Birçok kişi eksik dişlerle yaşamını devam ettirmeye çalışsa da eksik dişler birçok olumsuzluğu beraberinde getiriyor. Diş kaybı; beslenme, sindirim sorunları ve konuşma bozukluklarına neden oluyor. Bunun yanında günlük hayatta önemli ölçüde artan estetik kaygılar nedeniyle kişide psikolojik ve sosyal problemlere de yol açıyor.
Peki bu sorun hangi yöntemle en rahat, ekonomik ve konforlu şekilde çözüme ulaşabiliyor? Ağız, Diş, Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Ümit Selçuk, diş kayıplarının tedavisinde implant mı, köprü mü yaptırmalı sorusunun yanıtını veriyor.
İmplant mı?
Bir veya birden fazla diş eksikliğinde kullanılan implantlar, kişiye konforlu ve başarılı bir tedavi alternatifi sunuyor. İmplant; çene kemiğine yerleştirilen ve protezlere destek için yapılan yapay diş kökleri olarak tanımlanıyor. Titanyumdan yapılan bu ürünler, kemiklerle tamamen uyum sağlıyor. İmplantlar; steril ortamda, küçük bir cerrahi işlemle çene kemiğine yerleştiriliyor. Bu işlem sonrasında yaklaşık iki-üç ay içinde implant çene kemiğine tamamen bağlanıyor. Sonrasında gelecek basıncı rahatlıkla taşıyabilecek implantların üzerine porselen kaplamalar ve protezler yüklenebiliyor. Ağız, diş ve çene cerrahisi uzmanı tarafından steril koşullarda ve işlem sırasında anatomik yapılar göz önünde bulundurularak yapıldığında sanılanın aksine, oldukça basit ve ağrısız bir uygulama olarak öne çıkıyor. Bilinçli yapılan implant tedavisinin ardından neredeyse hiç ağrı, şişlik, kanama gibi komplikasyonlar olmazken, dikkatsizce yerleştirilen implantlarda uzun süren uyuşukluklar gibi birtakım sorunlara rastlanabiliyor. Ağız ve diş bakımına özen gösterilirse, güvenilir bir implant ömür boyu kullanılabiliyor.
Köprü mü?
Kaybedilmiş dişlerin yerine konmasında uygulanan bir başka tedavi yöntemi de köprü protezler. Bunun için dişsiz bölgeye komşu en az iki uygun diş gerekiyor. Kron köprü protezlerinin uygulanması; bir veya daha fazla dişin mine dokusunun bir miktar aşındırılması ile kazanılan alanın hijyenik, estetik ve doğal görünümlü materyaller ile kaplanmasını esas alıyor. Günümüzde bu yöntem sadece diş eksikliğinde değil hasarlı, asimetrik, normalden küçük ya da büyük dişlerin boyutunun ayarlanması, gülüş dizaynı ve kaybolan estetiğin yerine gelmesinde de sıklıkla kullanılıyor. Kron köprü yaptırmaya karar veren hastanın tedavi aşaması, kaplamaların hazırlanması, ölçü alınması gibi işlemlerle yaklaşık üç-dört seans sürüyor. Tüm tedavi de yaklaşık bir hafta içinde tamamlanıyor. Ağız ve diş bakımına gereken özen gösterildiğinde altı-sekiz yıla kadar kullanılabiliyor. Bu tedavi sonrasında hastaların memnuniyet oranı çok yüksek olmasına rağmen, implant tedavisinin yaygınlaşmasının ardından eksik dişlerin köprü protezleriyle giderilmesinin, yerini implant ve implant üstüne gelen porselen dişlere bıraktığı biliniyor. Çünkü köprü protezlerinde hastaların bir eksik dişi için genelde iki sağlıklı dişinin aşındırılması gerekiyor. Oysa eksik olan diş yerine gelecek tek bir implantın komşu dişlere zarar vermeden, o bölgedeki eksikliği gidermesi çok daha mantıklı bir seçenek olarak öne çıkıyor. Ancak bazı durumlarda implant yapımının hemen gerçekleştirilemediği ve ek cerrahi işlemlere ihtiyaç duyduğunun da unutulmaması gerekiyor. Bununla birlikte nadiren de olsa implant destekli porselen dişler, köprü protezinin hastaya sağladığı konforu ve estetiği sağlayamayabiliyor.
Sonuç
Eksik dişlerin yerine konması için yapılan işlemlerde, doğal dişlere en yakın, hastanın konforunu üst seviyeye çıkaracak tedavilerin uygulanması amaçlanıyor. Bunun için günümüzde doğal dişe en yakın profil olarak implant tedavisi gelse de köprü protezleri de halen hekim ve hastalar için iyi bir alternatif oluyor. Öte yandan bu tedavi seçimlerinin hekim rehberliğinde ve hastaların beklentilerine cevap verecek nitelikte olması gerekiyor. Tercih yaparken hasta konforunun, estetik beklentilerin ve hijyen koşullarının ön planda tutulması önem taşıyor.
