İyi bir üniversite diploması sizi hayalinizdeki kurumunun kapısından içeri sokabilir. Ancak asıl mesele içeri girdikten sonra başlıyor. Başarılı olmanın yolu sabretmekten, sağlıklı iletişim kurmaktan, ne istediğini bilmekten ve olumlu bir insan olmaktan geçiyor. İşte size birkaç tavsiye…
Çocuk da yaparım kariyer de’ sloganını çok sevdik, kariyer mücadelesi verirken yarı şaka yarı ciddi hep söyledik. Ama haksızlık etmeyelim; o zorlu basamakları tırmanırken aslında tek engel çocuk değil… Kontrol edemediğimiz hırslar, tutmayı beceremediğimiz çenemiz, yanlış stratejiler, iş küçümsemek, iş arkadaşları ile aşırıya kaçan ve sonunda hüsranla biten samimiyetler, patronla bir türlü kurulamayan iletişim ve daha neler neler, kariyer yolculuğunda ayağımıza takılıp duruyor. Uzun yıllar bankacılık sektöründe yöneticilik yapan, daha sonra psikoloji eğitimi alan ve iş hayatındaki tecrübelerini kariyer koçluğu çalışmalarında kullanan Psikoterapist Nuray Filiz’e iş hayatında başarının ipuçlarını sorduk. Hayatın her alanında olduğu gibi iş hayatında da her şeyin ‘iletişim’ ve ‘ilişkiler’den geçtiğini belirten Psikoterapist Nuray Filiz, kişiler arası ilişkilerde dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.
Duygularınızı ifade edin
Bir iş arkadaşınızla beraber ortak bir proje hazırladınız, hatta projenin ana fikri de size ait ve bugün müdürünüze sunum yapacaksınız. Sunum başladı ve bir yerde arkadaşınızın ağzından “Ben yaptım” cümlesi çıktı. Günün devamında suratınız asıldı, mideniz buruldu. Bir şey demeden eve gittiniz, bütün gece bu konu aklınıza gelip sizi rahatsız etti. Ertesi sabah işe geldiniz ve arkadaşınıza günaydın demek bile istemiyorsunuz, hatta demediniz. Günler geçti, o kırgınlık içinizde bir yerde hep kaldı, hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Psikoterapist Nuray Filiz; bu örnek üzerinden yola çıkarak doğru iletişimi şöyle anlatıyor; “Hiçbir konuyu bu şekilde uzatmayın. Arkadaşınız bu cümleyi bilerek de kullanmış olabilir yanlışlıkla da… Önemli olan sizin ne hissettiğiniz… Arkadaşınıza duygularınızı ifade edin ama söze mutlaka olumlu cümlelerle başlayın. Yaşanan olayı anlatın, o sırada yaşadığınız duygu durumunu açıklayın ve bir daha yaşanmaması için öneri getirin. Bu iletişim modelini eşinizle, çocuğunuzla, özel hayatınızdaki arkadaşlarınızla da kullanın. “
Düşüncelerinizi yazın
İş hayatınızla ilgili kafanızda dolaşan 40 tilki var ve hiçbirinin kuyruğu birbirine değmiyor. İş yerinizden mi mutsuzsunuz, yaptığınız işten mi karar veremiyorsunuz? Bu karmaşık hisleriniz işteki performansınıza da yansıyor. Patronunuz durumun farkına varmaya başladı, acilen toparlanmanız lazım. Ya da altından kalkamayacağınızı düşündüğünüz bir projede görevlendirildiğiniz için her şey gözünüzde büyüyor. Psikoterapist Filiz böyle bir durumda da şunları öneriyor: “Sorunun kaynağını fark edebilmek için aklınızdan geçenleri yazın. Önünüze bir beyaz kağıt alın, üzerine büyük harflerle kendi adınızı yazın ve kendi düşüncelerinizle yüzleşmeye başlayın. Kağıdı bir çizgiyle ortadan ikiye ayırın. Öncelikle sol tarafa olumsuz duygu ve düşüncelerinizi maddeler halinde yazın. Zorlanmayacaksınız çünkü insan beyni olumsuzlukları yazmaya daha meyilli… Sonra sağ tarafa geçin ve sola hiç bakmadan olumlu düşüncelerinizi maddeleyin. Ve sonra yazdıklarınızı karşılaştırın; madde sayısı ve değer olarak hangisi sizin için daha ağır basıyor? Hazırladığınız bu çizelgeyi her gün gözünüzün önünde olacak bir yere asın ve sık sık okuyun. Gözünüzde büyüyen işleri de yine yazarak, küçük parçalardan başlayarak yapın ve bütüne doğru ilerleyin.”