Diğer
    Ana SayfaSağlıkŞekeri neden tüketmemeliyiz?

    Şekeri neden tüketmemeliyiz?

    -

    haziran-2013-saglik-resim-1
    Diş çürüğünü tetikliyor
    “Ağız içinin normal florasında bulunan bakteriler tüm besinleri, özellikle şeker ve nişastayı aside dönüştürüyor. Bu asitler, dişlerin mineral dokusunu çözerek diş çürüğünün başlamasına neden oluyor. Yemekten sonraki 20 dakika plak ve bakteri aktivasyonunun en yoğun olduğu zaman dilimi… Sık sık atıştırmak, diş yüzeyinin asitlerle temas süresini artırdığından çürük riskini de artırıyor. Tüketilen karbonhidratların miktarı ve tüketimden sonraki diş bakımı da önemli bir unsur. Limonata, kola, meyve suyu ve süt gibi meyve veya süt şekeri içeren içecekler de diş çürüğünü tetikliyor. Dişlerin üzerinde ve arasına yapışan her gıdadan kaçınmak gerekiyor. Yemekten sonra şekersiz sakız çiğnemek tükürük salgısını çoğaltıyor. Tükürük, yemek artıklarını temizliyor ve dişlere zarar veren asitleri nötralize edip zararsız hale getiriyor. Fakat diş çürüğüne karşı en etkili silah, her zaman diş fırçası!” Yeşim Tünal Güzey/ Diş Hekimi

    Rafine şeker karaciğer yağlanması nedeni
    “Vücudumuzun doğal yapısı doğal yollardan alınan şekerden fazlasına yani rafine şekere ihtiyaç duymuyor. Gün içinde alınması gereken şeker miktarını birkaç porsiyon meyve ile almak mümkün… Bunun dışında alınan fazla şeker hızlıca, direkt olarak kana karışıyor ve yağa çevriliyor. Bu yağ vücudun belli organlarında birikiyor. Son zamanlarda da çok fazla görülen karaciğer yağlanmasına sebep oluyor. Karaciğer yağlanması da uzun dönemde sindirim bozukluğuna yol açıyor. Çünkü yağlanma, karaciğerin rahat çalışmasını engelliyor. Çok fazla rafine şeker tüketmek aynı zamanda pankreastan da çok hızla insülin salgılanmasına sebep oluyor. Hızlı insülin salgılanması ise hipoglisemi ve insülin direncine zemin hazırlıyor.” Prof. Dr. Yıldıran Songür/ Gastroenteroloji Uzmanı/ Memorial Şişli Hastanesi

    Tek şekerli çayın yıllık getirisi çok yüksek
    “Ülkemizde şeker tüketim oranı son 10 yılda yüzde 50 oranında yükseldi. Bir küp şeker, 20 kaloriye denk geliyor. Günde tek şekerli beş bardak çay içtiğimizi varsayarsak sadece çay içerek aldığımız kalori 100’ü buluyor. Tek şekerli çaydan aldığımız aylık miktar 3 bin kalori; yıllık getirisi ise 36 bin kalori. Bu şekilde bir yılda vücudumuza tam beş kilo geliyor. Günde beş şeker eksilterek kalori alımına bağlı kilo riskini de ortadan kaldırabiliriz. Karbonhidrat alımının en düşük yüzde 42 olması hastalıkları engelliyor. Seçimi bulgur, tam buğday ekmeği gibi kompleks karbonhidratlardan yana yapmak gerekiyor.” Pınar Kural Enç/ Uzman Diyetisyen

    Şekeri ne kadar tüketmeliyiz?
    “Şeker kaynağı olarak yediğimiz karbonhidratlar, günlük diyetimizin yüzde 55-60’ını oluşturmalı. Seçim yaparken ‘kompleks karbonhidratlar’ denilen, sindirimi ve emilimi daha yavaş olan sebze, meyve, kuru baklagil, kepekli ekmek gibi yiyecekleri seçmeliyiz. Birçok hastalık için risk faktörü olarak düşünülen şekeri günde en fazla sekiz kesme şeker kadar tüketebiliriz. Bu da üç tatlı kaşığı bal veya elma, portakal, şeftali, armut gibi orta şekerli meyvelerden 300 gram yemeye denk geliyor. Ekmek gibi başka karbonhidrat grubu tüketmediğimiz takdirde toplamda tükettiğimiz karbonhidrat bu miktarları geçmemeli… Kahvaltıda bir tatlı kaşığı saf bal çok iyi bir antioksidan olduğundan tüketilmesini öneriyoruz. Mutlaka şekerli ürün tüketeceksek yemeklerin ardından küçük porsiyonlar olarak tüketmeye özen göstermeliyiz. Öncesinde ve sonrasında yapılan egzersizler yüksek kalorili bu ürünlerin zararlarını azaltmada faydalı olur. Düzenli egzersiz yapmak da insülin gereksiniminizi azaltacaktır.”
    Dr. Nafiz Karagözoğlu/ İç Hastalıkları Uzmanı

    Yaprak ÇETİNKAYA

    - Advertisement -

    Formsanté Dergisi Haziran 2013 Sayısı



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz