Son yıllarda dünyada en sık görülen kanser olarak belirtilen meme kanserinde, erken tanı, rutin kontrol ve etkili tedaviyle yüzde 90’ın üzerinde oranla iyileşme sağlanabiliyor. Ancak bu noktada, farkındalık sahibi olmak ve hastalık hakkında bilgilenmek gerekiyor.
Hazırlayan: Ayşegül Uyanık Örnekal
Meme kanseri, 2020 yılından bu yana her yaştan kadın ve erkek kanserleri arasında en sık görülen kanser olması nedeniyle büyük önem taşıyor. Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de kadın kanserleri arasında ilk sırada yer alan yani en sık görülen bu hastalık, her dört kadın kanserinden birini oluşturuyor. Türkiye’de meme kanseri 40’lı yaşlarda pik yaparak, yaş ilerledikçe artmaya başlıyor. En riskli yaşların ise 40’lar, 50’ler ve 60’lar olduğunu belirten MEMEDER Başkanı Prof. Dr. Ayşe Nilüfer Özaydın, “Meme kanserlerinin yüzde 99’u kadınlarda, yüzde 1’i ise erkeklerde görülüyor. Ülkemizde her yıl yaklaşık 25 bin kadının meme kanseri hastası olarak yeni tanı aldığı öngörülüyor” diyor.
40’lı yaşlara dikkat!
Bu hastalık açısından tüm kadınlar risk altında bulunuyor. Bu risk, 40’lı yaşlarda başlayarak artıyor. Meme kanserinin birçok faktörün etkisiyle ortaya çıktığına dikkat çeken Prof. Dr. Özaydın, tüm meme kanserleri için “bilinen ve değiştirilemeyen risk faktörleri” için atfedilen riskin yüzde 37 olduğunu söylüyor: “Bu risk faktörleri; kadın olmak, 40’lı yaşlardan başlayarak yaş almak, ailede meme kanserli birinci derecede akrabası olmak, ailede yumurtalık veya kalın bağırsak kanserli birinci derecede akrabası olmak, meme kanseri gen değişikliklerine sahip olmak (BRCA1 ve BRCA2), 12 yaşından önce adet görmeye başlamış olmak, 55 yaşından sonra adetten kesilmek, yoğun meme dokusuna sahip olmak, 30 yaşından önce göğüs bölgesine radyasyon tedavisi görmüş olmak şeklinde sıralanıyor. Tüm meme kanserleri için ‘bilinen ve değiştirilebilen risk faktörleri’ için atfedilen risk ise yüzde 63. Bu grupta ise sedanter/hareketsiz bir yaşam sürmek, ideal ağırlıktan fazlasına sahip olmak (özellikle menopozdan sonra beş kilogramdan fazla kilo almak), sigara içmek, alkol tüketmek, menopozdan sonra iki yıldan uzun süreyle hormon ilacı tüketmek (HRT), hiç doğum yapmamak, 35 yaşından sonra anne olmak ve hiç emzirmemek yer alıyor.”
Rutin muayene erken tanıda önemli
Memeler vücudun dışında olduğundan, bu hastalık diğer bölgelerdeki hastalıklara göre göreceli olarak bireyin kendisi ve/veya doktoru tarafından yapılan meme muayenesiyle tanı alabiliyor. Hatta hiçbir yakınma, bulgu yokken dahi yapılan meme röntgeni, mamografik tarama ya da check-up muayeneleri sayesinde çok daha erken de fark edilebiliyor. Bu yönüyle meme kanserinin erken tanı konulabilme şansına sahip ve tedavisi olan bir hastalık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özaydın, “Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi; memede ağrısız, zamanla büyüyen bir yumrunun (kitlenin) ele gelmesi, hissedilmesi oluyor. Bunun dışında aşağıdaki belirtilerden biri veya birkaçı da meme kanserlerinde görülebiliyor:
- Bir memenin tamamının veya bir kısmının şişmesi (belirgin bir yumru hissedilmese bile),
- Memede ya da meme ucunda ağrı,
- Meme derisinde kaşıntı ve yanmayla belirgin yangısal durum (egzama, mayasıl),
- Meme ucunda çekilme,
- Memede portakal kabuğu görünümü,
- Meme derisinde tahriş,
- Tek taraflı meme ucunda akıntı (özellikle kanlı akıntı),
- Memenin bir kısmında veya tümünde şişlik, memede şekil değişikliği,
- Meme ya da meme ucu derisinde kızarıklık, kabuklaşma, kalınlaşma,
- Koltuk altında yumru (kitle), bazen memede yumru hissedilmeden önce, kanser koltuk altında veya köprücük kemiğinin etrafında şişme veya yumruya neden olabiliyor.
Bunlardan herhangi biri, meme kanseri dışındaki durumlardan da kaynaklanabilmekle birlikte sayılan belirtiler görüldüğünde, nedeninin bulunabilmesi için endişe edilmeksizin, hızlaca bir hekime muayene olunması gerekiyor” diyor.
Tedavi kişiye özel belirleniyor
Meme kanseri tek bir hastalık olmakla birlikte, her bir hastanın kanseri pek çok farklı özellik gösterebiliyor. Bu nedenle de tedavisi, her kadının kendi meme kanserinin özelliklerine göre yani “kişiye özel” belirleniyor. Hastalık erken tanı aldığında yüzde 90 veya daha yüksek oranda hayatta kalma olasılığına ulaşılabiliyor. Tedavi genellikle meme, lenf düğümleri ve çevresindeki bölgelerdeki hastalığın kontrolü için cerrahi ve radyasyon tedavisi (bölgesel kontrol) ile sistemik tedaviden (ağızdan veya damardan verilen kanser ilaçları) oluşuyor. Anti-kanser ilaçları arasında endokrin (hormon) tedavisi, kemoterapi ve bazı durumlarda hedeflenen biyolojik tedavi (antikorlar) yer alıyor. “Her kadın, cinsiyeti nedeniyle meme kanseri olma ihtimaline sahiptir” diyen Prof. Dr. Özaydın, erken tarama testlerinin KETEM’lerde ücretsiz yapıldığını belirterek, rutin kontroller hakkında şu uyarıları yapıyor:
- Kadınların 20 yaşından sonra her ay mutlaka düzenli olarak memelerini kontrol etmesi önem taşıyor.
- 40 yaşından sonra yılda bir kez, hiçbir şikayetiniz olmasa da memelerin aile hekimine muayene ettirilmesi gerekiyor.
- 40-69 yaş arasında her iki yılda bir KETEM’de ücretsiz meme röntgeni ile mamografisi çektirilmesi önem taşıyor.
“Meme kanseri tek bir hastalık olmakla birlikte, her bir hastanın kanseri çok farklı özelliklere sahip olabiliyor. Bu nedenle de tedavisi, her kadının kendi meme kanserinin özelliklerine göre yani ‘kişiye özel’ belirleniyor.”
Pembe kurdele ile farkında olun!
Dünya çapında kadınlarda en sık görülen kanserlerden biri olan meme kanserine dikkat çekmek, toplumda farkındalık yaratmak için ekim ayı meme kanseri farkındalık ayı olarak bir dizi etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Eylül 2007’de meme sağlığı ve hastalıkları hakkında toplumu bilgilendirmek, meme kanserli hastalara sosyal, bilimsel ve psikolojik yönden destek olmak, bu amaçla sosyal, bilimsel içerikli toplantılar, konferanslar düzenlemek ve meme kanserinin erken tanısında bilinç oluşturmak amacıyla kurulan Meme Sağlığı Derneği (MEMEDER), kamuya yararlı bir dernektir. Halen en yoğun ve temel faaliyetlerini, kadınları bilinçlendirmeye yönlendiren dernek, 2017’den bu yana Çırağan Sarayı’nda gerçekleştirdiği Pembe Festivali bu kez “Cumhuriyetimiz’in 100. Yılında Pembe Festival” başlığıyla, 7 Ekim 2023’te İstanbul’da, bir sonraki hafta da deprem bölgesindeki illerde yapmayı planlıyor. Derneğin faaliyetleri hakkında ayrıntılı bilgi için www.memeder.org adresini ziyaret edebilirisiniz.
“Birinci derece yakınlarında meme, yumurtalık ve kalın bağırsak kanseri olan kadınların risk oranı, diğer kadınlara oranla biraz daha fazla oluyor. Akrabalarının tanı aldığı yaştan beş yıl öncesinden itibaren düzenli hekim kontrolüne başlanması gerekiyor.”