Diğer
    Ana SayfaBeslenme & DiyetRengarenk sularla yeni bir başlangıç

    Rengarenk sularla yeni bir başlangıç

    -

    Kilo vermek, sağlıklı olmak, güzel görünmek için yıllardır aradığımız sihirli değnek, bir katı meyve sıkacağına giren meyve ve sebzeler olabilir mi? 

     

     

    - Advertisement -

     

     


    K
    endi bedeninde gözlemlediği kilo ve sağlık sorunlarını hiçbir diyet listesi ve reçete ile aşamayacağını anlayan Cenk Kıral, izlediği bir filmden etkilenerek farklı bir yol denemeyi seçti. ABD’de bulunan The Institute of Integrative Nutrition’da sağlıklı beslenme eğitimi aldı. Önce kendi kendisinin sağlık koçu oldu, “juicing” yöntemi ile daha sağlıklı bir hayata adım attı. Sağlıklı Yaşam Koçu ve Juicing Uzmanı Kıral şimdi de deneyimlerini ve tariflerini “Juicing ile Gelen Sağlık” adlı kitabında anlatıyor. Kıral ile bu yolculukta sağlıklı beslenme hakkında neler öğrendiğini, bunları hayatına nasıl adapte ettiğini konuştuk. 

    SAĞLIKLI YAŞAM VE JUICING HAYATINIZA GİRMEDEN ÖNCE NE YAPIYORDUNUZ? 
    Ekonomi mezunuyum ama hemen bilişim sektörüne girdim ve 25 seneyi aşkın bir süredir bu sektörde çalışıyorum. 2006’dan beri Türkiye’deki görevlerim yurt dışı sınırlarına taştı. O zamanlar çalıştığım şirket bana bölgesel anlamda bir görev vermişti ve o günlerden bu yana çok sık seyahat temposu olan, oldukça yıpratıcı üst düzey yöneticilik görevlerindeyim. 2012 yılında şirket değiştirirken ülke de değiştirdim ve önce Dubai’de, sonra da Madrid’de yaşamaya başladım. 

    BU SÜREÇTE KİILO SORUNLARI YAŞADIĞINIZI ANLATIYORSUNUZ. JUICING’E GELENE KADAR HANGİ YOLLARI DENEDİNİZ? 
    Çok şey denedim. Çocukluktan bu yana kilolar problemdi ama hiçbir zaman obez olmadım. İş yaşantısına girdiğim yıllardan itibaren sürekli ve sinsi şekilde artan kilo problemi ilk oğlumun doğduğu yıllardan itibaren insülin direncine dönüştü. Karaciğer yağlanmam zaten kendimi bildim bileli vardı. 2000’li yılların başlarından itibaren kilo artışı hızlandı. Doğal olarak ilk başta diyetisyenlere gittim. Metabolizma ile daha yakından ilgili endokrinoloji uzmanlarına danıştım. Bir dönem ıstıraplı mahrumiyete dayalı diyetler ve şekeri kontrol altında tutmaya yarayan ilaçlar verildi. Bazen biraz kilo verir gibi olup sonra yine alıyordum. Bu dönemden bana kalan tek mantıklı bilgi “Glisemik Endeks” kavramıdır ama resmin tümünü göremeyince o da bir işe yaramıyor. Sonuçta 102 kiloya kadar çıktım. 

    MEYVE-SEBZE SULARI İLE TANIŞMANIZ NASIL OLDU? 
    2011 yılı sonunda seyrettiğim bir film juicing yaparak 47 kilo veren ve sağlığına kavuşan birisinin gerçek hikayesiydi. Beni çok etkiledi. Hemen aynısını denedim. Önce hemen bir katı meyve sıkacağı aldım. Sonra da 5 günlük “juice orucu” yaparak başladım. Sonra kısa süre içinde ikinci orucu yaptım. Kendimi çok farklı hissetmeye başladım. Kilo vermemle birlikte cildim parlamaya başladı. Juicing ilk başlarda biraz zor gelse de bir ıstırap değil, bilakis şahane bir arınma yöntemi… Törensi bir hava kazanınca çok daha zevkli bir alışkanlık haline de dönebiliyor. Bu da bir dönüşüm süreci demek ki, aslında insana gerçek mutluluk o zaman geliyor. 

