Diğer
    Ana SayfaİlişkiÖnce annene, sonra dünyaya güven

    Önce annene, sonra dünyaya güven

    -

     

    31012014 guven2Hoşgörü de gerekiyor

    Sağlıklı bir kadın-erkek ilişkisinde güveni destekleyen başka unsurlar da var. Bunlardan birinin tolere edebilme gücü olduğunu belirten Psk. Asena Yurtsever, “Örneğin güven ilişkisinden olan bir çiftten biri bazen diğerine yeteri kadar destek olamıyor. Bu durumda kırılan kişinin diğerini affedip etmeyeceği, biraz esneklik gösterirse zarar görüp görmeyeceği ya da bu yaşananın karşı taraf ile ilgili bir ipucu olup olmadığı gibi faktörler ortaya çıkıyor. Bir ilişkide yaşanan sorun ‘aldatma’ ise bunlar çok büyük sorular olurken, eğer konu ‘hastayken bana çorba yapmadı’ ise başka sorular akla geliyor. Örneğin ‘bugün çorba yapmıyorsa yarın daha zor bir durumda bana destek olabilecek mi’ sorusu gibi… Dolayısıyla yaşanan olayın güveni ne kadar zedelediği, güveni kırılan kişinin içsel yapısı ve bu olayı ne kadar tolere edip edemeyeceği ilişkinin devamını belirleyen en önemli faktörler oluyor” diyor. Esneyebilmenin, hoşgörü göstermenin bir beceri olduğunu belirten Psk. Yurtsever, şöyle devam ediyor: “Bir güven ilişkisinde ideal olanı biliriz ama ayrıca şunu da biliriz ki her acıktığımızda annemiz saniyesinde koşup yemeği verememiştir, ben acı çekerek ders çalışırken o oturup televizyon izlemiştir. Bu hayat böyledir. Bunları görür, bilir, belli bir fikir geliştiririz ve bu sayede beklentimiz hayali düzeyde olmaz. Ama zamanında anne ile yeterince güven ilişkisi geliştiremediysek ideal ilişki hedefimiz artar, hayali beklentiler olabilir. Sonuç olarak sevgi, saygı ve güvene ilişkinin üç sacayağı olarak bakarsak; hoşgörü, esneyebilmek veya fedakarlık yapıyor olmak da yan konulardır ve ilişkide olumlu özelliklerdir.” 

     

    Güven ve sevgi yoksa…

    - Advertisement -

    İlişkide her şey tamsa, eşler birbirlerinin mutluluklarından mutlu oluyor, birbirlerinin başarıları ile gurur duyuyor ve karşılıklı destek oluyorlarsa büyük bir olay yaşandığında dahi ilişkinin yıkılma ihtimali azalıyor. Her seferinde kafalarda soru işaretinin oluştuğu ancak konunun üstünün kapatıldığı ilişkilerde ise bir olay her şeyin yıkılmasına neden olabiliyor. En baştan güven veya sevgi olmadan başlayan ilişkiler ya da yapılan evliliklerde ilişkinin ne kadar sürdürülebilir ve doyurucu olduğu konuları hep alttan alta akıyor. “Beni aldatır mı?” sorusu hep akılda oluyor ve akıl nereye akarsa güvenmeme ile ilgili mesele de oradan patlak veriyor. Ya da “İşten ayrılsam, uzun süre iş bulamasam bunu sorun eder mi?”, “İyi bir anne-baba olur mu?”, “Yeni bir ev alsam, taksitlerini de ben ödesem ileride evi benden almaya kalkar mı?” Yani ekonomik, cinsel, duygusal; hangi taraftan bakılırsa bakılsın güven ilişkisi olmadı mı bir ayak dışarıda, göz hep kapıda oluyor. O zaman da her şeyi kontrol etmeye, güçlü durmaya çalışan bir mizaca bürünülüyor.

     

    Her konuda güvenmek şart mı?

    Bu soruyu Psk. Yurtsever şöyle yanıtlıyor: “En doğru cevap şu; güven ihtiyacı kişinin kendi içinde bir ihtiyaç ve herkesin güvenmekle ilgili ihtiyacı da yine kişinin kendisi ile ilgili. Benim gerçekten diğer insanlara güvenmek ile ilgili sorunum varsa bunu bir soru işareti olarak kafamda taşıyorum zaten. İlişkimde de iş hayatımda da aile hayatımda da bu soru işareti var. Ben bebeklikten itibaren ne kadar güvenli bir bağlanma geliştirdiysem zaten güven duygusu otomatik olarak içimde var. Yani güvenimin kırılması için gerçekten bir sebep olmalı. O yüzden bir ilişkide güven kırıldıysa önce içsel yapıya bakmak, ‘Benim neye ihtiyacım var?’ diye sormak, sonra da ‘Dışarıdan ne geldi de ben böyle oldum?’ demek lazım. Yani güvenmek önce kişinin kendisiyle ile ilgili.” 

     

     

    Kırılan güven tekrar nasıl sağlanabilir?

    “Aldatıldınız ya da çok ciddi bir sağlık sorununuz ortaya çıktı ve beklediğiniz bakımı göremediniz. Birincisi ne kadar büyük bir kırgınlıkla karşı karşıya olduğunuz önemli” diyen Psk. Yurtsever şöyle devam ediyor: “İkincisi kendi tamir etme mekanizmanız ne kadar devrede ve karşı taraf buna ne kadar izin veriyor? Örneğin bazı erkekler ya da kadınlar bir hata yaptıktan sonra derler ki ‘Bu hatayı yaptım ama bir daha yapmayacağım, elimden gelen desteği sana vereceğim.’ Gerçekten de verirler. Bu sırada güveni kırılan kişinin de çaba göstermesi, hata yapanın çabasına izin vermesi gerekiyor. Geçmişi sürekli gündeme getirmek, tekrar hata yapacak mı diye tetikte beklemek hatanın tamirini zorlaştırıyor. Yani güvenin tekrar kazanılması iki taraflı bir konu.”



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz