Önce sosyal medya, sonra medyanın gündeminde günlerdir 10 yaşındaki Atakan Kayalar var. Canlı yayına çıkıyor, videoları yayınlanıyor. Hatta Aleyna Tilki’ye yanıt vermesiyle bile haber oldu. 5 ayda 250 kitap okuduğunu söyleyen Atakan önce yoğun övgü aldı, bir röportaj sırasında annesine söylediği ‘Seni şöyle alalım’ sözünden sonra ise sosyal medyada eleştiri yorumları geldi. Ancak bu kadar çok konuşulan, hakkında yorum yapılan ya da eleştirilen aslında 10 yaşında bir çocuk. Aile Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada Atakan Kayalar’a pedogojik yönlendirme ve rehberlik hizmeti verilmeye başlandığını bildirdi. Bakanlık açıklamasında “Çocuğumuzun, sosyal medya üzerinden saldırıya ve tehditlere maruz kalması, ailemizi derinden üzmekte ve kaygılarını arttırmaktadır” ifadeleri yer aldı.
BAKAN ZİYA SELÇUK: DOĞRU BULMUYORUM
Dün Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Atakan’ın bu kadar gündemde tutulmasının doğru olmadığını belirtti. Bakan Ziya Selçuk bu duruma pedagojik olarak bakılması gerektiğini vurguladı. Ziya Selçuk, “Burada herhangi bir çocuğumuzun durumundan ziyade diğer çocuklar üzerinde oluşan baskıya hiç kimse dikkat etmiyor. Bu önemli bir durum ve adı geçen çocuğumuzun da aşırı bir yüklenmeye, sosyal medyada bir tüketim öznesi olarak yer almasına, beklenti patlamasına ve çocukla ilgili kendi çocukluğu açısından oluşabilecek sıkıntılar açısından düşündükçe, bizim tavrımız şu olur: ‘Efendim bu doğru mu yanlış mı?’ Bu doğru ve yanlış değil. Bu sadece ihtiyacın dili üzerinden bakmak” diye konuştu. Uzmanları sevk ettiklerini belirten Ziya Selçuk, “Üniversitelerimizde uzmanlarımız var, Milli Eğitim Bakanlığımızda uzmanlarımız var. Ne gerekirse yapmanın sözünü de buradan veriyoruz. Ama daha fazla tartışmasınlar lütfen” dedi.
90’LI YILLARIN ‘DAHİ’ ÇOCUĞUNDAN ÇARPICI SÖZLER
90’lı yıllarda ise ‘dahi’ çocuk olarak adlandırılan ‘Selimcan’ vardı. Selim Sazak, Reha Muhtar’ın programları ve Siyaset Meydanı’nın daimi konukları arasına girmişti.
Selim Sazak, Atakan Kayalar tartışmalarından sonra oldukça çarpıcı tweetler paylaştı:
Yıllardır @washingtonpost’a, @ForeignAffairs’a, @ForeignPolicy’e onlarca defa yazdım. 4-5 uluslararası akademik ödülüm, kendi adımla 100’ün üzerinde yazım, raporum, yayınım var. Bu zamanda bir kez aramayan “büyük” TV’ler şimdi “süper çocuk” magazini için telefonumu aşındırıyor.
— Selim Sazak (@scsazak) February 20, 2020
Yıllardır @washingtonpost’a, @ForeignAffairs’a, @ForeignPolicy’e onlarca defa yazdım. 4-5 uluslararası akademik ödülüm, kendi adımla 100’ün üzerinde yazım, raporum, yayınım var. Bu zamanda bir kez aramayan “büyük” TV’ler şimdi “süper çocuk” magazini için telefonumu aşındırıyor. Böyle bir magazinle ilgilenmiyorum. Hiç ilgilenmedim. Yıllardır beni tanıyıp “o çocuk sen miydin ya?!” yazanlar var, görüyorsunuz (@jeandpardaillan sözüm sana). Bu “dahi” fetişini doğru bulmuyorum ve parçası değilim. Siz de olmayın. Konuşacak daha büyük meselelerimiz var.
Böyle bir magazinle ilgilenmiyorum. Hiç ilgilenmedim. Yıllardır beni tanıyıp “o çocuk sen miydin ya?!” yazanlar var, görüyorsunuz (@jeandpardaillan sözüm sana, ?). Bu “dahi” fetişini doğru bulmuyorum ve parçası değilim. Siz de olmayın. Konuşacak daha büyük meselelerimiz var.
— Selim Sazak (@scsazak) February 20, 2020
BAKANLIKTAN ATAKAN KAYALAR AÇIKLAMASI
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada Atakan Kayalar’a pedagojik yönlendirme ve rehberlik hizmeti verilmeye başlandığını bildirdi.
Bakanlık’tan yapılan yazılı açıklamada, her çocuğun pedagojik gelişim hızı ve düzeyinin farklı olduğu, çocukların üstün yarar ve haklarının gözetilmesi gerektiği kaydedildi.
Çocukların, potansiyel, yetenek ve davranış biçimleri bakımından konunun uzmanları tarafından çok boyutlu ve kapsamlı şekilde değerlendirilmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, bütüncül değerlendirme yapılmadan, münferit birkaç video üzerinden beyanlarda bulunmanın çocuklar üzerinde olumsuz etki yapacağı uyarısı yapıldı.
SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN TEHDİT VE HAKARET
Bakanlık uzmanlarının, çocuk ve çocuğun ailesi ile görüştükleri bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Kendilerine ihtiyaçlarına göre en doğru ve sağlıklı pedagojik yönlendirme ve rehberlik hizmeti sağlanmaya başlanmıştır. Çocuğumuzun, sosyal medya üzerinden saldırıya ve tehditlere maruz kalması, ailemizi derinden üzmekte ve kaygılarını arttırmaktadır. Çocuklarımızın hepimizin ortak sorumluluğu olduğunun bir kez daha altını çizerek; çocuk ve aile ile ilgili çalışmaların sağlıklı yürütülebilmesi için basın kuruluşlarımızın ve sosyal medya kullanıcılarının hassasiyetini beklemekteyiz.”
UZMAN GÖRÜŞÜ
10 yaşındaki Atakan Kayalar’la ilgili henüz bilinen bir test sonucu, uzman tespiti yok. Üstün zekalı olup olmadığını bilmiyoruz.
Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Beyin Hastanesi Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Emel Sarı Gökten ise bu konudan bağımsız olarak üstün yetenekli çocuklarla ilgili bilgi veriyor. Gökten, üstün yetenekli çocukların diğer çocuklardan izole edilmemesi gerektiğine ve onları bir yetişkin gibi büyütmenin doğru olmadığını söylüyor.
Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, şu bilgileri paylaşıyor: Farklılıkları kabul etmek, sevmek ve çocuğun uygun bir ortamda büyümesi için gerekli şartları yerine getirmek gerekir. Tıpkı zeka geriliği veya öğrenme bozukluğu olan çocuklara farklı eğitim modülleri uygulanması gerektiği gibi üstün yetenekli çocuklara da özel eğitim programları uygulanmalı, aldıkları eğitimin içeriği oldukça çeşitlendirilmeli, yaratıcılıklarını sürdürebilecekleri alanlara yönlendirilmeleri gerekir. Diğer çocuklardan izole etmek ya da onları yetişkin gibi büyütmek doğru değildir.”
SOSYAL ORTAMDAN KOPMALARI ÖNLENMELİ
Üstün zekalı çocukların genellikle ilgi duydukları belirli alanlar olabildiğini ve tüm dikkatlerinin bu alanlar üzerinde yoğunlaşabildiğini ifade eden Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, “Onların ilgi alanlarına saygı duyarak hareket etmeli, ama bir yandan da sosyal ortamlardan kopmaları önlenmelidir. Farklı aktivite ve ilgilerden de keyif alabileceği ona gösterilmeli, tek bir alana sıkı sıkıya bağlı kalıp başka hiçbir şeyle ilgilenmemesinin önüne geçilmelidir. Çünkü bu çocuklar sevdikleri konulara aşırı odaklanıp sosyal ilişkilerden, akranlarından, eğlenecekleri başka birçok etkinlikten mahrum kalabilirler. Bu durum da çocuğun ruhsal gelişimini aksatıp ileride birçok farklı psikiyatrik bozukluğun gelişimine sebep olabilir” uyarısında bulundu.