    JUICING NE DEMEK? 
    Juicing çok kabaca sebze ve meyvelerin belli karışım reçeteleriyle sularını elde ederek onları bir kür halinde uygulamak demek. Tek satırlık tarifi bu… Ama juicing, daha geniş açıdan bakarsak, sağlıklı yaşama geçişi sağlayan katalizatör gibi bir yaklaşım. Sadece meyve suyu asla değil. Hatta meyve oranının, sağlıklı bir juicing uygulamasında toplam bir bardak içinde yüzde 20’yi geçmemesi öneriliyor. Doğada var olan tüm sebze ve meyveleri kapsayan bir yaklaşım ama hepsi kullanılacak diye bir zorunluluk yok.

    JUICING BIR GEÇİŞ DÖNEMİ Mİ, YOKSA YAŞAM TARZI MI?
    Her ikisi de… İlk başlarda bir geçiş dönemi olarak başlıyor ama bir hayat tarzına dönüşüyor zamanla. Zaten öyle olmazsa birçok faydalı uygulama gibi geçici rahatlık veren bir moda olarak kalırdı.

    KİŞİLER BU TÜR BESLENMENİN KENDİLERINE UYGUN OLUP OLMADIĞINI NASIL ANLAYACAK? DOKTORA DANIŞILMALI MI?
    Tabii ki doktora danışmalarını öneriyorum. Ama burada önemli olan hangi doktora danışılacağı- ki kitabımda da bunu vurgulamaya çalıştım. İnsanların ne yediklerini, niçin yediklerini, beslenme ilmini, ilaç yazmanın ve ameliyat yapmanın ötesinde hazmetmiş bir doktor olması lazım. Klasik tıp bakışı bence burada sınıfta kalıyor. Herhangi bir rahatsızlık durumunda kişiye ne yediğini ve nasıl beslendiğini sormayan doktor bu anlamda kişilere çok destek olamaz.

    DÜNYADA, ÖZELLİKLE DE BATI’DA JUICING KONUSUNA BAKIŞ AÇISI NASIL? YENİ BİR AKIM MI?
    Olay öyle başladı. 2007’de bahsettiğim film (Fat, Sick and Nearly Dead) piyasaya çıkınca başta ABD olmak üzere dalga dalga yayılmaya başlayan bir akım oldu ama sağlıklı yaşama dönüşümü başaranlar için hayat tarzı haline geldi.

    BU YOLCULUKTA ÖĞRENDİĞİNİZ VE SIZI EN ÇOK ŞAŞIRTAN BİLGİLER NELER?
    Açıkçası çok şey var. Zaten öyle olmasa bu kitabı yazmazdım. En önemlisi şu; meğer üç-beş sebze ve meyve ile insanın hayatında devrim yaratacak faydalar elde etmesi senelerdir biliniyormuş ama bu bilinç yaygınlaştırılmamış. Çünkü tüm sistem sizin önce hasta olmanızı bekleyip, sonra tedaviyi sunarak ve bunu defalarca üst üste yaparak yaşar hale gelmiş. Doktorların bu alandaki bilgi seviyelerinin eksikliğinin yanında, yiyecek endüstrisinin yıkıcı gücünün nerelere ulaştığını gördüğümde dehşete kapıldım. Özelikle de çocukları bekleyen tehlike çok çok büyük. Sadece şekerle kapımızda duran tehlike uyuşturucu dünyasının yarattığı riskten daha büyük. Elimizle ağzımız arasındaki 40-50 santimlik mesafe bize tanınan özgürlüğün son noktası. Kimse orada bize hesap sormuyor ve biz de orada kendi kendimizi mahveden tercihleri göz göre göre yaparak hastalanıp sonra çareler aramaya başlıyoruz. Elbette bunun ekonomik faturası da oldukça yüksek. Yiyecek firmalarının laboratuvar ortamlarında yarattıkları sözüm ona besinlerin vardığı nokta dehşet verici… Öte yandan, çok ciddi hastalıkların basit beslenme ve hayat tarzı değişiklikleriyle nasıl ortadan temelli kalktığını görünce daha da şaşırıyor ve “Neden bunları bana daha önce kimse söylemedi?” diyorsunuz.

