Diğer
    Ana SayfaPsikolojiPsikosentez nedir, nasıl yapılır? Üç aşamalı 'iç’e yolculuk

    Psikosentez nedir, nasıl yapılır? Üç aşamalı ‘iç’e yolculuk

    -

    Modern psikolojiye spiritüel bakış açısı getiren psikosentez, içsel dünyamızı keşfetmeyi, potansiyelimizi gerçekleştirmeyi ve bütünsel gelişmeyi sağlayan bir yöntem olarak tanımlanıyor. Astroloji ve meditasyonla birlikte üç aşamalı yapılan çalışmalar, öz değer ve öz benliği bulmaya yardımcı oluyor.

    Hazırlayan: Seda Özdemir Şimşek

    Belki daha önce duydunuz, belki de ilk kez bu sayfada karşılaşacaksınız; ama son zamanlarda karşımıza sıklıkla çıkmaya başlayan bir kavram var: Psikosentez. Modern psikolojinin oluştuğu 20. yüzyılda İtalyan psikiyatrist ve tıp doktoru Roberto Assagioli tarafından kurulan bir psikolojik gelişim ve kendini geliştirme metodundan bahsediyoruz. Dr. Assagioli bir süre Jung’la çalıştıktan sonra Freud’un geliştirdiği psikanaliz sistemini de inceleyip geliştiriyor. En sonunda da modern psikolojiye ilk spiritüel yaklaşımı getiriyor. Yani bir bakıma ilk spiritüel psikoloji ekolü psikosentez. Bu yaklaşımda diğerlerinde olmayan bir yüksek benlik anlayışı kendini gösteriyor.

    Psikosentez ya ağırlıklı olarak klinik psikologlar tarafından terapi amaçlı ya da özel eğitimini alan psikosentez yaşam koçluları tarafından kendini tanıma, anlama, kişisel gelişim ve kendini gerçekleştirme biçiminde uygulanabiliyor. Uygulayıcıları da içsel dünyamızı keşfetmeyi, potansiyelimizi gerçekleştirmeyi ve bütünsel gelişmeyi sağlayan bir yöntem olarak tanımlıyor psikosentezi. En ilgi çeken özelliği de günlük hayatımızda etkin biçimde kullanmamıza yardım etmek amacını taşıyan, kapsamlı ve pratik bir “kendini gerçekleştirme” yöntemi olması. Doğrudan çözüme yönelik pratik bir yanı da olan bu yöntemi çeşitli kaynaklardan okuyarak kavrayamadığımız için merakımızı gidermek amacıyla Psikosentez Yaşam Koçu ve Meditasyon Eğitmeni Cangül Soydemir’den yardım istedik. Soydemir hem sorularımızı yanıtladı hem de bize derin astroloji, psikosentez ve meditasyon aşamalarından oluşan yöntemini uyguladı.

    PSİKOSENTEZ NEDİR?

    Psikosentez; psikolojiye ruh, sezgi, ilham ve yaratıcılık gibi kavramları devreye sokarak bir üst bilinçdışı, ben/öz üzerine kurulu bir kişilik yapısı ile beden, düşünce ve duygu etmenlerinden kendini sıyırabilen bir Yüksek Öz psikolojisi oluşturuyor. Yani ben ötesi bir psikoloji anlayışı sunuyor. Psikosentezin kurucusu Psikiyatrist Roberto Assagioli, psikosentez ile psikolojiyi analiz formundan sentez formuna taşıdı. Böylece kişisel psikosentez ile günlük yaşantının akışındaki kişiliği yani insanın kendi öz yapısını ve çevresiyle olan ilişkilerini aydınlatmayı amaçladı. Bu ilişkiyi geliştirirken (ki buna yatay gelişim diyoruz) aynı zamanda da ben ötesi psikosentez spiritüel alana odaklanarak yüksek öze gidişin yolunu açıp “Ben aslında kimim?” sorusuna cevap aradı (ki buna da dikey gelişim diyebiliriz). Böylelikle psikosentez, yatay ve dikey gelişim süreçlerini barındıran iki boyutlu bir yapı olarak karşımıza çıkıyor. Psikosentez ile, özün çok önemli bir fonksiyonu olan irade kavramına da yer açıyor Assagioli. Yani iradenin mahiyetini, bir eylem olarak nasıl işlediğini ve hangi tekniklerle geliştirilebileceğini anlamaya çalışıyor. Kısacası irade gelişiminin psikosentezin gerçekleşmesi için ne kadar önemli olduğunu da vurguluyor.

