Size doğal güzelliği anlatmak yerine, kapak çekimini yapmanın daha güzel olacağını düşündük! Oyuncu Nil Keser’i daha yakından tanımaya hazır mısınız?
Kendine dışarıdan baktığında, 30 yaşında kendini sevmeyi öğrenen bir Nil gördüğünü söylüyor. İnsanın yaş aldıkça kendine dışarıdan bakmaya ve bunu daha iyi, daha hissederek yapmaya başladığını düşünüyor. Şimdilerle pozitif ve enerjik bir Nil’le karşı karşıya. “Negatif hisleri, düşünceleri kendi içinde yaşayan, kendi süzgecinden geçirerek üstesinden gelenlerdenim” diyor.
Röportaj: Elif Gürsoy
Fotoğraf: Murat Sargın
Styling: Tülin Demir
Makyaj: Gamze Tekin Alp
Saç: Akın Ünal
Saç asistanı: Volkan Bayar
Stüdyo: LGM Studios
NASIL BİR ÇOCUKLUK GEÇİRDİN?
Çekirdek bir ailede kendi hayal dünyasında oyunlar üreterek büyüyen bir çocukluğum oldu. Çalışan bir ailenin çocuğu olarak kendimle zaman geçirmeyi çok küçük yaşta öğrendim. Tabii her tek çocuktan dinlediğimiz “tek çocuk olma”nın zorlayıcı yanlarını da yer yer deneyimledim.
NASIL GİDİYOR ÇALIŞMA TEMPOSU? ÇALIŞMA DİSİPLİNİN NASIL?
Şu an gelen projeleri değerlendirdiğim, bununla birlikte kısa yurt dışı seyahatleri yapıp farklı kültürleri deneyimleyerek ruhumu, kişiliğimi ve de oyunculuğumu farklı açılardan beslemeye çalıştığım keyifli bir dönemdeyim. Tabii ki Türkiye’de özellikle televizyona iş yapıyorsak zorlu çalışma koşulları söz konusu ama tüm handikaplara rağmen sete girdiğim an “Daha da çok çalışmalıyım” dediğim bir Nil olarak buluyorum kendimi…
NİL KESER: KIRGIN ÇİÇEKLERİN BENİM İÇİN YERİ BAMBAŞKA
Bugüne kadar yer aldığın tüm projeler sana bir şeyler öğretmiştir ancak senin için yeri bambaşka olan işin hangisi?
“Kırgın Çiçekler”, edindiğim arkadaşlıklar ve tecrübe olarak başka bir yerde benim için ama kendime yakın gördüğüm projelerden biri olarak “Ah Nerede”yi söyleyebilirim.
Kendini iyi hissetmediğinde neler yapıyorsun? Motive kalma şeklin nedir?
Uyumayı çok seviyorum. Kendimi iyi hissetmediğimde uyuyup kendimi dış dünyaya kapatıyorum. Hayal kurarak uyumak ve sevdiğim dizileri tekrar tekrar izlemek beni çok iyi hissettiriyor. Kendi dünyamdan beni uzaklaştırıp başka bir gerçekliğe götürüyor. Uyuyarak, hayal kurarak bambaşka bir dünya yaratıp onun içine girmeyi çok seviyorum.
‘TEKDÜZELİK BANA GÖRE DEĞİL’
Değişikliklere karşı duruşun nasıl? Kolay adapte oluyor musun yoksa alışkanlıklarını bırakamayanlardan mısın?
Değişikliğe kolay adapte oluyorum, hatta çok seviyorum. Tekdüzelik bana göre değil. Şu an başka bir yere taşınman gerek deseler direkt eyleme geçebilirim. Yaş aldıkça alışkanlıklarım çok azaldı, ters işledi sistem bende… Yıllar geçip yaşım ilerledikçe zaman daha kıymetli hale geldi. Onu en güzel şekilde değerlendirmek de benim elimde.
GÜZELLİK RUTİNLERİN ARASINDA NELER VAR?
Güzellik rutinlerim arasında yüz temizliği ve tabii ki cilt bakımı ilk sırada. Alerjik bir yapıya sahip olduğum için beslenmeme de dikkat ediyorum. Güzellik her ne kadar dıştan gibi görünse de klişe olacak ama içten, ruhtan başlıyor. En çok beslenmeme ve su içmeme dikkat ediyorum. Günlük hayatta da olabildiğince makyaj yapmamayı tercih ediyorum.
GÜZEL BİR KADIN OLMANIN DEZAVANTAJLARINI YAŞADIN MI?
Güzellik aslında hem karanlık hem aydınlık, hem kavga hem de huzur, hem bana ait ama bir o kadar da bana dayatılan bir olgu. Beden üzerinden yaratılan güzellik algısından çok, insanın kendini iyi hissetmesi bence önemli olan…
Spor yapıyor musun? Aktif kalmak adına yaptığın hangi aktivite seni daha mutlu ediyor?
Haftanın üç günü ağırlık üzerine fitness eğitmenimle düzenli spor yapıyorum. Sağlıklı olmak ve özellikle de zinde hissetmek, kalabilmek için rafine şeker tüketmiyorum. Tabii özel günlerde istisnalar olabiliyor. 🙂
Sosyal medya paylaşımlarından gördüğümüz kadarıyla yemekle aran çok iyi. Hayatta kalmak için yiyenlerden misin yoksa keyif için mi?
Keyif için yiyenlerdenim ama yemek konusunda çok seçiciyim maalesef. Deniz ürünleri aşığıyım. Dünyayı gezip her ülkenin kendi kültürüne özgü yemeklerini yemek en büyük zevkim diyebilirim.