Genç görünme ve yaş alırken doğru adımlarla ilerleme isteği, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de estetik cerrahiye olan ilgiyi arttırıyor. Bu arayışta radyofrekans uygulamaları hem büyük ilgi görüyor hem de her geçen gün yepyeni buluşlarla karşımıza çıkıyor. Son günlerin konuşulan yöntemi Proionik Radyofrekans sistemi de işte bu arayışın yarattığı son buluşlardan… Peki, Indiba Proionik Radyofrekans sistemi nedir? Nasıl uygulanır?
Pandemi döneminde güzellik ve kozmetik ihtiyaçlarımızı evde kendi yöntemlerimizle yapmaya çalışırken, bir yandan da medikal estetik alanındaki gelişmeleri takip etmekten geri kalmadık. Ünlü oyuncu Kate Winslet ve Elsa Anka ile adını duyduğunuz Proionik Radyofrekans yöntemini tenisçi Rafael Nadal ve Brezilyalı futbolcu Neymar da deneyenlerden.
Kadınlar kadar erkeklerin de ilgisini çeken bu yöntemi mercek altına aldık ve merak ettiklerimizi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Reha Yavuzer’e sorduk. Cildin derinlerine ulaşarak hücre yenileme işlevini gören Indiba Proionik Radyofrekans sistemi, daha hızlı ve derin doku yenilenmesine yardımcı olarak daha genç bir görünüm sağlamayı hedefliyor.
MEDİKAL ESTETİK UYGULAMALARINDA EN SON YENİLİKLER NELER?
Medikal estetik uygulamalarda son yıllarda teknoloji ile birlikte gerçekten baş döndürücü bir hızda yenilikler karşımıza çıkıyor. Tabii bu yeniliklerin bir kısmı zamanın testinden geçerken, bir kısmı ise denenerek yeterince başarılı bulunmuyor ve terk ediliyor. Buradaki en önemli nokta, enerji bazlı cihazlar dediğimiz lazer ve benzeri cihazlarda artık cildi tahrip etmeden yani hasar vermeden ciltte onarımı ve iyileşmeyi sağlamak. İşte bu nedenle Proionik Radyofrekans yöntemi karşımıza çıkıyor. Öte yandan eski olmasına rağmen halen önemli teknolojilerden BBL’de bu felsefede oldukça öne çıkan teknolojilerin başında geliyor.
Enjekte edilebilenler arasında da deri kalitesini arttırıcı ürünler önem taşıyor. Burada deri kalitesini arttırırken derinin nemini, hidrasyonunu, elastikiyetini ve yüzeyini düzelten birtakım enjeksiyon uygulamaları var. Saf DNA molekülleri, saf proteinler, özellikle hyalüronik asit molekülleri ve önümüzdeki yıl tüm dünyada piyasaya çıkacak olan elastin lifleri ile birlikte hyalüronik asitler önemli yenilikler arasında. Artık medikal estetik dediğimiz zaman anlayışımız çok değişiyor. Destekleyici tedaviler ciddi anlamda karşımıza çıkıyor. Bunlarda, ağızdan alınan takviyeler çok faydalı. Probiyotikler, birtakım proteinler, yeşil alk dediğimiz yeşil yosun bitkileri çok önemli.
PROİONİK RADYOFREKANS, KISA SÜREDE HANGİ ALANLARDA GÖZLE GÖRÜLÜR SONUÇLAR ALMAMIZI SAĞLIYOR?
Yüz tedavilerinin sonuçlarını görmek her zaman daha hızlı oluyor. Aynı zamanda cilt sıkılaştırma, selülit azaltma, vücut şekillendirme, ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası uygulamalar dahil olmak üzere birçok endikasyon için kullanılan etkili, non-invaziv patentli bir radyofrekans. Yüz gençleştirme, yaşlanma karşıtı olarak da kullanabileceğimiz bir tedavi sistemi.
SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR?
Vücutta belirli alanlarda güvenli ve kademeli olarak sıcaklık arttırılıyor. İyonların hücre zarı boyunca doğru hareketini sağlayan belirli bir frekansta çalışıyor. Vücutta yağ azaltma ve doku rejenerasyonuna yol açan biyolojik tepkileri tetikliyor. Isı ile etkileşim sağlanması sonrasında damar genişliyor ve kan dolaşımı artıyor. Hücre zarındaki kanalların açılmasıyla iyon dengesi düzenleniyor ve böylece hücre zarında iyileşme oluyor.
KAÇ SEANS SÜRÜYOR?
Bu tedavi yöntemini hasta için ağrısız, ablatif olmayan ve güvenli bir sistem olarak tanımlayabiliriz. Radyofrekans ile hücre zarında kanallar açılıyor ve iyon dengesi düzenleniyor. Böylelikle hücre zarının iyileşmesi ve gençleşmesi hedefleniyor. Kök hücre sayısını arttırıyor, aynı zamanda hücre yapısına göre tepki veriyor. Hücredeki yağ etkisini azaltmaya yardımcı oluyor. Tedavi süresi veya tedavi sayısı için bir sınır bulunmuyor. Seans sayısı hastanın ihtiyacına göre doktor tarafından belirleniyor. Ortalama üç ila beş seans yapılması öneriliyor.
KİMLERE UYGULANAMAZ?
Kalp pili veya diğer elektronik implantları olanlara, gebelere, büyük varisli bölgelere, açık yaralara, yakın zamanda oluşmuş yanıklara, hassasiyet eksikliği olan hastalara (ağrıya, konjenital duyarsızlığa, nörolojik hasara, paraplejiye veya ağrıya ya da sıcağa duyarlılığı azaltan ilaç tedavilerine), ateşli veya enfeksiyonlu hastalara önerilmiyor.
Yazı: Ruken Akbay Gürtaş
İLGİLİ İÇERİKLER
- Kolajen nelere iyi gelir? Kolajen desteğiyle sağlıklı cilt & saç bakımı
- Güneşin zararlı etkilerine karşı gençlik aşısı & DNA ışıltısı
- Dolgu uygulamasında yenilik! Yeni nesil monofazik dolgu