    - Advertisement -

    KÖKENİ HANGİ KAVRAM VE DÜŞÜNCELERDEN ALIYOR?

    Kökenini modern psikolojiden almakla beraber psikolojiye ilk spiritüel yaklaşımı getiren metot bu. O yüzden de çoğu kez Spiritüel Psikoloji diye de anılıyor. En önemli vurgusu da “Umut’un psikolojisi” olması.

    BİREYSEL DANIŞMANLIK SÜRECİNE SPİRİTÜALİZMİ Mİ DAHİL EDİYORSUNUZ?

    Psikosentezin kendisi zaten spiritüel bir temele dayanıyor. 20 yıldır kendi manevi yolculuğunu sürdüren biri olarak kendi deneyimlerimi de katıyorum içine. Özellikle kendi hazırladığım güvenli ve etkili meditasyonlarla, iç enerjilerin düzenlenmesi, bireyin özü ile temasının sağlanmasını hedefliyorum. Hem bireysel deneyimlerim hem de eğitimini alarak öğrendiklerim bana insanın “içte” bir yüksek benliğinin oluşunu ve önemini her zaman vurguladı ve vurguluyor.
    Bu nedenle de gerek bireysel çalışmalarda gerekse grup çalışmalarında spiritüel yaklaşımı hep kullanıyorum.

    Bireysel danışmanlıklarınızı nasıl bir ortamda gerçekleştiriyorsunuz?

    Bireysel danışmanlıklarda hem çevirim içi hem yüz yüze çalışıyorum. Danışanlarımla eğer yüz yüze bir çalışma olacaksa, sakin ve doğanın hakim olduğu bir ortamda bir araya geliyorum.

    Danışanlarınız özellikle hangi meseleler için size geliyor?

    Genelde danışanın sorun olarak gördüğü ve vurguladığı şey aslında asıl sorunun dışta görünen yüzü. O yüzden başta belirtilen nedenleri iyice incelemek gerekir. Bana başvurular patolojik nedenlere bağlı değil tabi. O, klinik psikolog veya psikiyatristlerin konusu. Bana genelde spesifik bir ilişki sorunu, iş veya özel yaşamdaki sorunların çözümleri ya da kendi içlerindeki bazı duygu ve düşünce kalıplarının yeniden yapılandırılması gibi taleplerle geliniyor. Kariyer, sağlıklı ilişkiler kurma konuları da hedefler arasında.

    Örneğin öz değersizlik ya da yas gibi duygu durumlarında danışanlarınızla birlikte nasıl bir yol izliyorsunuz?

    Öz değer konusu günümüzün sorunlu konularından birisi. Günümüzde bu konunun sorun olarak bu kadar sık gündeme gelmesinin fazlaca dış dünyaya yönelik yaşamımızdan kaynaklandığını düşünüyorum. Hep dış’a bakıyoruz. Dış’a tutunuyor ve yaşamın anlamını da hep dış’ta arıyoruz. Dış’taki değerlere, neye ve ne kadarına sahip olduğumuza çok önem veriyoruz ve hep fazlasını, daha fazlasını talep ediyoruz. Böyle olunca iç’i keşfetmek, içteki değerleri keşfetmek konusu ihmal ediliyor. Beğenilme, takdir edilme ve sevilme kriterimiz nasıl göründüğümüz, ne giydiğimiz, ne kadar ince olduğumuz gibi her an değişebilecek ve kalıcı olmayan değerler ve ölçütler olunca öz değer duygumuzun eksik olması kaçınılmaz tabi. Oysa her şey İç’te. Kalıcı değerler içimizde. O yüzden de ben içsel çalışmaların çok önemli olduğuna inanıyorum.

