Diğer
    Ana SayfaSağlıkDiyabet hastalarının ayakları özel bakım istiyor

    Diyabet hastalarının ayakları özel bakım istiyor

    -

    mart-2013-saglik-2-resim-3Ayaklar konusunda diyabetli bireyi diğerlerinden ayıran nedir?
    Başlıca iki unsur var. Birincisi nöropati. Hemen her diyabetik hastayı nöropatik olarak kabul etmekte yarar var. Başlıca üç sinir türü var. Biri motor sinirler; hareketlenmemizi sağlıyor. Motor nöropatide uçlardan başlayarak adaleler erimeye başlıyor ve ayaklar deforme oluyor. Bunun sonucunda da ayak tabanındaki basınçlar farklı yerlerde artıyor ve aşırı nasırlaşma oluşuyor. İkincisi otonom nöropati… Ter ve yağ bezlerini kontrol eden otonom sinirler hasar görünce ayaklar aşırı kuruyor ve çatlaklar oluşuyor. Bu çatlaklardan mikrop girmesi sonucunda ise enfeksiyon oluşuyor. Bugün tüm diyabetiklere ayaklarını her gün nemlendirmeyi, pamuklu çorap ve rahat ayakkabı giymeyi öğretebilsek karşımıza çıkan problemlerin yarısından çoğundan kurtulabiliriz. Üçüncüsü ise ağrı duymama… Diyabetik hastalarda genellikle ağrısızlık görülüyor ve akademik eğitim düzeyi en yüksek olan hasta dahi ağrı duymadığını fark etmeyebiliyor. Dar ayakkabı giyerek, soğuk havada ayağını kalorifere uzatıp orada uyuyakalarak ya da plajda saatlerce çıplak ayak dolaşarak ayaklarında yara oluşumuna neden olan insanlar var.

    Diyabet hastalarında damar tıkanıklığı yaraları nasıl etkiliyor?
    Geçmiş yıllarda diyabetli hastaların yüzde 20’sinde görürken, bugün kötü beslenme ve hareketsizlik nedeniyle yüzde 45-50’sinde damar tıkanıklığına rastlanıyor. Karşımızda ya sadece nöropatik hastalar ya da nöropati ile damar problemlerinin beraber olduğu nöroiskemik hastalar var. Bu nedenle nöropatik hastaları, nöroiskemik hale gelmekten korumak gerekiyor. Mahşerin dört atlısı dediğimiz risk faktörleri var; tütün kullanmak ya da pasif içici olmak, hipertansiyon, kan yağlarının yüksek olması ve diyabet. Bu dördü bizi ölüme taşıyor. Her tıkalı damarın açılması gerekmiyor. Ancak yara çok kötüyse, damar problemi ciddiyse kanlanma yeterli olmuyor, mutlaka radyolojik veya cerrahi girişimde bulunmak gerekiyor.

    Enfeksiyonlar da bir başka faktör mü?
    Aslında enfeksiyonlar başlı başına bir etken değil, nöropatinin ve damar tıkanıklığının yarattığı sorunlar sonucunda ortaya çıkıyor. Çok basit bir yara gibi başlıyor, hasta önemsemiyor, korkuyor ya da ağrı duymuyor ve doktora gitmiyor, sonucunda yaralar büyüyor ve enfeksiyon dirençli hale geliyor. Bu aşamada yardım etmek daha zor olduğu için bu insanları eğitmek gerekiyor. Koruyucu hekimlik ile yüzde 90 oranında yaraları önlemek mümkün.

    Yaprak ÇETİNKAYA

    Formsanté Dergisi Mart 2013 Sayısı



    Önceki İçerik
    Sonraki İçerik

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz