Estetik dünyasının vazgeçilmezi olan botoks, migren hastalarının da imdadına yetişiyor. Sağlık Bakanlığı onaylı botoks tedavisi ile ilaca yanıt vermeyen kronik migren hastalarının ağrıya veda etmesi hedefleniyor.
Baş ağrısı toplumun yüzde 90’ının ortak derdi… Migren ise daha az sayıda insanı etkiliyor ancak o kadar şiddetli ki etkisini ancak çeken biliyor. Görülme oranı yüzde 10-15 arasında değişen migrenin kişilerin günlük hayatlarını belirgin şekilde olumsuz etkilemesi, tedavi seçeneklerinde yeni arayışları da zorunlu hale getiriyor. Buradan hareketle son yıllarda kullanılmaya başlanan “botulinum toksini” ile başarılı sonuçlar elde edilebiliyor. Evet, estetik haberlerinde adını “botoks” olarak sıkça duyduğumuz, nöroloji alanında ise çok daha uzun yıllardır kullanılan bu toksin, migren hastalarına da şifa olabiliyor. Anadolu Sağlık Merkezi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Kütükçü’ye migrenin botoksla tedavisine dair merak edilenleri sorduk.
Kadınlar daha çok çekiyor
Baş ağrısı deyince toplumda en fazla görülen iki tip, gerilim tipi baş ağrısı ve migren olarak öne çıkıyor. Ancak ağrılarının daha şiddetli ve yoğun olmasının yanı sıra tanı ve tedavideki hatalar migreni, daha çok konuşulur hale getiriyor.
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, migrenin “auralı migren” ve “aurasız migren” olarak iki türünün bulunduğunu belirterek şunları söylüyor: “Auralı migren ön bulgularla, genellikle de gözde kırık ışıklar, uçuşan noktalar gibi belirtilerin ardından ortaya çıkıyor. Aurasız migren ise aniden başlıyor. Migren, oluş şekline göre de ikiye ayrılıyor. Ataklarla gelen migren daha sık görülüyor. Nadiren de atakların çok sıklaştığı ve migrenin kronik hale geldiği tipe rastlanıyor. Kişi ayda 15 günden fazla ağrı yaşıyorsa kronik migren olduğu düşünülüyor. 15 günün en az sekizinin migren atağı olduğu anlaşıldığında is kronik migren tanısı konulabiliyor.”
Migrenin tanısı doğru konulduktan sonra sıra uygun tedaviye geliyor. Prof. Dr. Kütükçü, tedavide yaşanılan en büyük sıkıntının hatalı kullanılan ağrı kesiciler nedeniyle ağrı ile başa çıkmanın güçleşmesi olduğunu söylüyor. Bu çemberi kırmak için ağrı kesiciyi bıraktırıp etkili bir migren tedavisine geçirilmesi gerekiyor. Tedavide genel iki yaklaşım bulunuyor: Atak tedavisi ve proflaktik (önleyici) tedavi.
Atak tedavisi, o anda ağrıyı geçirmeye yönelik oluyor ve basit ağrı kesicilerden başlayıp çok daha spesifik ilaçlara kadar gidiyor. Ancak hastaların çoğu doktora başvurduğunda basit ağrı kesicileri çok miktarda kullanmış olduğu için ileri seviye ilaçlara geçmek gerekebiliyor. Önleyici tedavide ise kalsiyum kanal blokerleri ve beta blokerler ile antidepresanlar ve epilepsi ilaçları kullanılıyor.
Kronik migren tanısı alıp da ilaç tedavilerinden yanıt alamayan hastalarda ise son yıllarda gündeme oturan yeni bir önleyici tedavi bulunuyor. Estetik botoks uygulamalarında olduğu gibi botulinum toksini migren tedavisinde de Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı olarak uygulanıyor. Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, botulinum toksin maddesini 18 yıldır çeşitli nörolojik hastalıkların tedavisinde kullandıklarını belirterek, “Dünyada da 25 yıllık çalışmalar bu maddenin ciddi yan etkileri bulunmadığını gösteriyor. Doğru tanı ve doğru enjeksiyon ile çok iyi sonuçlar alınıyor” diyor.
Devamı diğer sayfada