Diğer
    Ana SayfaSağlıkDermatologlar güneşle nasıl savaşıyor?

    Dermatologlar güneşle nasıl savaşıyor?

    -

    agustos-2012-yuzlesme-resim-4Dermatoloji Uzmanı Dr. İLGEN NAKİPOĞLU ŞENLİ
    Medical Park Bahçelievler Hastanesi
    Güneşten korunmak benim misyonum oldu

    “Bronzlaşmak bir dermatoloji hekimi olarak benim için, ‘derinin güneşten zarar görmesi’ni ifade ediyor. Hekimliğimin öncesinde de bronzlaşmayı anlamsız bir çaba olarak görürdüm. Ancak ne zamandır hiç deri renginiz kırılmadı derseniz; Deri ve Zührevi Hastalıkları uzmanlık eğitimim için gittiğim Avusturya-Graz‘daki 90’lı yıllardan beri diyebilirim. Şu an 42 yaşındayım. Güneş ışınlarından korunmak benim için bir misyon oldu dersem yerinde olur. Yüzüm için olmazsa olmaz ürünüm, tüm mevsimlerde ve günün her saati güneş ışınlarından koruyucu kremimdir. UVA ve UVB için 50+ korumalı, benimki gibi akneye meyilli ciltlerde cildin parlamasını önleyen matlaştırıcı ve nemlendirici özellikleri olan, deride yağ üretimi düzenleyen güneş koruyucular tek tercihim oluyor. Gece yatarken yüzüme ve boynuma laskorbik asitli ya da retinoik asitli kremleri dönüşümlü kullanıyorum. Vücudumu daha çok termal su içerikli yapılandırıcı emoliyantlar ile her duştan sonra ilk 5 dakika içinde nemlendiriyorum. Güneş sonrası diye bir kavramım, tabii ki bronzlaşan ciltlerdeki gibi değil. Ancak ben hastalarıma, bu bronzlaşma hatası sonrası termal su içerikli spreyleri ve sonrası da termal içerikli yapılandırıcı nemlendirici losyonları reçete ediyorum. Hastalarıma hem sözel hem de reçetede bir logo gibi ‘saat 10.30-18.30 arası güneş yok’ diyorum. Ancak bu konu anlatılsa da, yazılsa da bronzlaşmak eşittir 20. yüzyıl ile başlayan bir moda… Sanırım bu moda, dünyadaki tüm cilt sağlığı ve hastalıkları hekimlerinin uyarılarına rağmen terk edilecek gibi görünmüyor. Yazkış mutlaka yüzüyorum. Yüzerken saçım için bone kullanıyorum. Yüzdükten hemen sonra, beklemeden saçlarımı biotin içerikli şampuanla yıkıyorum, iyice duruluyorum. Saçlarımı hafif bir masajla, sadece havlu ile kurutuyorum. Yıllardır uzun olan saçlarım için, iki seneden beri çok kısa bir saç modeli tercih ediyorum. Bu da bakımımı çok kolaylaştırıyor ve bana zaman kazandırıyor… Yazın su tüketimine de çok önem veriyorum. Bu aralar karbonhidrat ve basit şeker tüketmiyorum. Eşim de çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı olarak hastalarına bu konuda duyarlı yaklaşıyor. Bebeklik ve çocukluk döneminde güneş ışınlarından korunmanın önemini oğlum da çok iyi biliyor.”

    agustos-2012-yuzlesme-resim-5Dermatoloji Uzmanı Dr. MAKBULE DÜNDAR
    Medipol Hastanesi
    Yüzüme ayrı cildime ayrı bakım yapıyorum

    “Dermatolog olarak güneşin cildimizi yaşlandıran en önemli dış etken olduğunu bildiğim için yaz-kış fark etmeksizin her sabah ellerimin üzerine ve yüzüme en az 30 koruma faktörlü bir koruyucu uyguluyorum. Özellikle yaz aylarında güneş koruyucu uygulamadan kesinlikle dışarıya çıkmıyorum. Uyguladığım koruyucunun hem UVA hem de UVB’ye karşı koruma içermesine dikkat ediyorum. Bronzluğu sağlıklı bulmuyorum çünkü bronzlaşmak aslında cildimizin güneşe karşı geliştirdiği bir savunma mekanizması… Solaryumda sık sık bronzlaşan ciltler de kronolojik yaştan çok daha ileri bir cilt yaşına ulaşıyor. Ben bronz olmayı sevmiyorum. Özellikle yüzümü kesinlikle bronzlaştırmıyorum. Güneşlenmek amacıyla güneş altına genellikle yatmıyorum, sadece yüzerken güneşe maruz kalıyorum. Saat 11.00-15.00 arası fazla güneş altında bulunmuyorum. Deniz veya havuz kenarında yüzüm için genellikle SPF 50 hem UVA hem de UVB’ye karşı koruyucu içeren yağsız kompakt bir koruyucu ile vücudum için yine en az SPF 30 faktör genellikle losyon tipi bir koruyucu kullanıyorum ve iki saatte bir tekrarlıyorum. Ayrıca her gün yüzüme ve vücuduma düzenli olarak nemlendirici sürüyorum. Cildim yağlı olduğu ve yoğun bazlı nemlendiriciler bende sivilce sorununa yol açtığı için ‘fluid’ tarzı güneş koruyucuları tercih ediyorum. Güneş sonrası bakımda da fazla yoğun olmayan, yatıştırıcı ve besleyici organik yağlar içeren, fazla koruyucu madde, renklendirici ve parfüm içermeyen nemlendiriciler uyguluyorum. Yazın saçlarıma da sık sık nem ve besleyici içerikli maskeler uyguluyorum; pH nötr yumuşak şampuanlar kullanıyorum. Deniz kenarında şapka kullanıyorum. Kızım 9 yaşında olmasına rağmen güneş konusunda bilinçli bir çocuk. Yaz tatillerinde koruyucu uygulamayı o da alışkanlık haline getirdi. Yazın özellikle antioksidan açıdan zengin taze meyve ve sebze tüketmeye, bol su, yoğurt, süt, ayran içmeye dikkat ediyorum. Özellikle domates, havuç, yoğurt tüketmek güneş hassasiyeti açısından önem taşıyor. Probiyotik, beta karoten, likopen, C vitamini, soya izoflavonları içeren besin takviyelerini de kapsül şeklinde günlük olarak alıyorum.”

    agustos-2012-yuzlesme-resim-6Dermatoloji Uzmanı Dr. DENİZ BALABAN
    İstanbul Cerrahi Hastanesi
    Makyaj öncesi koruyucu sürüyorum

    “Güneş ışığının insana moral verdiği, psikolojik durum üzerinde pozitif etkisi olduğu biliniyor. Bir miktar bronzlaşmanın hoşuma gittiğini itiraf etmek zorundayım. Cilt tipimin koyu olması da bir avantaj… Elbette güneş ışınlarının dik geldiği saat 10.00-14.00 arasında güneşlenmemek, şapka ve güneş gözlüğü kullanmak, yüksek koruyuculu güneş kremi sürmek, mümkün olduğu kadar gölgede vakit geçirmek gibi önlemler alıyorum. Yüz ve vücut için farklı güneş koruyucu ürünleri tercih ediyorum. Denizin de etkisi ile vücut derisi daha çok kuruduğu için yağ bazlı ürünler hem nemlenmeyi sağlıyor hem güneşten koruyor. Yüz için ise koruyuculuğu daha yüksek 50 koruma faktörlü ve yağsız ürünler tercih ediyorum. Dudak ve çevresi hassas bir bölge olduğu için bu bölgelerde koruyucu stick kullanıyorum. Koruyucuları özellikle güneşe çıkmadan yaklaşık 15-20 dakika önce eşit miktarda sürüyorum ve her iki saatte bir tekrar ediyorum. Ürünün hem UVA hem UVB’ye karşı etkili koruma sağlamasına, suya dayanıklı olmasına dikkat ediyorum. Güneş sonrası vücut ve yüz için uygun nemlendirici kullanıyorum. Şehirde yaz döneminde mutlaka yüzüme yüksek koruma faktörlü güneş kremini makyaj öncesi uyguluyorum ve makyaj ürünlerini koruma faktörlü tercih ediyorum. Çocuklarım büyürken onları da güneşten korunma konusunda bilinçlendirmeye çalıştım. Çünkü erken çocukluk yaşlarında güneş yanığı oluşturacak kadar güneşlenme ileriki yıllarda malign melanom olasılığını artırıyor. Bu nedenle çocukların güneşten korunmaları önem taşıyor. Deriye uygulanan veya diyetle alınan antioksidanların yararı tartışmalı olmakla beraber belli aralıklarla C vitamini, E vitamini, çinko, selenyum, soya isoflavonları ve yeşil çay takviyesinin faydalı olabileceğini düşünüyorum.”

    Yaprak ÇETİNKAYA

    Formsanté Dergisi Ağustos 2012 Sayısı



    1 Yorum

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz