Çağımızın belki de en korkutucu hastalıklar grubunda yer alan kanserle savaştan erken teşhis, etkin tedavi ve psikolojik destekle galip çıkmak mümkün. Resmi kurumların çok önemsediği bu konunun toplumda daha fazla duyurulmasında en önemli görev ise sivil toplum kuruluşları ve kişilere düşüyor.
Günümüzde direkt ya da dolaylı olarak kanser hastalığıyla yolu kesişmeyen pek kimse yok gibi… Aile bireyleri, yakın dostlar, akrabalar, komşular, iş çevresi derken herkesin aklının bir köşesinde bu hastalık yatıyor. Ama kanserle karşılaşınca ah vah edip, dövünmek yerine hastalığı yenmek, hastaların yeniden sağlığına kavuşması için çalışmak gerekiyor. Bu fikirden yola çıkan kişi ve kurumlar ise kanser hastalarının hatta yakınlarının bu zorlu süreci en az zararla atlatması için çalışıyor. İşte onlardan birkaçı…
Kansersiz yaşam derneği
2010 yılında kansersiz bir dünya yaratmak amacıyla kurulan Kansersiz Yaşam Derneği, Türkiye’nin dört bir yanındaki kanser hastalarına hastalıkları süresince ihtiyaçları olan moral ve eğitim konularında destek oluyor. Bunun yanında sağlıklı insanların kanser hastalığından korunabilmesi için bilgilendirme ve farkındalık yaratmak için çalışmalar da yapılıyor.
ÇALIŞMALAR HIZ KESMİYOR
Başından kanser öyküsü geçen Dida Kaymaz ve Dr. Begüm Kayar’ın yanı sıra hayatına bir şekilde “kanser” hastalığı dokunmuş dokuz kurucu üyeyle çıkılan bu yolda, kısa zamanda ulusal ve uluslararası çapta birçok projeye imza atıldı. Öne çıkan projelerden biri “Eğitim Yaşa-TIR” sloganıyla hazırlanan ve bir mobil konferans salonu olarak da kullanılan 80 kişi kapasiteli “eğitim tırı”. Bu gezici araçla İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye’de “koruyucu tıp” ve “onkoloji” alanlarında eğitim faaliyetleri düzenleniyor. Bunun yanı sıra derneğin alanında uzman doktorlardan oluşan Bilimsel Komitesi tarafından dört yıl boyunca Adana, Antakya, Mersin, İzmir, İstanbul, Kocaeli, Osmaniye’de ilk ve ortaöğretim seviyesindeki yaklaşık 10 bin öğrenciye “Hastalıklardan korunma ve sağlıklı kalma” eğitimleri verildi.
Kurulduğu günden bu yana yaklaşık 193 bin kişiye hizmet veren Kansersiz Yaşam Derneği, önümüzdeki dönemde daha da güçlenerek gerek kanser hastalarının yaşam kalitesini iyileştirmek, gerekse hasta olmayanları kanserden korumak için yapacağı projelere devam etmeyi amaçlıyor. Bu kapsamda 2016 yılı içinde hayata geçirilmesi planlanan bir proje ise terminal dönemde olan kanser hastaları ile ailelerini destekleme ve yaşam kalitelerini her anlamda yükseltme amacını taşıyor.
Kansersiz Yaşam Derneği’nin gelenekselleşen Gülümse’Sen Çocuk Panayırı, İstanbul’daki hastanelerin çocuk onkoloji servislerinde yatan ve ayakta tedavi gören kanser hastası çocuklar ile ailelerin katılımıyla gerçekleşiyor. Ortalama 500 kişinin katıldığı panayırda çocukların kendilerini masal diyarında hissetmesi, ailelerin de uzman onkopsikologlardan profesyonel destek alması sağlanıyor.
Kansader
Kanserle Savaşan Ailelerin Öğrenim Gören Çocuklarına Destek Derneği, kısa adıyla Kansader, birinci dereceden aile yakınlarında (anne, baba veya kardeş) kanser hastalığı görülen 7-14 yaş arasındaki çocukların yaşam kalitesini yükseltmeyi ve sosyal hayatta yer almasını hedefliyor.
Kanser, bireysel bir hastalık olsa da etkileri ve zorlukları gerek aile içinde gerekse sosyal çevrede yaşanıyor. Tedavi sürecinin tüm aileyi etkilediği de biliniyor. Kansader de bu durumun farkına vararak, tedavi nedeniyle ev ortamında bulunamayan veya bulunsa da ebeveyn rollerini aktif olarak sürdüremeyen aile fertlerinin çocuklarına ihtiyaçları doğrultusunda hizmet vermeye çalışıyor. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Canfeza Sezgin’in başkanı olduğu İzmir merkezli dernek, yardımcı olduğu çocukların psikolojik, eğitim ve sosyal alandaki ihtiyaçlarını saptayarak, bunların karşılanmasını sağlıyor. Bu noktada konusunda uzman gönüllüler devreye giriyor. Eğitim faaliyetleri; ana dersler (Türkçe, matematik, fen bilgisi, sosyal bilgiler) ve yan dersler (resim, müzik, dans, sportif faaliyetler) olarak iki grupta toplanıyor. Bunlar çocukların ihtiyaçlarına göre bireysel veya grup dersleri olarak yapılıyor.
PSİKOLOJİK DESTEK VERİLİYOR
Kanser sadece hastaya değil, çevresindekilere de psikolojik olarak hasar verebilen, travmatik, aile dinamiklerinin bozulabildiği ve olumsuz etkileri çok fazla olan bir süreç. Kansader, yardım elini uzattığı çocuklara psikolojik destek vererek bireysel ya da gruplar halinde sanat ve oyun terapileri yapmayı hedefliyor. Dernek yönetimi yakın zamanda yenilenen yaklaşık 700 metrekarelik bahçeye sahip dernek binasında yaratıcılığı destekleyen bireysel ve grup oyunları ile çocuklara aile, arkadaşlık, paylaşım, grup ve birey olma gibi temel kavramları tatma ve yaşama imkanı sunuyor. Bu çalışmaların dışında gönüllü doktorlar tarafından genel sağlık ve ağız hijyeni gibi konularda verilen bilgilendirme amaçlı seminerler ile rutin kontroller de derneğin faaliyetleri arasında yer alıyor.
Kanserle dans derneği
Bu dernek, yakınları vasıtasıyla yolu kanserle kesişen Esra Ürkmez ve Ebru Tontaş tarafından Şubat 2013’te Amerika’da, aynı yılın mayısında ise Türkiye’de kuruldu. Amacı; kanser hastaları ve hasta yakınlarına bilimsel verilere dayalı, güncel ve doğru bilgi sağlamak, bu kişilere psikolojik, sosyal destek ve danışmanlık hizmeti vermek olan dernek, kanser risk grupları arasında erken teşhis ve tedavinin önemini vurgulamak için toplumda farkındalık yaratmaya da çalışıyor.
Türkiye’de birçok ilde farkındalık ve erken teşhise yönelik seminerler düzenleyen Kanserle Dans Derneği ayrıca hastalar, hasta yakınları ve sevdiklerini kanserden kaybetmiş kişilere gönüllü uzman doktorların işbirliğiyle grup psikoterapileri de veriyor. Bunların yanı sıra sanat ve dans dersleri, meditasyon, atölye çalışmaları düzenleniyor. Derneğin bir başka çalışma alanı da webiner uzaktan eğitim sistemiyle doktorlar ile hastaları internet ortamında birebir buluşturup, herkesin ulaşabilmesi için bu kayıtları youtube üzerinden paylaşması…
TÜM TÜRKİYE’DE FAALİYETTE!
Çevremizde birçok kişi hiç hastalanmayacak gibi yaşıyor ya da yakın çevresinden birinin başına gelmedikçe kansere karşı duyarlı davranmıyor. Kanserle Dans Derneği, bu durumun farkına vararak toplumdaki herkesin dikkatini çekebilecek paylaşımlar yaparak duyarlılığı artırmayı amaçlıyor. Derneğin web sitesinde kimi zaman domates veya kefirle ilgili bir yazı, kimi zaman da üyelerden birinin başından geçen bir mamografi hikayesi paylaşılıyor. Böylece erken tanı, hastalık süreci ve korunma yollarına dair bilgiler daha çok kişiye ulaşıyor. Kendilerini 65 bin kişilik bir aile olarak nitelendiren dernek yöneticileri halihazırda İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile işbirliği içinde yürüttükleri ve pilot çalışma aşamasında olan “Eliniz Elimizde” adlı bir projeleri olduğunu belirtiyor. Proje kapsamında kanser hastası ve hasta yakınlarına kanser teşhisiyle başlayan, tedavi bittikten sonra da devam eden sosyal, psikolojik destek ile tedavi boyunca karşılaşacakları sorunlarda başvurabilecekleri bir danışmanlık hizmeti sunuluyor. Gelecek birkaç yıl içinde de projenin hasta navigasyon sistemi geliştirilerek, tüm Türkiye’ye uyarlanması hedefleniyor. Web sitesi, sosyal medya hesapları, etkinlikleri, bilgi verici broşürleri ve kitaplarıyla daha fazla hastaya ulaşmak için çalışıyorlar.
Merih Kenet yoga merkezi
Türkiye’de yoga denildiğinde ilk akla gelen isimlerden biri olan Merih Kenet de kanser hastalarına yönelik çalışmalar yapıyor. Ama o yalnızca bir eğitmen ve gönüllü olarak değil, bu hastalığı deneyimlemiş ve kanserle savaş veren biri. Rutin kontroller sırasında sol memesinde saptanan 1 cm’lik kanserli tümör ameliyatla alınan ve ilaç tedavisi süren Kenet, hastalığın en başından itibaren yaşamını aynen devam ettirdiğini söylüyor. Ameliyatını takip eden altıncı gün yoga derslerine geri dönen Kenet, yaşadığı tüm olumsuzlukları yoga ve onun açtığı yolda öğrendikleriyle aşmaya çalışıyor. Yogayı sağlıklı kişilerin bedeni için bir armağan, kronik hastalıkları olanlar içinse şifa yolundaki destekçi olarak nitelendiren Kenet, kendi adını taşıyan merkezde kanser hastalarına tedavileri süresince ve tekrarlarında Karma Yoga olarak adlandırılan, bağışıklık sistemini güçlendirici dersler veriyor. Bunun dışında Merih Kenet Yoga Merkezi’nin sosyal sorumluluk ve gönüllü olarak çalıştığı birçok proje bulunuyor. Kanserle Dans Derneği, Lösev, Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı, Fenerbahçe Gönüllüleri ve Marmara Soroptomist sponsorluğunda gerçekleşen çalışmalar ile Acıbadem Sağlık Grubu’nun 2014 yılında düzenlediği meme kanseri haftasında yapılan workshop’lar bunlardan bazıları…
Ayşegül Uyanık Örnekal
Formsanté 2016 – Nisan sayısı