    Bilgi ve tecrübelerinize dayanarak öz şefkat eksikliği, kontrolsüz öfke ya da depresyon gibi sorunların kaynağında ne görüyorsunuz? Benzer bir şemadan söz edebilir miyiz?

    Böyle bir kendini “değersiz hissetme” sorunu keşfedildiğinde, danışanıma yolda rehberlik ederken ona psikosentez ve meditasyon yoluyla iç’ini keşfetmeyi öğretiyorum. Gizli kalmış yeteneklerini, güçlü yönlerini keşfetmesinde rehberlik yapıyorum. Aynı şekilde bireysel astrolojik haritanın göstergelerinden de faydalanıyorum. Kendini tanıma süreci bir iç yolculuk. Ve bu yolculukta doğru yöntemlerle ve deneyimli bir rehber eşliğinde yüründüğünde kişi yeni keşiflerde bulunuyor. Köklü değişimler yaşıyor. Kendini gerçekleştirmeyi öğreniyor. Özgün bir birey olma hedefime doğru ilerliyor.

    Gerçek bir fayda görmek için ne kadar uzun süren bir çalışma sürecinden bahsediyoruz?

    Her birimizin kökeni, yaşadıkları, kişilik yapısı farklı. O nedenle de ben danışanlarıma tamamen onlara uygun spesifik bir yol haritası çiziyorum. Çalışmanın en başında süreci kademeli olarak birlikte belirliyoruz. Her kademede karşılıklı konuşuyoruz. Hedefin neresindeyiz, daha neler yapmalıyız ve ne kadar sürmeli gibi detayları birlikte belirlemeyi tercih ediyorum. Çünkü psikosentez tamamen interaktif, diyaloga yönelik bir çalışma.

    Psikosentez

    Bireysel astrolojik harita önemli çünkü o harita bizim genetik mirasımız, karmalarımız ve genel psikolojik yapımız hakkında çok önemli ipuçları veriyor.

    PSİKOSENTEZ YAKLAŞIMDA ÜÇ AŞAMA

    Cangül Soydemir uyguladığı psikosentez yaklaşımında derin astroloji, psikosentez teknikleri ve derin meditasyon olmak üzere üç aşamadan yararlanıyor.

    Bireysel danışmanlığınızın ilk aşaması “derin astroloji” okuması. Derin astroloji yönteminizi açar mısınız?

    Öncelikle danışanın hedefi nedir sorusuna odaklanıyorum. Hedef net değilse birlikte netleştirmeyi öneriyorum. İlk aşamada bireysel astrolojik haritayı çıkarıp yorumluyorum. Harita önemli çünkü o harita bizim genetik mirasımız, karmalarımız ve genel psikolojik yapımız hakkında çok önemli ipuçları veriyor.

    Bireysel danışmanlığınızın ilk aşaması “derin astroloji” okuması. Derin astroloji yönteminizi açar mısınız?

    Astroloji kökü binlerce yıl geriye giden bilge bir öğreti. Eğitim ve sertifikamı hem uluslararası düzeyde çok tanınmış bir astrolog hem de psikoterapist olan Mark Jones’dan aldım. Benim astroloji kullanma ve uygulama biçimim insanın spiritüel yolculuğunu da içine alan bir kendini bilme, tanıma ve dönüştürme aracı. Bu yüzden de tescilli markam Derin Astroloji’yi oluşturdum. Astrolojiyi falcılık olarak algılamak ve kullanmak onun gerçek değerini hafife almak ve kötüye kullanmak demek. Bu nedenle de böyle bir derin bakış açısıyla haritaları yorumlamayı seçtim. Derin Astroloji açısından bireysel haritanın yorumu kişinin “Ben neden buradayım? Neleri deneyimlemeliyim? Hangi sınav konuları vurgulu? Yeteneklerim, zayıflıklarım neler? Karmik mirasım nedir?” gibi önemli soruların arayışı için değerli bir kapı açıyor. Bundan sonrası kişinin o kapıdan girip yürümeye niyetlenip niyetlenmemesi ile ilgili. Yürümeye niyet ederse ben de kendisine Psikosentez Yaşam Koçu ve Meditasyon Eğitmeni olarak iki metodu da kullanarak bir yol arkadaşlığı yaparım.

    İkinci aşamanıza geçtiğinizde…

    Haritayı yorumladıktan sonra danışmanımla bir süre belirliyoruz ki bu genelde 10 seans oluyor. Hedefi her zaman karşılıklı belirliyoruz. Ardından psikosentezin geniş yöntemleri içinden o kişiye uygun olan teknikleri seçiyoruz ve bu şekilde çalışmaya başlıyoruz. Her seansta mutlaka meditasyon da yapıyoruz.

    Seanslarınızın son aşaması olan meditasyonun bildiğimiz diğer meditasyonlardan ne gibi bir farkı var?

    Meditasyonun genel amacı bizim İç’te derinleşerek Öz’ümüzle buluşmamız. Gerçek spiritüel ekollerin asıl işlevi bu. İçteki ‘ben’le tanışmak, içimizdeki tanrısal enerjiyi keşfetmek. Oraya derinleşirken o enerjinin önündeki çeşitli engelleri, psikolojik ve enerjisel çöpleri temizlemeye çalışmak gerekiyor. Her birimizin içindeki engelleyen konular ve enerjiler farklı. O nedenle de ben kişiye özel meditasyonlar hazırlıyorum. Hem genele yani açık rahatlamaya hem de spesifik hedefe yönelik meditasyonlar var. Ama onların faydaları sınırlı. Bireysel danışmanlıklarda kişiye özel hazırlanan meditasyonlar ise çok etkili ve danışanın sorunlarına yönelik.

    TUTULAMAYAN YASLARIN ETKİSİ

    6 Şubat depremleri hem bireysel hem kolektif yas konularındaki farkındalığımızı artırdı. Yasın kişisel gelişimdeki rolünü Cangül Soydemir’e de sorduk ve kendi deneyimine dayanarak verdiği şu yanıtı aldık: “Jungien Analitik Psikodrama eğitimi alırken, eğitim grubumuzda yeni mezun genç bir psikolog da vardı. Güzel, zarif bir kızdı. Daha ilk günden bir şey dikkatimi çekti: Zorlu sorular, sorunlu konularda hep gülüyordu. Grupta değil gülmek, gülümsemek bile hiçbirimizin içinden gelmezken o yüksek sesle gülüyordu.
    Önceleri biraz tuhaf geldi. Ama eğitim ilerledikçe ve her birimiz kendimizle ilgili travmalar üzerinde çalışırken, onun travmaları ve tutamadığı yasları ortaya çıktı.
    Yaşadığı bazı büyük kayıplar sırasında yasını tutamamıştı. İşte o içte saklanmış derin acılar yüzünden ağlamayı öğrenememişti. Onun yerine gülüyordu. O zaman daha iyi anladım tutulamayan yasların kahkahalarını. Tutulamayan yaslar, içte dondurulmuş acılar bir zehir gibi insanın duygularına, zihnine, bedenine yayılır. Ve hasta eder. Tüm psikologların vurguladıkları konu “yas sürecine” izin verilmesi. Yas, kayıplardaki çok önemli bir süreç ve kişi mutlaka yasını tutmalı. Çünkü bu süreç; kayıpla ilgili duyguları, kaybı protesto eden duyguları, kayıptan dolayı, başına gelen şeyleri ifade etme olanağı tanır. Yasın asıl amacı kişinin yaşamındaki değişiklikleri sağlıklı biçimde yapabilecek hale gelmesini sağlamak. Ancak bu süreç doğru biçimde geçilirse kişi kendisine fayda sağlayacak soruları sormaya başlayabilir.



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz