Yeterince zaman kaybettiğinizi mi düşünüyorsunuz? O halde harekete geçmeye ne dersiniz? Bu yazıyı okuduktan sonra koşuya çıkmak için gün doğarken yataktan kalkabilir, fit bir beden için heyecan duyabilirsiniz…
“27 yaşına kadar egzersizden uzak yaşadım ama bu fikir her zaman aklımın bir köşesinde vardı. Bir anda hayatıma giren egzersiz, son 10 yılda adeta ruh ikizim oldu. Bu kararı alıp, egzersizle tanışmamda hayati ya da benzeri kötücül bir durum yoktu. Oysa şimdi gardırobumun büyük çoğunluğu spor kıyafetlerden oluşuyor. Aklınızdan geçen soruyu duyabiliyorum: Peki ama bu nasıl oldu? Egzersiz eşiğini yani sonunda başarmak için gerektiği kadarını, gereken sıklıkta ve gereken zorlukta yaptığım o noktayı geçtim. Eminim ki egzersizi sevmeyi öğrenmenin anahtarı da bu. Sadece, kendini fazlaca vermek zorundasın ve unutmayın ki bunun çeşitli ödülleri de olacak.” Okurlarımızdan Ayça’nın bizimle paylaştığı bu deneyimin üzerine, severek egzersiz yapmanın en kolay yollarını araştırmaya karar verdik.
Uzmanlar, haftada en az beş kez, 30 dakika egzersiz yapmayı öneriyor. Ayrıca zevk almaya programlı olan insanların içki veya aşırı yeme gibi sağlıksız davranışlara sahip olduğunu, bu alışkanlıklardan da büyük haz duyduğunu belirtiyor. Ancak aynı hazzı egzersiz yapmakta bulabilirseniz, bu kez tüm benliğinizle onu isteyecek ve alışkanlık olarak sürdürebileceksiniz. Burada anahtar sadece başlamak! Düzenli olarak egzersiz yaptığınızda gözle görülür sonuçlar alacağınızı unutmayın. Haftada bir kez, isteksizce yaptığınız grup dersinin sizin için yeterli olmayacağını bilin. Spor salonu üyeliğinizi yenilemek ve saunayı kullanmak da egzersiz sayılmaz. Zararın neresinden dönerseniz dönün, sizin için kar olacağını unutmayın. Kendinize bir iyilik yapın ve bugünden itibaren egzersize başlamak için ipuçlarını takip edin…
1 – İlk iş, endorfinlerinizi tanıyın
Uzmanlar endorfin hormonlarının insanlara egzersizi sevdirdiğini belirtiyor. Bu hormonlar vücudun ağrı kesicileri, stres hafifleticileri olmanın yanı sıra fiziksel aktivite sonucu salgılanıyorlar. Endorfinlerin vücuttaki etkisi iki şekilde görülüyor: Vücuttaki diğer kimyasallara bağlanarak egzersiz yaparken ağrıyı önlüyor ya da vücuda sinyal göndererek dopamin salgılamasını, dolayısıyla da egzersizden zevk alınmasını sağlıyor.
Gerçekçi olun! Eğer cumartesi akşamı katılacağınız bir davet varsa, pazar sabahı yüzmeyi planlamayın.
2 – Sınırlarınızı zorlayın
Eğer egzersiz sırasında ya da sonrasında endorfin yükselmesi yaşamadıysanız, bu yeterli egzersiz yapmadığınızı gösteriyor. Uzmanlar, herkesin endorfin üretiminin birbirinden farklı olduğunu ama bunu harekete geçirmek için ağır ve şiddetli egzersiz yapmak gerektiğini belirtiyor. Son dönemde yapılan çalışmalar ve gözlemler ise endorfinin kısa süreli yapılan ağır egzersizlerde, uzun sürelilere oranla daha yüksek etki ettiğini gösteriyor. Bu sonuca göre, önemli olan uzun süre değil, yüksek tempoda çalışmak…
3 – ‘Kişisel fitness egzersizinizi’ bulun
Fitness uzmanları, spor yapan kişilere ‘kendinizin antrenörü olun’ önerisinde bulunuyor. Çalışırken farklı kişiler için hazırlanan egzersiz programları yerine, size uygun olan, düzenli olarak yapabileceğinize inandığınız bir program seçin. Örneğin; sabah mı yoksa öğlen mi daha verimli çalışıyorsunuz? Açık havada mı yoksa salonda mı çalışmayı seviyorsunuz? Sizin için egzersiz, ‘benim zamanım’ anlamına mı geliyor, yoksa ‘arkadaşlarla geçirdiğim zaman’ anlamına mı? Rekabetçi biri misiniz, nasıl olsa olur mu dersiniz? Sizi çalışırken ne durdurur? Yoksa her şeye rağmen devam eder misiniz?
Eğer siz yalnız başına, doğada sabahları egzersiz yapmayı seven biriyseniz, çalışmadan önce koşmayı tercih edebilirsiniz. Akşamları çalışmayı seviyorsanız, gittiğiniz spor salonunda kendinize uygun bir sınıf bulun ve arkadaşlarınızı da yanınıza alın. O zaman kendinize en uygun kişisel fitness egzersizini yapmanın keyfini sürebilirsiniz.
Devamı diğer sayfada