Halk arasında köpek memesi olarak bilinen ve kişinin sosyal hayatını oldukça olumsuz etkileyen hastalığın oluşmasında birçok etken bulunuyor. Peki, köpek memesi hastalığı nedir, neden olur? Tedavisi nasıl yapılır? Hastalar nelere dikkat etmeli? Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Mehtap Kıdır anlatıyor…
KÖPEK MEMESİ HASTALIĞI (HİDRADENİTİS SUPPURATİVA) NEDİR?
Halk arasında ‘köpek memesi hastalığı olarak bilinen ve tıpta ‘Hidradenitis suppurativa’ olarak adlandırılan bu hastalık kıl kökleri ve ter bezlerini tutan iltihabi bir sağlık problemidir. Ergenlik çağından sonra ortaya çıkan hastalık kadınları ve kilolu kişileri daha sık etkiliyor. Hastalık, yağ ve ter bezlerinin yoğun olduğu alanlar olan koltukaltları, meme altları, kasıklar, kalça ve makat çevresinde görülüyor. Köpek memesi hastalığı bulaşıcı bir hastalık değildir.
KÖPEK MEMESİ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Hastalık, koltukaltları, meme altları, kasıklar, kalça, makat çevresinde siyah noktalar ve kızarık, ağrılı sivilceler şeklinde başlıyor. Bu kızarık ağrılı kabarıklıklar giderek daha derinleşiyor ve deri altında iltihaplı kanallar oluşturarak diğer kıl kökleri ile bağlantı kuruyor. Böylece birbirine yakın iltihaplı kıl kökleri deri altında birleşiyor ve aralarında köprüler kuruyorlar. Oluşan bu apseler iz bırakarak iyileşebilirken, daha derin, kötü kokulu ve akıntılı iltihaplanmalara da dönüşebiliyorlar.
KÖPEK MEMESİ HASTALIĞI NEDEN OLUR?
Hastalığın kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik geçisin bazı hastalarda olduğu biliniyor. Ayrıca bazı hormonal dengesizlikler, obezite, sigara kullanımı ve karbonhidrat ağırlıklı beslenme de alevlendirebiliyor. Kişisel hijyen ile alakası olmamakla beraber, ter ve nem hastalığı şiddetlendirebiliyor.
KÖPEK MEMESİ TEDAVİSİ
Hastalığın seyri ve tedavisi kişiden kişiye değişkenlik gösteriyor. Bazı kişilerde lezyonlar az sayıda, kendiliğinden iyileşmeye eğilimli olabilirken bazı kişilerde ise lezyonlar çok sayıda ve kişinin hayat kalitesini etkileyecek boyutta olabiliyor. Tedavi erken yaşlarda yapılırsa daha başarılı oluyor, çünkü yıllar içinde oluşan enfeksiyonlar dokuya zarar vererek iltihaplı kanallar ve derin izler oluşmasına yol açıyor.
Bu hastalık kişinin sosyal hayatını ve psikolojisini de etkilediği için tedaviye erken başlamak bu açıdan da oldukça önem taşıyor. Uzun süreli antibiyotik kullanımı lezyonların çıkışını baskılarken antibiyotiklere cevap alınamayan hastalarda A vitamini türevi ilaçlar, hormonal tedaviler ve cerrahi tedaviler de kullanılabiliyor.
GEÇMEYEN BEZELER AMELİYATLA ALINIYOR MU?
Sık tekrarlayan geniş alanlara yayılmış, kanallar ve derin izler (nedbe dokusu) oluşmuş lezyonlarda cerrahi olarak o bölge derisinin çıkarılması ve greft yapılması gerekiyor. Hastalığın seyrinin kötü olduğu kişilerde lenf akımında bozulma ve iltihaplı kanalların iç organlara doğru yayılması da görülebiliyor.
Hastalık sürecinde hastaların dikkat etmesi gerekenler
1. Hastalık bölgelerinin nem ve terden korunmasına, kuru tutulmasına özen gösterilmeli,
2. Kullanılan deodorantların gözenekleri tıkamayan, tahriş etmeyen ürünler olmasına dikkat edilmeli
3. Haftada 2-3 kez antibakteriyel içerikli sabunlarla bu bölgeler yıkanmalı
4. Vücudu saran, hava almayı engelleyen dar ve sentetik içeren giysilerden uzak durulmalı ve pamuklu giysiler tercih edilmeli.
