Uykuya dalma, uykudan uyanma, gün içinde uyanık kalmayı etkileyen pek çok fizyolojik sistemle ilgili olan sirkadiyen ritim bozukluğu, kişinin yaşam kalitesinde olumsuzluk yaratıyor.
Yazı: Ayşegül Uyanık Örnekal
Uyku, sağlıklı yaşam için vazgeçilmez fizyolojik bir süreç. Sağlıklı uyuyan biri sabah kalktığında kendini dinç hissediyor ve gün boyu normal performansını gündüz uyku hali olmaksızın sürdürüyor.
Sağlıklı erişkinlerde ortalama uyku süresi yedi-sekiz saat olarak belirtiliyor. Öte yandan bazı kişiler dört-beş saat uyuduğunda (kısa uyuyucular), bazı kişiler de 9-10 saat uyuduğunda (uzun uyuyucular) kendini dinç hissediyor. Kişinin uykuya dalmasını ve uykudan uyanmasını sağlayan biyolojik saati ile sirkadiyen ritmin mevcut olduğunu belirten Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Musaffa Salepçi, “Sirkadiyen ritim; uykuya dalmak, uykudan uyanmak, gün içinde uyanık kalmayı etkilemek gibi pek çok fizyolojik sistemle ilgili.
Örneğin; vücut ısısı, melatonin salgılanması, kandaki kortizol düzeyi, iştah ve benzerleri… Gece uykunun başlamasını, karanlığın başlaması ile birlikte gün boyunca biriken uyku (S) maddesi ve melatonin salgısının artması belirliyor. Gece uykunun ilk yarısından sonra uyku maddesi ve melatonin salgısı azalmaya başlıyor. Aydınlığın ortaya çıkmasıyla birlikte gözdeki retina tabakasında bulunan ışığı algılayan reseptörlerin uyarılması sonucu sabah uyanma gerçekleşiyor. Sirkadiyen ritim, 24 saat boyunca belli düzen içinde devam ediyor. Bu ritmi öncelikle gece karanlık-sabah aydınlık saatleri, kişinin kendi biyolojik saati, kişisel genetik farklılıklar, fiziksel aktiviteler, çalışma saatleri, sosyal yaşam ile diğer çevresel faktörler etkiliyor. Açıklanamayan uykusuzluk ya da uzun uyumanın önemli sebeplerinden biri ‘sirkadiyen ritim bozukluğu’ olarak belirtiliyor. Bu ritim bozulduğunda gece uykuya dalmada ve sürdürmekte güçlük ya da sabah erken uyanma gibi uykusuzluk bulguları ile bunun sonucunda da gündüz aşırı uyku hali, iş performansında azalma, konsantrasyon bozukluğu, depresyon, okul ve iş başarısında azalma, iş ve trafik kazalarında artış gibi ciddi sonuçlar ortaya çıkıyor” diyor.
SİRKADİYEN RİTM BOZUKLUĞU NEDENLERİ
Prof. Dr. Salepçi, sirkadiyen ritim bozukluğu sebeplerinin iki başlıkta toplandığını belirterek, şöyle açıklıyor:
1- Kişinin kendi içsel sirkadiyen ritmindeki problemler
- Kişisel genetik değişiklikler nedeniyle sirkadiyen sistemin ışığa verdiği tepkilerin farklı olması, gecikmiş uyku-uyanıklık veya erken uyku-uyanıklık ritmine yol açabiliyor.
- İlerleyen yaşla birlikte sirkadiyen ritim bozuklukları artıyor.
- Görme özürlülerin 1/3’ü normal sirkadiyen ritme sahipken, geri kalanlarda 24 saatlik ritim erkene veya geçe kayabiliyor.
- Düzensiz uyku-uyanıklık ritmi: Yaşlanmayla birlikte demans ve nörolojik bozukluklara bağlı olarak sirkadiyen ritim bozuluyor.
2- Dış etkenler
- Jet Lag sendromu: Amerika veya Uzakdoğu gibi ciddi saat farkı olan bölgelere seyahat edildiğinde uyku-uyanıklık zamanı bozuluyor. Sirkadiyen ritmin yeniden düzenlenmesi doğudan batıya seyahat edildiğinde iki-üç günlük sürede olmasına rağmen, batıdan doğuya gidildiğinde daha uzun, yedi-sekiz gün sürebiliyor.
- Vardiyalı çalışma: Çalışma şartları nedeniyle akşam çalışan kişilerde sirkadiyen ritim bozularak, gece uyku maddesi ve melatonin artışına bağlı uykululuk, gündüz de uyanıklık için vücudun alarmda olması uykusuzluğa yol açıyor.
- Zor çalışma koşulları: Gece geç saatlere kadar çalışıp, sabah erken kalkmak zorunda kalma da gündüz sirkadiyen ritmin bozulmasına yol açıyor.
UYKU HİJYENİ SAĞLAMAK ÖNEMLİ
En önemli uyku bozukluklarından biri de uykusuzluk. Depresyon başta olmak üzere bipolar hastalık, anksiyete bozukluğu gibi psikiyatrik hastalıkların başlıca semptomu uykusuzluk olduğu gibi, uyku problemleri de yorgunluk, halsizlik ve depresyona yol açabiliyor. Sonuçta uykusuzluk, depresyon ve yorgunluğun sebebi olduğu gibi sonucu da olabiliyor. Uykuyu düzene sokmak için uyku hijyeni sağlanması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Salepçi, şöyle devam ediyor: “Yatmadan hemen önce bilgisayar, telefon, tablet kullanımı, uykuyu başlatan melatonin salgılanmasını baskılayarak uykunun gecikmesine (sirkadiyen ritm kaymasına) yol açıyor. Bu nedenle yatmadan birkaç saat önce söz konusu cihazların kullanımının bırakılması büyük önem taşıyor.”
SİRKADİYEN RİTM BOZUKLUĞU TÜRLERİ
- Gecikmiş uyku-uyanıklık periyodu: Bu kişilerde gece geç yatağa gitme ve uykuya dalma daha geç, sabah uyanıklık da daha geç oluyor. Eğitim ve çalışma hayatında bu kişilerin de erken yatması gerektiği için gece uykusuzluk, sabah erken kalkmak gerektiği için de gün boyu uyku hali ortaya çıkıyor.
- Erken uyku-uyanıklık periyodu: Gece uyanık kalmakta zorluk çeken bu kişiler uykulu oluyor, sabaha karşı uyanarak bir daha uyuyamıyor. Bu periyot, genellikle yaşlılarda görülüyor. Sonbahar ve kış ayları ile erken doğanlarda daha sık olduğu bildiriliyor. Kişinin kendi biyolojik saati ile ışık-karanlık arasındaki uyumsuzluktan kaynaklanıyor.
- 24 saatten uzun süren uyku-uyanıklık ritmi: Bu kişilerde sirkadiyen ritim 24 saatten daha uzun sürüyor. Özellikle görme engelli kişilerde uyanıklığı sağlayan ışık uyarısının olmaması, uyanma süresinin gecikmesine yol açıyor. Görme engelli olmayan gecikmiş uyku-uyanıklık ritmine sahip kişilerde de zamanla 24 saati aşan ritme geçilebiliyor. Bu kişilerde melatonin salgısının normal ritmi olanlara göre daha uzun süre yüksek kaldığı görülüyor.
- Düzensiz uyku-uyanıklık ritim bozukluğu: Hasta bakıcılığı yapan veya vardiyalı çalışan kişilerde ritmin düzensiz olması, gündüz uykululuğa, gece de uykusuzluğuna yol açıyor. İş kazaları riskini artırıyor.
Sirkadiyen ritim bozuklukları, yukarıdaki sebeplerle sağlıklı kişilerde görülebildiği gibi demans, depresyon, mod bozuklukları ve bipolar hastalık gibi nöropsikiyarik hastalıklarda da karşımıza çıkabiliyor.