülin direnci görülüyor ve vaka sayısı her geçen gün artıyor. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi ve Sağlık Bakanlığı işbirliği ile 2010’da gerçekleştirilen ‘Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrinolojik Hastalıklar Prevalans Çalışması’nın sonuçları, 1998 yılında yapılan aynı araştırmanın sonuçları ile karşılaştırıldığında ortaya ürkütücü rakamlar çıkıyor. Bu araştırmaya göre 1998 yılında Türkiye’de Tip 2 diyabet vakaları yüzde 7.2 oranında görülürken, 2010 yılında ise yüzde 13.7’ye ulaştı. İnsülin direnci ile diyabet arasındaki dönem olan ‘bozulmuş glukoz toleransı’ (gizli şeker) ise 13 yıl önce yüzde 6,8 iken 2010 yılında 13.9’a yükseldi. Türkiye’de diyabetin görülme yaşı ise 5 yıl erkene indi. Sadece obezite sıklığı ise yüzde 32 oranında bulundu.

    - Advertisement -

    Yaprak ÇETİNKAYA

    Formsante Dergisi Şubat 2012 Sayısı



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz