Diğer
    Ana SayfaGüzellikCilt BakımıCiltteki kolajenin azalmasının nedenleri nelerdir ve nasıl destekleyebilirsiniz?

    Ciltteki kolajenin azalmasının nedenleri nelerdir ve nasıl destekleyebilirsiniz?

    -

    Cilt yaşlanması, hayatın kaçınılmaz bir gerçeğidir. Hepimiz, er ya da geç onunla yüzleşeceğiz. Aslında, 20’li yaşlara girdikten sonra kolajen üretimimiz azalmaya başlar. Neden yaşlandığımızı anlamak için cildin temellerini bilmek ve kolajen miktarının neden yaşla birlikte azalmaya başladığını bilmek, onu doğal yollarla desteklemek için önemlidir.

    Sağlıklı cilt için kolajeni desteklemenize yardımcı olurken, daha genç görünen, daha ışıltılı ve yaşlanma belirtileri ile mücadele eden bir cilt sağlığı hakkında daha fazlasını öğrenmek için okumaya devam edin…

    KOLAJEN NEDİR, NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?

    Kolajen, bir tutkal gibi davranan bir protein türüdür. Cildimizin yapısının yaklaşık %75’lik kısmını oluşturur. Cildimize daha dolgun ve sıkı bir görünüm kazandırırken, aynı zamanda sağlıklı eklemler, tırnaklar ve saç için de önemlidir.

    16 farklı kolajen türü arasında, %90’lık kısmı oluşturan en önemli 3 tür kolajen şöyledir:

    • Tip1 kolajen: Tüm kolajen miktarının neredeyse %90’lık kısmını oluşturur. Kıkırdak, deri, diş ve kemiklerde hücreleri bir arada tutan tutkal görevi görür.
    • Tip2 kolajen: Eklemlerde ve kıkırdakta bulunmaktadır.
    • Tip3 kolajen: Kas ve organların yapısını desteklemektedir.

    Cilt yaşlanmasının bir numaralı nedeni, kolajen seviyelerindeki azalmadır. Peki, kolajen nasıl azalır? Bu noktada, çok çeşitli nedenlerden söz edilebilir. Bunların bazıları sizin kontrolünüzde ve bazıları değildir.

    - Advertisement -

    KOLAJEN CİLDİ NASIL ETKİLER?

    Kuru cilt kütlesinin yaklaşık %70’lik bölümünü oluşturan ve bir tür tutkal görevi gören kolajen; cilt sıkılığı, gücü ve nemi için hayati bir öneme sahip olan elastin ve hyalüronik aside bir temel oluşturmaktadır.

    Yaşla birlikte, genellikle 20’li yaşlara girer girmez, vücuttaki kolajen üretimi azalmaya başlar. Bu da, cildin daha kuru, daha gevşek ve daha ince görünmesinin nedenidir. Kolajen miktarının azalması, ince çizgi ve kırışıklıkların da nedenidir.

    30’lu yaşlarda, vücut belirgin bir şekilde daha az kolajen üretmeye başlar. Birkaç yıl geçtikten sonra, etkileri de daha fark edilir hale gelir. Bu süreç doğal olarak gerçekleşse de; UV maruziyeti, sigara gibi alışkanlıklar, çevre kirliliği, egzersizden uzak hareketsiz bir yaşam gibi çevresel faktörler de süreci hızlandırmaktadır. Bu faktörler kolajen kaybını hızlandırsa da, süreci tersine çevirmek ve kolajen azalmasını yavaşlatmak mümkündür.

    KOLAJENİN AZALMASINI YAVAŞLATMAK NEDEN ÖNEMLİDİR?

    Ciltteki hücre ve dokuları tutan bir yapı taşı olan kolajen; cilt görünümünü, cilt kalitesini ve elastikiyetini etkilemektedir. Kolajen, dermis tabakadaki cilt hücreleri tarafından üretilmektedir.

    Hücre hasarına da neden olduğu bilinen oksidatif stres, ciltteki kolajenin azalmasında da rol oynamaktadır. Oksidatif stresi arttıran faktörler; koruyucusuz UV maruziyeti başta olmak üzere çok değişkendir. Aşağıdaki nedenler, kolajen azalmasını tetikleyen faktörlerdir. Bu noktalara dikkat ederek, yaşla birlikte kolajen miktarını korumak için neler yapabileceğiniz hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz:

    YAŞLANMA

    20’li yaşlarla birlikte, cildin dermis tabakasındaki kolajen üretimi miktarı %1 azalır. “İçsel yaşlanma” olarak da bilinen bu doğal yaşlanma süreci ile birlikte, cilt incelir ve gevşer. Bu da, sonunda ince çizgi ve kırışıklıklara neden olur.

    30’lu yaşlarla birlikte, yağ hücreleri küçülmeye başlar. Tüm bu etkiler, yaşlandıkça cildin daha donuk ve ince görünmesinin nedenidir.

    40’lı yaşlara geldiğimizde, ciltteki kolajen miktarı önemli ölçüde azalmaya başlar. Yani, kolajen lifleri artık elastikiyetini kaybeder.

    50’li yaşlarımızda ise, yağ hücrelerinin boyutu küçüldüğü için cilt daha fazla kurur ve daha kolay morarır.

    GÜNEŞ HASARI

    Aşırı güneşe maruz kalma, cildin yaşlanma sürecini hızlandıran faktörlerden biridir. Bunun nedeni, UV radyasyonunun DNA moleküllerine zarar vererek erken yaşlanmaya neden olmasıdır. UV ayrıca, cilt için doğal bir savunma mekanizması olan melanin üretimini de aktive eder. Bu; güneş lekeleri, cilt tonu eşitsizliği ve çiller gibi problemlere neden olabilir.

    SİGARA

    Yaşlanmanın en büyük nedenlerinden biri sigaradır. Sigara içmek yalnızca akciğer kanseri ve kalp krizi gibi sağlık sorunlarının riskini arttırmaz, aynı zamanda yaşlanma sürecini de hızlandırır.

    Bunun nedeni, sigara içen kişilerin epidermis tabakasındaki kan damarlarının daralmasıdır. Cilde giden kan akışı azaldığı için, besin maddeleri ve oksijenin cilde ulaşması da zorlaşır. Bu etki, kolajen dokusuna zarar verir. Ve bu da, ciltte elastikiyet kaybı ve kırışıklıklar ile sonuçlanır.

    Sigara içmek, ayrıca cildin nemini de azaltır. Bu da, cilt kuruluğuna neden olur. Bu nedenle sigarayı bırakmak, sigaradan zarar görmüş cildi iyileştirmenin en iyi yollarından biridir. Kan akışı arttıkça, cildiniz daha fazla oksijenli besin alır ve daha sağlıklı bir cilt geliştirmenize yardımcı olur.

    YANLIŞ BESLENME

    Tükettiğiniz besinler, cildinizin daha hızlı yaşlanmasını tetikliyor olabilir. İltihaplanmayı destekleyen bir diyet, kalp hastalıkları ve tip-2 diyabet gibi kronik hastalıklarının yanı sıra, cilt yaşlanması riskini de artırır.

    Hayvansal gıdalar yönünden zengin beslenme, paketli ve işlenmiş gıdalar, şeker gibi yiyeceklerin sık tüketimi, metabolik iltihaplanmayı artırır. Bununla birlikte; sebze, meyve, bakliyatlar, kuruyemişler, tam tahıllar, sağlıklı yağlar içeren bir diyet, genel vücut sağlığı kadar cilt sağlığını korumaya da yardımcıdır.

    Aşırı şeker tüketimi, cildin yapısını sertleştirebilir. Bu da, ciltte elastikiyet kaybı ve ciltte incelme ile sonuçlanır. Alkol tüketimi de doku ve hücrelerin erken tahribatına yol açar.

    KRONİK STRES

    Yapılan çalışmalar, cildin stresi algılayabildiğini göstermektedir. Stres, vücutta antioksidan rezervlerinin azalmasına neden olur. Ayrıca, hücrelerde DNA hasarına da neden olur. Bu, cilt yaşlanmasının temel nedenlerinden biridir. Stres yönetimi, cildin yaşlanma sürecini ve kolajenin azalmasını yavaşlatmak için faydalı olabilir.

    ÇEVRE VE HAVA KİRLİLİĞİ

    Havadaki partiküller; oksidatif strese, serbest radikal üretimine ve dolayısıyla ciltteki kolajen miktarının azalmasını hızlandırmaya neden olabilir.

    CİLTTEKİ KOLAJEN MİKTARI NASIL DESTEKLENİR?

    Kolajenin azalmasını yavaşlatmak ve kolajen üretimini desteklemek için doğru cilt bakım ürünlerini tercih etmek çok önemlidir. Bununla birlikte, beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıkları gibi faktörler de ihmal edilmemelidir. Doğru beslenme ve doğru yaşam tarzı alışkanlıkları, kolajen miktarını doğal olarak desteklemeye yardımcı olabilir.

    Cildimiz, vücudumuzu gözle görülür şekilde kaplayan en büyük organdır. O yüzden, cilt sağlığını destekleyecek alışkanlıklar edinmeniz yararınıza olacaktır. Ve söz konusu cilt yaşlanması olduğunda, beslenme ve yaşam tarzı da en az cilt bakımı kadar önemlidir!

    Kuruyemişler, avokado, pazı ve ıspanak gibi E vitamini değeri yüksek besinler, C vitamini, yeşil çay, çeşitli renklerde taze meyve ve sebzeler, baharatlar ve beta-karoten diyetinizde mutlaka yer almalıdır. Bunlara ek olarak, her mevsim güneş kremi kullanmak, güneş hasarına bağlı kolajen azalmasını önlemeye yardımcı olacaktır.

    Kaynak

    https://drahucilerturgut.com/ciltteki-kolajenin-azalmasinin-nedenleri-nelerdir-ve-nasil-destekleyebilirsiniz



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz