Yediğimiz ve sağlıklı olduğunu düşündüğümüz birçok besin, vücudumuzda olumsuz etkilere yol açıp, kilo verememe, obezite, mide-bağırsak şikayetleri, deri ve cilt problemleri başta olmak üzere birçok rahatsızlığa yol açabiliyor. Hangi gıdanın sizin tarafınızda olduğunu gıda intolerans testiyle öğrenebiliyorsunuz.
Bazı gıdalar vücudumuzda sindirilemez ve bunun sonucunda gıda intoleransı oluşur. Parmak ucundan alınan kan ile vücuda zarar veren, sindirilemeyen yani intoleransınızın olduğu besinleri, gıda intolerans testiyle tespit edebiliyorsunuz. Dünya üzerinde en çok tüketilen 200 besin maddesini inceleyebilen Pinner Test’in Genel Müdürü Emre Teker, Türkiye’deki ofislerinde aldıkları örneklerin yurt dışındaki laboratuvarlarda incelendiğini söylüyor. Yaklaşık iki hafta süren çok kapsamlı bir laboratuvar analizi sonucunda kişilere raporların ulaştırıldığını da belirtiyor.
Geçmişte kullanılan antibiyotikler bağırsak florasını bozdu
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya nüfusunun yarısında gıda intoleransı bulunuyor. 1 milyar kişide tanısı konmuş, gıda intoleransı var ve bu rakamın önümüzdeki beş yıl içerisinde 2,5 milyara ulaşacağı öngörülüyor. Bu çok ciddi bir rakam ve gıda intolerasını bilmeyen kişiler çeşitli rahatsızlıklarla karşı karşıya kalabiliyor.
Emre Teker, besin intoleransı konusunda genelleme yapmanın mümkün olmadığını çünkü dünya üzerindeki her insanın metabolizmasının farklı çalıştığını söylüyor: “Yine de Türkiye’de ilk üç sıraya bakıldığında mayalı gıdalar, inek sütü ve buğday karşımıza çıkıyor. Maya intoleransı bağırsakta gelişen bir intolerans. Aynı şekilde buğday da bağırsakta gelişiyor. Türkiye’de bundan 20-30 yıl önceki dönemlere bakıldığında özellikle çocuklarda yoğun antibiyotik kullanımı vardı. Antibiyotik de bağırsak florasını bozan bir madde. Dolayısıyla uzmanlar ülkemizde pek çok kişinin bağırsak florasının bozuk olduğunu söylüyor. Bu yüzden de buğday ve maya intoleransı sıklıkla görülüyor.” ABD’de ise buğday ve glütenli ürünlere intolerans çok fazla, sebebi ise ülkede hamburger, pizza gibi hamur işlerinin aşırı tüketilmesi. Bu yüzden de glutensiz ürünler inanılmaz çok satmaya başladı.
İntoleranssız hayatın etkileri
Test sonucunda intolerans olan gıdayı hayatından belli süre çıkaranların daha fazla kilo ve yağdan verebildiği gözlemlendi. Diyelim bir diyete başladınız; diyetisyeniniz size kahvaltı başta olmak üzere süt ve süt ürünleri verdi. Bu yüzden kilo vermekte zorlanılabiliyor.
Salata yenildiği zaman havuç, marul, domates, salatalık yenilmiş oluyor. Vücut bu gıdaların her birine ayrı antikor (IgG) salgılıyor. Bu antikorlar gidip havuca, domatese tutunuyor. Ve bu besini tanımlıyorsa absorbe ediyor ve siz rahatlıkla hayatınıza devam edebiliyorsunuz. Hiçbir sıkıntı yaşanmıyor. Diyelim vücudunuz çok sağlıklı görünen salatalığa tutunmaya çalıştı ama tutunamadı. Siz diğer bir öğünde yine salatalık yiyorsunuz, vücut yine antikor salgılıyor ve yine IgG tutunamıyor. İşte tam bu noktada sizin için gıda intoleransı başlıyor. Ve salatalık sizin için sağlıklı bir gıda olmaktan çıkıyor. 10’la çalışması gereken metabolizmanız bir anda dörde, beşe düşüyor. Yani metabolizmanız yavaşlıyor. Salatalık, vücut için artık yabancı bir madde haline geliyor. Her vücuda girdiğinde alarm verilmiş oluyor. “Dikkatli yiyorum ama yine de kilo veremiyorum” gibi cümlelerin çoğunlukla altında yatan da gıda intoleransı oluyor. Diyetisyenler gıda intoleransına göre listeyi yeniden düzenlediklerinde hastalarının çok daha kolay kilo verebildiğini belirtiyor. İntoleranssız hayatın etkileri şu şekilde sayılabiliyor:
• Daha kolay kilo vermek
• Deri ve cilt rahatsızlıklarının önlenmesi
• Migren ve ağrı şikayetlerinin azalması
• Gaz, şişkinlik ve ödem gibi mide ve bağırsak şikayetleri
Etkisini ilk ay itibarıyla görebiliyorsunuz
İntoleranslı gıdanın beslenme planından çıkartılmasıyla birlikte bir ay içerisinde etkiler görülebiliyor. Zaten uzmanlar bu gıdaların üç ila altı ay arasında çıkartılmasını öneriyor. Özellikle ilk bir ay kesinlikle bu gıdaların kesilmesi tavsiye ediliyor.
Yerine ne koyabilirsiniz?
• İnek peyniri – Keçi, koyun peyniri
• İnek sütü – Keçi, soya sütü
• Ekmek – Tam çavdarlı ekmek
DİYETİSYEN FERİN BATMAN
Metropol yaşantısı, stres, yiyecek ve içeceklerdeki değişiklikler, genetiği değiştirilmiş gıdalar, çok fazla yağlı, şekerli, tuzlu yiyecek tüketimi ve hazır gıdalara eğilim arttıkça gıda intoleransları sıklıkla karşılaştığımız ve pek çok klinik belirti ile ilişkili bir sağlık problemi olarak karşımıza çıkıyor.
Daha önceleri besin alerjilerinden bahsederken ve besin alerjilerine yönelik eliminasyon diyetleri uygularken, besin intoleransları şimdilerde iki kişiden birinde görülen daha yavaş ilerleyen, az bulgu veren ve tespit edilmesi güç olan belirtiler ile karşımıza çıkıyor. Bu durumda besinlerin neden olduğu düşünülen her türlü olumsuz etkiyi besin alerjisi olarak tanımlamak mümkün değil. Günlük beslenmede tüketilen her türlü besine intolerans gelişebililyor. Özellikle ABD’de soya, buğday ve mısıra intoleransın, sıklıkla tüketildiği için yaygın olduğu biliniyor; bizim yaptığımız çalışmalarda ise sıklıkla buğday, süt ürünleri, çay, kahve ve baharatlara intolerans olduğunu görüyoruz.
Besin intolerans testlerinde güvenilirlik ise en çok dikkat ettiğimiz nokta olmalı, bu testler sonucunda zaman zaman 20-30 besine intoleransı olan kişilerle de karşılaşıyoruz. Buna yönelik uygulanacak bir diyet tedavisinde pek çok besinin çıkarılması fayda sağlamaktan ziyade ciddi vitamin, mineral ya da protein eksikliklerine de neden olabiliyor. Bu yüzden intolerans testinin güvenilir olması, test sonucunun kişi ile görüşülerek şikayetleri değerlendirip kişisel faktörler, sağlık durumu, vücut ağırlığı, metabolizma hızı dikkate alınarak tamamen kişiye özel bir beslenme programı planlanması ancak tedavi edici ve sürdürülebilir oluyor.
BESLENME VE DİYET UZMANI TAYLAN KÜMELİ
“ÜÇ ANA NEDENLE GELİŞİYOR”
İnsanların sağlıklı beslenmesinde tüm besin gruplarını kullanarak belli periyotlarda yaşına, cinsiyetine, fiziksel aktivitesine, genetik özelliklerine ve biyokimyasına uygun beslenmesi en doğru olanı. Ancak bazı bireyler kilo verme süreçlerinde ya da normal beslenme süreçlerinde sürekli ödemli, baş ağrısı şikayetiyle ve kabızlıkla boğuşur. Bu kişilerin rahatsızlıklarının nedenleri tıbbi olarak araştırıldıktan sonra herhangi bir sonuca ulaşılmadıysa devreye besin intolerans testinin girmesinin faydası var. Kişinin besin intoleransı üç ana nedenle gelişiyor:
1) Bir besin, belli bir periyotta gerekenden fazla tüketilmiştir ve besine karşı vücut duyarlılık göstermeye başlar.
2) Bir besini kişi beslenmesinde hiç tüketmemiştır, ilk defa o besinle karşılaşır ve vücut ona karşı tepki verir.
3) Genetik olarak aile geçişli besine karşı bir alerji söz konusudur.
Bu üç durumdan hangisi söz konusu olursa olsun, şayet herhangi besine veya besin grubuna intoleransınız varsa, belli zaman dilimlerinde onlardan uzaklaşmak sizi var olan şikayetinizden kurtarır.
Eğer yasaklı besinler birden fazla ise bu besinleri yeme zamanınız geldiğinde her gün birini hayatınıza sokmalısınız. Hepsini bir anda yeniden yememelisiniz.