Keşke hep genç ve sağlıklı kalsak, hiç yaşlanmasak! Teorik olarak bu mümkün değil ama zamanın izlerini biraz olsun törpülemek elimizde. Biraz beslenme ve sağlık kurallarına dikkat etmek; biraz da kozmetiklerden faydalanmak aslında işe yarayabilir. Herkes için tek bir formül vermek imkansız ama yine de aşağıdaki önerilerden biri mutlaka sizin işinize yaracak, emin olun!
| |
Yaşlanmanın etkileri aslında düşündüğümüzden çok daha önce başlıyor. Ayaküstü (fast-food) beslenmek, tatlılardan bir türlü vazgeçememek, süt yerine bol bol şekerli gazlı içecekleri tercih etmek yaşlılağa davetiye çıkarmak aslında. Buna bir de sigara içmek, hareketsiz yaşam tarzı ve stresi de eklersek, genç yaşta çabuk yaşlanmak kaçınılmaz, öyle değil mi?
Ama bu tabloyu tersine çevirmek de elimizde. Sebze ve meyve yiyerek antioksidan alabiliriz. Böylelikle dokuların bozulmasından kansere kadar pek çok olumsuz duruma yol açabilecek serbest radikallerle savaşır, gençlik ve sağlığımızı uzun süre koruyabiliriz!
Zamanı durdurmak için sadece bilinçli beslenmek yetmez elbette. Egzersizi hayatımızın bir parçası haline getirmeliyiz artık. Hadi bakalım, yeni bir yıl yeni umutlar demek. Her şeye bir çizgi çekin ve gerçekten hayata asılın bakalım. İşe bu aydan itibaren her gün düzenli olarak spor yaparak başlayabilirsiniz. Tabii zamana karşı verilen bu savaşta kozmetik ürünlerinden de faydalanabileceğinizi unutmayın. İşte her yaş için zamanı durdurmayı sağlayabilecek öneriler…
20’Lİ YAŞLARDA
Bakım: 20’li yaşların başında cilt iyi bir kan dolaşımına sahip oluyor. Esnek, gergin, pürüzsüz bir özellik taşıyor ve pembemsi bir ışık saçıyor. Ancak 25 yaşından itibaren aging-saati artık ters çalışıyor. Ciltte elastin ile kolajen üretimi yavaşlıyor. Cildimiz nem depolama özelliğini kaybediyor, bunun sonucunda kurumaya başlıyor. Alında yatay kırışıklar ve kaşlar arası bölgede kırışıklar başlayabilir ama gözlerin dış köşelerindeki çizgiler henüz başlangıç aşamasında oluyor. 25 yaşından sonra ise kırışıklar 0.5 mikrondan daha fazla derinleşmeye başlıyor. Ancak bu son derece yavaş bir süreç ve bakımla daha da yavaşlatılması mümkün. Peki neden yaşlanıyoruz? Bunda genetik faktörler önemli olsa da, UV ışınları, hava kirliliği, stres ve sigara gibi etkenleri de gözardı edemeyiz. Olumsuz çevresel faktörler nedeniyle oluşan serbest radikaller, vücudumuzun hücrelerine sürekli saldırıyor. Bu nedenle cildimizin gençliğini daha uzun süre korumamız için yapmamız gereken ilk şey, serbest radikallerin etkisinden korunmak. Bu noktada, cildi serbest radikallerin olumsuz etkilerinden koruyan ürünler işe yarayabilir. Örneğin, üzüm çekirdeği flavonları, A, C ve E vitamini içeren kremler kullanarak cildimizin ışıltısını daha uzun süre konuyabiliriz.Vitaminler önemli ama cildimizi güneş ışınlarından korumak en az vitaminler kadar önemli. Günümüzde pek çok nemlendirici ürün artık UV ışınlarından koruyabilen özelliği sahip.
Beslenme: Metabolizmamız 20’li yaşlarda genellikle hızlı çalıştığı için besinleri yakmamız daha kolay. Ancak 20’li yaşların sonlarında her yıl 150 gram kadar kas dokusu kaybediyoruz. Ayrıca metabolizmamız da yavaşlamaya başlıyor ve bunların sonucunda daha kolay kilo alıyoruz. Yaptığımız hatalı diyetler de metabolizmamızın yavaşlamasına neden olan önemli etkenlerden. Öğün atlamadan, çok düşük kalorili diyetler uygulamadan ve öğün aralarında sağlıklı beslenerek metabolizma hızınızı koruyabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken şey, az miktarda ve sık aralıklarla beslenerek enerji seviyesini sabit tutmak olmalı. Eğer kiloluysanız; yaşınıza, boyunuza, kilonuza, fiziksel aktivitelerinize ve yaşam şeklinize uygun olarak hazırlanmış, haftada 0.5-1 kilo gibi yavaş kilo verdiren diyetleri tercih edin. Böylece hem vücudunuz sarsılmaz, hem de diyet sonrası vereceğiniz kilolarınızı korumanız daha kolaylaşır.
Egzersiz: Ne kadar çok yağsız kas kitlesine sahip olursanız, metabolizmanız da o kadar hızlı çalışır. Üstelik kaslarınızı güçlendiren egzersizler daha fazla kalori yakmanızı da sağlar. 20’lu yaşlarda, kas kitlenizi artırmaya yönelik egzersizlere ağırlık vermelisiniz.
ÖNERDİKLERİMİZ
DERMALOGICA Skin Hydrating Masque: Hassas göz çevresi başta olmak üzere, su kaybı olan ciltleri nemlendiriyor ve esneklik kazandırıyor. Çevresel etkenlerin zararlarına karşı koruma sağlıyor. Düzenli kullanımda, kuruluk sonucu oluşan çizgilerde azalma görülüyor. Esnekliği artırıcı bitki özleri içeriyor. En hassas ciltlerde bile rahatlıkla kullanılabilir.
Fiyatı: 105.00 YTL
NIVEA Visage Aqua Sensation: Cilde canlılık veren hafif ve tazeleyici bir jel kremi. Salatalık özü içeren hafif formülü cildi rahatlatıyor ve serin bir tazelik sağlıyor. Magnezyum ve ginseng ile zenginleştirilmiş formülü ciltteki yorgunluk belirtilerini azaltıyor. Doğal nemlendirici bileşenler 24 saat boyunca kalıcı ve derinlemesine nemlendirme sağlıyor.
Fiyatı: 16.30 YTL
AVON Nurtura: İçerdiği A C, E ve F vitaminleri cildi nemlendirirken, aynı zamanda antioksidan etkileriyle cildi serbest radikallerin zararlı etkilerine karşı korumaya yardımcı oluyor. Cildin sarkmalara, kırışık ve yaşlanma lekelerini oluşumuna karşı daha dayanıklı olması için çalışıyor. Düzenli olarak kullanıldığında cildin nem seviyesinin ve esnekliğinin optimum düzeyde kalmasına yardımcı oluyor. Fiyatı: 27.00 YTL
MD FORMULATION Daily Peel Pads: İçeriğindeki meyve asitleri, papatya ve salatalık ekstreleriyle cildi yüzeyindeki ölü hücrelerden nazikçe arındırarak; temiz, sağlıklı derinin yüzeye çıkmasını sağlıyor. Böylece cilde kaybettiği nem geri kazandırılırken vitamin ve besleyici özlerle bakımı da yapılıyor. Her gün kullanabilirsiniz. Hassas ciltler için de uygun.
Fiyatı: 146 YTL
30’lu ve 40’lı yaşlar için önerilerimiz ve zamanı durdurma formülleri Formsante’nin 2007 Ocak sayısında…