Yerçekiminin gücüne en dayanıksız bölgelerden biri de boynumuzdur. Yeni konsept estetik yöntemlerle yerçekiminin etkisi tersine çevrilip özellikle boyun bölgesinde doğal gençleşme sağlanabiliyor.
Kadınlarda yüz ve boyun bölgesi, özellikle belirli bir yaştan sonra deforme olmaya, sarkmaya başlıyor. Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ayşen Bilge Sezgin, yüz bölgesinin yaşlanmasının kişilere ve yaşam şekline göre değiştiğini, ancak güneş ışığı, sigara, stres ile kötü beslenme gibi faktörlerin hızlı yaşlanmanın en önde gelen sebepleri olarak sayıldığını söylüyor. Op. Dr. Sezgin, boyun bölgesinde oluşan çizgi ve kırışıklıkların artışında yatış pozisyonu ile yastık yüksekliği gibi faktörlerin önemli olduğunu belirtiyor. Op. Dr. Sezgin, çizgi oluşumunu önlemek için sırtüstü yatmanın, yüksek yastık kullanmamanın ve güneşten korunmanın önemli olduğunun altını çiziyor. Boyun bölgesindeki yaşlanmanın oluşumunu ise şu şekilde açıklıyor: “Yüz bölgesinde, özellikle yanak alt bölgelerinde yaşlanma oluşuyor, yanaklar aşağıya doğru yer değiştiriyor ve göz altı boşalıyor. Yanak kenarları ile dudak kenarları derinleşiyor, yüz bölgesine daha yorgun ve üzgün bir ifade yerleşiyor. Boyun kontürünü kaybederken, boyun çene açısı azalmaya başlıyor. Özellikle gıdı altında yağ birikimi, genetik yatkınlığı olan ve kilo alan kişilerde daha yoğun olmak üzere başlıyor. Sadece yaşlanma mevcutsa lokal anestezi yapıp, liposuction ve lazer ile yağları alıyor, sıkılaştırma işlemini de aynı anda gerçekleştirmiş oluyoruz.”
Hem doğal hem de izsiz operasyon
En önemlisinin yanak altı ve boyun gıdı sarkmaları olduğunu söyleyen Op. Dr. Sezgin, sarkma ileri derecede ise asma ve telleme işlemi yaptıklarını anlatıyor. Böylece ufak bir operasyonla hastanın daha genç bir ifadeye kavuşabilmesi mümkün oluyor. Telleme, saç içerisinden ufak infüzyonlarla girilerek, yanak ve boyun bölgesinin gerilmesi işlemine deniliyor. Bu işlemde kullanılan tellerin en önemli özelliği altı ay içinde eriyebilmeleri. Bu özelliği sayesinde ise yerine fibrozis yani bağ dokusu oluşumu gerçekleşiyor ve böylece aşağıya olan yerçekimini yukarıya doğru değiştirerek gençleştirme sağlanıyor. Op. Dr. Sezgin, bu işlemi şu şekilde anlatıyor: “Hem doğal hem de izsiz ufak bir operasyondur. Aynı esnada gerekiyorsa yanak altından ve gıdı bölgesinden yağ alımı işlemi yapıyoruz; bu şekilde yüzde dinamik bir gençleşme elde ederken izden de korunmuş oluyoruz. Yüz ve boyun bölgesindeki kırışıklıklar için botoks ve dolgu yani hyalüronik asit uygulaması da yapıyoruz, bu işlemlerin altısekiz ayda tekrarı gerekiyor. Lekeler için lazer, sıkılaştırma işlemi için de lazer endermoloji işlemi uyguluyoruz. Bu işlemler kişinin kırışıklık ve leke yaygınlığına göre birkaç seans gerektirebilir. Uygulama sonrası özel bir dinlenme gerekmiyor; hasta gerekirse kapatıcı veya fondöten kullanarak işine ve sosyal yaşantısına devam edebiliyor.”
İleri yaşlarda asma ve germe işlemi eklemek gerekiyor
Op. Dr. Ayşen Bilge Sezgin, ileri yaşlardaki hastalarının pek çoğunda ekstra işlemler uyguladığını anlatıyor: “Hastamız 40 yaş üzerindeyse, boyun bölgesinde deformasyon ve sarkma fazla ise asma veya germe yapmak gerekiyor; sadece dolgu, botoks veya lazerle sonuç almak zor.” Op. Dr. Sezgin, ileri yaş hastalarda yüz ile boyun bölgesine vitamin ve anti-aging uygulamalarının yanı sıra hyalüronik asit içeren cilt gençleştirici işlemlerin de mevcut olduğundan bahsediyor. Bu uygulamalar cilt altına çok özel ince iğneler ile uygulanırken, ihtiyaca göre birkaç seans veya altı aylık düzenli seanslar ile yapılabiliyor. Op. Dr. Sezgin, bu uygulamaların cilde parlaklık ve canlılık kazandırdığını söyleyip, hastalara en az üç seans uygulama yaptırmalarını tavsiye ediyor: “Çoğu kez operasyonlar sonrası cilde ışıltı kazandırmak için bu uygulamaları da tavsiye ediyoruz ve uyguluyoruz. Sonuçlar bir-üç hafta içinde görülmeye başlıyor.”
Formsanté Dergisi Ocak 2013 Sayısı