    BU DENEYİMLERDEN SONRA “SAĞLIKLI BESLENMEK” DEYİNCE SİZ NE ANLIYORSUNUZ?
    Benim algılamam ciddi oranda değişti. Konu sadece ağzımızdan içeri girenlerde değil, aldığımız nefeste, ettiğimiz harekette, aklımızdan geçen düşüncelerde, yeterli düzeydeki uykumuzda ve çevremizle yaşadığımız ilişkilerin toplamında. Öncelikle buradaki dengeyi tutturmak önemli… Sonra devreye beslenme giriyor. Mümkün olduğu kadar doğadan, olduğu gibi, bozulmamış, bütünsel halleriyle alınan “gerçek ve yaşayan” gıdaları, işlenmiş ve paketlenmiş olanlarla hiç karıştırmadan ve şekerden arınmış şekilde, gerekli kombinasyonda tüketmek gerekiyor. Her şeyden önemlisi herkes, kendi biyo-kimliğiyle olan durumunu algılamalı ve herkese uyan standart bir yaklaşımın olmadığını bilmeli. Temel algıyı böyle alınca gelinen noktada günümüz ortamındaki karbonhidratları en minimize ederek şekerin olmadığı beslenmede herkes kendine uyan bir modeli oturtmalı. Bunu yaparken hormon ve enzimlerin önemini belli oranda anlamak önemli… Sağlıklı beslenmek kesinlikle sadece juicing yapmak değil ama juicing’i kullanarak oraya varmak… 

    BUGÜN İDEAL KİLONUZA ULAŞTINIZ, NASIL BESLENİYORSUNUZ, NASIL YAŞIYORSUNUZ?
    Ben ideal kilomda olduğumu iddia etmiyorum çünkü herkes gibi zorlu şehir yaşantısında, stresli iş koşuşturmalarında ve ideal besinleri her an bulamadığım ortamlarda olmak durumundayım. Bu zorlu koşullarda yapılabilecek en pratik ve ama bazen de zorlu adımları atarak kafamdaki dönüşümü gerçekleştirdim. En önemlisi buydu. Her gün ideal beslenemesem de haftalık boyutlarda bunu dengelemeyi başardım. Şekeri ve büyük oranda karbonhidratı hayatımdan çıkardım, hayvansal proteini minimuma indirdim. Juicing’e hayatımda önemli bir yer açtım. 

    JUICING’IN ETKİSİVÜCUTTA ZAMAN IÇINDE HANGI AŞAMALARDA ORTAYA ÇIKIYOR?

    Çok önemli etkileri var. Öncelikle damak yapımızdaki duyuları ve metabolizmayı yeniden doğal, fabrika ayarlarına getiriyor. Günlük yaşantımızdaki işlenmiş gıdaların beynin morfin merkezlerindeki etkisini ortadan kaldırarak, doğal olması gereken yere çekiyor. Nefs-i kontrol dediğimiz bilinci oluşturuyor ve güçlendiriyor. İnsülini düzenliyor ve kontrol altına alıyor. Gereken orandaki yağ yakımını mümkün kılıyor. Hücresel seviyeden beslenmeyi sağlamaya başlıyor ve oradan dokulara, organlara ve sistemlere genişleyen bir iyileşme ile düzenleme sağlıyor. Cildi sıklaştırıyor ve güzelleştiriyor. Kadınlar için dışardan uygulanan petrokimyasal maddeler yerine doğal olarak içten dışarı bir güzellik getiriyor. Bağışıklık sistemini inanılmaz oranda güçlendiriyor ve böyle olunca hastalık oluşumunu engelliyor.

    UYGULAMANIN FARKLI ŞEKILLERI VAR MI? DAHA KOLAY UYGULAMAK MÜMKÜN MÜ?

    Evet, farklı uygulamalar var. Herkesin kendi durumuna göre juicing’i ele alması mümkün. Oruç dediğimiz sadece juice içerek yapılan uygulamalar olduğu gibi tek öğün dediğimiz günde sadece tek öğünün katı, diğer öğünlerin sıvı olduğu bir model de var. Bunların hiçbirisi olmasa da gündelik yaşantıda yenilenlere ilave olarak juicing yapanlar da var. Herkes kendi biyo-kimliğine uyan modeli seçebiliyor. Kısacası emekli olmuş 70 yaşındaki birisi de 25 yaşındaki bir sporcu da juicing yapabilir ama farklı tonlardaki uygulamaları seçebilir. Bu da bence işin güzel tarafı. Herkese uyan tek bir ideal model yok.

    KLASİK VE GÜÇLÜ BİR TARİF
    Klasik bir green juice için 1 salatalık, 3-4 adet kereviz sapı, 1/2 demet maydanoz, 1 avuç ıspanak, 1 limon, 1 parmak kadar taze zencefil ve 1 yeşil elma yeterli. Bu malzemelerle doğanın en saf ve güçlü iyileştiricisi olan bir juice elde edilebiliyor. Sabahları kalkınca 1 elma, 1 limon, 1 parmak zencefil ve 1 avuç nane yaprağından oluşan bir juice harika bir uyanış için uygun oluyor.

    Formsanté – 2015 Temmuz sayısı
    Yaprak Çetinkaya



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz