Diğer
    Ana SayfaGüzellikSomon sütüyle gelen gençlik: Nucleofil yöntemi!

    Somon sütüyle gelen gençlik: Nucleofil yöntemi!

    -

    Somon balığının besin olarak ne kadar zengin bir içeriğe sahip olduğu bilinen bir gerçek. Düzenli tüketildiğinde kalp ve damar sağlığından depresyona, göz sağlığından kemikleri güçlendirmeye kadar pek çok faydası bulunan somonun cilt güzelliğine de etkisi yadsınamaz. Tamam; “Somon oldukça lezzetli bir balık, e faydalı da!” deyip kendisini öğlen ya da akşam menülerimize dahil ediyoruz ama ya sütünün ciltte nasıl harikalar yarattığını hakkında bir fikrimiz var mı?

    Hazırlayan: Ayşe Sönmez

    Doğum yeri İtalya olan ve hem anavatanında hem de ülkemizde dört yıldır yaygın şekilde kullanılmaya başlanan bir yöntemden bahsedeceğiz size.

    Nucleofil adını taşıyan bu yöntemde somon sütü kullanılıyor. Süt dendiğine bakmayın, aslında kullanılan somonun spermleri ama belki de isminin itici geleceği düşünüldüğü için estetik dünyasında “Somon Sütü” olarak tanınıyor.

    Türkiye’de, göz çevresine uygulanan “Soft” ve yüze uygulanan “Strong” olmak üzere iki farklı çeşidi kullanılan Nucleofil, mezoterapik bir yöntemle uygulanıyor. Mezoterapiden ayrılan tarafı ise; mezoterapi yüzeysel bir işlemken Nucleofil direk cilt altındaki kemiğe uygulanıyor. Gelin Nucleofil hakkında diğer merak ettiklerimizi Medikal Estetik Doktoru Biran Ekici’den dinleyelim.

    - Advertisement -

    NUCLEOFİL YÖNTEMİ NEDİR?

    Kök hücreden sonra en sevdiğim yöntem! Somon balığı sütünden elde edilen nükleopeptidlerle yapılıyor. Bir bakıma DNA ışıltısı da diyebiliriz. Çekirdek anlamına gelen Nucleofil, doğru teknik ile yapıldığında cildin altındaki kas hücrelerini sıkılaştırıp lifting etkisi yaratmayı hedefliyor. Antioksidan özelliği var; cildi nemlendirmeye, lekelenmeyi azaltmaya ve cilt kalitesini yükseltmeye yardımcı oluyor. Yüzdeki yorgun ifadenin giderilmesi amaçlanıyor. Botoksu altı-sekiz ay arayla yinelemek gerekirken bu yöntemin etkisi en az bir yıl sürüyor. En önemlisi ise diğer bazı yöntemlerde olduğu gibi yüzün formu değişmiyor. İçinde dolgu malzemesi ya da hyalüronik asit bulunmuyor. Şu an Türkiye’de sadece yüz ve göz çevresine uygulanabilecek çeşitleri var. İtalya’da boyun, dekolte, kol altları ve bacak içlerindeki hafif sarkmalarda etkili olacağı söylenen “Body” seçeneği de kullanılıyor ancak henüz buraya gelmedi.

    İlk kez cildine işlem yaptıracak kişilere önerir misiniz?

    Hayatı boyunca estetik yaptırmamış ve estetikten korkan biri için ilk tercih diyebilirim çünkü yüzün şeklini değiştirmeden cildi canlandırmayı hedefliyor ve hiçbir komplikasyonu yok. Cilde enjeksiyon yoluyla yapılan uygulamalara aslında koruyucu estetik ya da geleceğe yatırım diyebiliriz. Zamanında harekete geçersek gelecekte olabilecek ileri derecede deformasyonları engellemiş ve bu sayede ihtiyaç duyulabilecek ip askı gibi daha radikal yöntemlerin önüne geçmiş oluruz.

    HANGİ YAŞ GRUPLARINA ÖZELLİKLE ÖNERİRSİNİZ?

    30’undan sonra bu yöntem tercih edilebilir ama kişinin cilt yapısına bağlı tabii ki. Kimi ciltler 20’li yaşlarda bile bazı uygulamalara ihtiyaç duyabiliyor.

    NASIL UYGULANIYOR?

    Danışan geldiğinde yüzü anestezik kremle uyuşturuluyor. Bu şekilde 5-10 dk beklemesi yeterli. Çok az ağrısı olan ve toplamda beş dakika sürmeyen bir işlem. Altı noktaya uygulanıyor. Yüzde herhangi bir morarma ya da kızarma olmuyor. Eğer iki uygulamaya ihtiyacı olan bir ciltse ikinci uygulamayı 15 gün sonra yapabiliyoruz. Göz çevresine yapılan işlemde bazen kanül tekniği uyguluyoruz yani uzaktan, ucu sivri olmayan bir iğne olan kanülle girip ilacı göz altına veriyoruz.

    KAÇ SEANS UYGULANMALI?

    40’lı yaşlarda yılda iki, 50’li yaşlarda ise yılda iki veya üç kere uygulanabilir. Sonrasında da senede bir kez olmak üzere koruma dozu yapılabilir.

    Bu uygulumayla birlikte kombine ettiğiniz başka işlemler de var mı?

    Biz kendi kliniğimizde Baby Face denilen bir uygulama ile birlikte uyguluyoruz. Yaşlanma sonucu cildin esnekliği ve kolajeni azalır. Bu azalan şeye “eksi” dersek, cildin altına “eksi” olan şeyi koyarız, ardından dışarıdan bir cihazla ses dalgası ve ısı göndeririz ki oradaki hareket başlasın, cilt uyarılsın ve kendi kendine kolajen ve elastikiyet üretsin. 1 mm’ye kadar mikrotravma yaratan küçük hasar veren bu uygulamalar bu tarz cihazlar ile gerçekleştirilir. Ben genellikle Nucleofil uyguladığım danışanlarıma bu üç dakikalık işlemi de öneriyorum. Herhangi işlemi engelleyen bir yöntem değil. Sonrasında bir gün güneşe çıkmamaya özen göstermek gerekiyor.

    Eskiden kullanılan yöntemleri düşündüğünüzde bu uygulama neyin yerine geldi?

    İp askıların yerine geldi. İki ya da üç kutu ile tedavi uyguladığım hastalarda kas hücrelerini sıkılaştırdığı için ip askıya gerek kalmadan yüzü daraltarak yukarı kaldırmayı hedefliyoruz. Bunu diğer mezoterapilerden ayıran en güçlü özellik bu diyebilirim.

    FİYAT ARALIĞI NEDİR?

    Fiyat aralığı nedir?

    Seansı 4500-5000 TL arasında değişiyor.

    Nucleofil

    HÜCRESEL DÜZEYDE İYİLEŞME

    Biyokimyasal özellikleri sayesinde bu yöntem, cildin elastikiyetini artırma, kırışıklık tedavisi, cilt düzenleme, cilt hacim kaybı gibi yaşlanma karşıtı tedavilerde etkili.

    “Cildi gençleştirmek ve koruma altına almak için geliştirilmiş; yüksek viskoziteli ve uzun DNA fragman zincirlerinden oluşan polinükleotitler içeren, yenilikçi, biyo-uyarıcı jel serisidir. Bu doğal saf jel, enjekte edilebilir, herhangi bir yan etkisi olmayan ve tamamen emilebilir bir forma ve içeriğe sahip.”



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz