Elimizden cep telefonları düşmüyor. Oyun oynarken saatlerce konsolun başından kalkamıyoruz. Sigara en yakın dostumuz. Her hafta tövbe edip hafta sonu bahislere gömüldük. Gece gündüz +18 sitelerin tutkunu olduk. Fit görüneceğim derken spor salonunda neredeyse yatıp kalkmaya başladık. Kaslari büyütürken alkole de karşı koyamadık. Partilerde teklif edilenlere hayır diyemedik… aman ha! Burada duralım ve bağımlı olmadan bağımlılığı tanıyalım.
Bağımlılıklar hangi alanlarda ve kimlerde daha fazla görülüyor?
Bağımlılığın konusu alkol, uyuşturucu madde, internet, kumar, porno ya da ilişkilerde bağımlılık gibi birçok alanı kapsayabiliyor. Kişilerin tercih maddeleri değişmekle birlikte tıbbi olarak daha çok alkol, madde ve sigaraya rastlıyoruz. Bağımlılık herkeste olabiliyor ama bir genetik altyapısı olabileceği de söyleniyor. Özellikle de alkolde… Örneğin babada yoğun alkol kullanımı varsa çocuklarda bağımlılık olma ihtimali daha yüksek… Bağımlılığın tanımını yapmak çok kolay değil ama ikiye ayırmak mümkün; kötüye kullanım ve bağımlılık. Kötüye kullanımda henüz fizyolojik çekilme ve yoksunluk belirtileri ortaya çıkmamış olmasına rağmen kişinin özel, sosyal ve mesleki hayatı kısmen etkilenmeye başlıyor. Ekonomik olarak yükü artıyor, ailesi rahatsız oluyor, çevreden uyarılar gelmeye başlıyor. Yani durumda bir terslik olduğu yavaş yavaş fark edilmeye başlanıyor. Kötüye kullanımda hastayı kontrollü kullanıma çekmek daha mümkün oluyor. Ancak bağımlılık geliştiği takdirde bunu bir beyin hastalığı olarak algılıyoruz. O biyokimyasal düzenek geliştiği zaman artık onu geri döndürmek zorlaşıyor. Hatta şöyle söylenir: Bağımlılık iyileşmez, düzelir. Yani kontrol altına alabiliriz ama altta yatan tehlike hep sürer.
Bir beyin hastalığı dediniz… Bu hastalık nasıl gelişiyor?
Detaylı bilgiler son yıllarda ortaya çıkmaya başladı. Bağımlılık ve dürtüsellik ile birlikte gidebilen bazı alışkanlıkların özellikle beynin ödül sistemi üzerinde etki ettiği söyleniyor. Burada bazı iletici kimyasalların rolü var. Dopaminin başrol oynadığı söyleniyor. Normalde vücudumuzda da zaten bazı maddeler var; spor yaptığımızda salgılanan endorfinler, mutluluk hissettiğimizde, ödül aldığımızda devreye giren sistemler… Bunlar devreye girince kendimizi çok iyi, adeta yükselmiş hissedebiliyoruz. Ancak bu sistem dışarıdan bir başka madde ile uyarıldığında -ki çoğu uyarıcı madde farklı yollardan da olsa dopamini artırıyor-içeriden gelen uyarıdan katbekat fazla oluyor. Kolay yoldan ve yüksek miktarda haz duygusu veren maddeyi geri istemeyi ve aşermeyi beynimiz çok çabuk öğreniyor. Bu yükselmeyi öğrenince yoksunluğu daha fazla hissediliyor ve hep daha fazlası isteniyor. Ödül sistemi üzerinden oluşan bir döngü meydana geliyor.
Bağımlıların ortak özellikleri neler?
Son yıllarda risk faktörlerini tanımakla birlikte hekim olarak şunu unutmamamız gerektiğini biliyoruz: Her kültürden, her sosyoekonomik düzeyden insanda bağımlılık gelişebiliyor. Bunu unutmadan risk faktörlerini tanımaya başlıyoruz. En başta; bazen bağımlılık maddelerini/ konularını kullanım altta yatan psikiyatrik bir hastalık nedeniyle olabiliyor. Örneğin bipolar bozukluk hastalarının manik evrede yenilik arayışı çok yüksek olduğu için, normalde hiç kullanmadıkları bir maddeyi kullanmaya başlayıp sonrasında bağımlı olabiliyorlar. Ebeveynlerde madde kullanımı, kişinin bununla erken tanışmış olması, normalize edilmesi, örnek alma ile çocuklarda gelişim artıyor. Parçalanmış ailelerde, travmatik yaşantılarda ergenlikte başlayabiliyor. Travma sonrası stres bozukluğunda alkol, madde, reçeteli ilaç kullanımı çok sık oluyor. Sosyal çevre ve ulaşılabilirlik de çok önemli. Gençlerde arkadaşların kullanımı, ileri yaşlarda ve yüksek sosyoekonomik düzeyde eğlence için kullanım gibi… Yani kişinin kendi aklına gelmezken birinin teklif etmesi başlangıç olabiliyor. Maddenin kendisi de önemli bir faktör. Bazı maddeler daha fazla bağımlılık yapabiliyor.
Erkeklerin bağımlılığa daha yatkın olduğu doğru mu?
Erkeklerin genetik yatkınlığının daha fazla olması tartışmalı bir konu… Bağımlılık çalışmaları zaten netliğe tam ulaşamıyor çünkü çok açık ve herkesin kabul ettiği bir şey değil. Ama erkeklerde daha sık görülüyor olmasının kültürel nedenleri de var. Özellikle bizimki gibi daha ataerkil toplumlarda erkekler maddeye/konuya daha kolay ulaşabiliyor. Ama son zamanlarda kadınlarda da arttığını gözlemliyoruz.
SEKS&PORNO BAĞIMLILIĞI
Bir kişi için eylem olarak seks yapmak bağımlılık haline gelirken bir başkası için izleyerek ve mastürbasyon yaparak tatmin olmak bağımlılık olabiliyor. Bazen çok aktif cinsel hayatı olmayan kişilerde sadece porno bağımlılığı gelişebiliyor. Yani iki durumun bir kişide aynı anda ortaya çıkması gerekmiyor.
İŞ BAĞIMLILIĞI
İngilizce’de de alkolik kelimesinin benzeri şekilde “workaholic” olarak tanımlanıyor. Bu tabloda özellikle erkeklerde gördüğümüz daha kuvvetli ve işinde iyi olma isteği görülüyor. Kendini işi ile tanımlayan kişilerle işe bağlanma ve orada başarıyı arama çok önemli hale geliyor. Bu başarı bir tatmin ve yükselme sağlıyor, yani ödül sistemi devreye giriyor. Bunun bir bağımlılık olup olmadığını anlamak için kişinin tüm hayatını incelemek, hayatını nasıl etkilediğini, çevresindeki insanların bu durumdan şikayet edip etmediğini öğrenmek gerekiyor.
SPOR BAĞIMLILIĞI
Spor yapmak sağlıklı bir alışkanlık ama üzerimizde son yıllarda artan toplumsal bir baskı da var. Modern erkeğin fit, sağlıklı, güzel görünmesi gerektiği fikri empoze ediliyor. Güzellik çok cezbedici olduğu için buna kanmak da kolay oluyor. Dr. Tuğba Devecioğlu, “Bünyemizde olan ve ödül sistemini çalıştıran maddeler var. Endorfinler önde geliyor ve spor yapınca endorfin salgılanıyor. Spor yapınca kendimizi mutlu hissediyoruz. Zorla başlayıp verdiği hazzı devam ettirmek isteyen insanlar görüyoruz. Belli bir noktaya kadar güzel bir alışkanlık… Ama psikolojik olarak beden algı imajınızı sağlıklı olmayan sınırlara taşırsanız, en güzel, en kaslı, en fit olmak için spor yapmaya başlarsanız hayatın diğer alanlarını zorlayabilirsiniz. Sıkı diyetler, kas artırmak için katkı maddeleri kullanımı gibi durumlar ile sağlığınızı bozabilirsiniz” diyor.
YEMEK BAĞIMLILIĞI
Yeme alışkanlığı da ödül sistemi üzerinden çalışıyor. Yemek yeme davranışı kendini ödüllendirme üzerinden bir süre sonra bağımlılık gibi nitelendirilebiliyor. Bu durum fazla kilo artışına, obeziteye ve buna bağlı sağlık sorunlarına neden olabiliyor.
İLIŞKİLERDE BAĞIMLILIK
Uzmanlar ilişkilerde bağımlı değil bağlı olunması gerektiğini söylüyor. Aksi takdirde bağımlılık bir süre sonra her bağımlılık alanında olduğu gibi kişiye zarar vermeye başlıyor. Ancak kişinin bağımlı olduğunu fark etmesi ilk etapta kolay değil. Dr. Tuğba Devecioğlu şunları söylüyor: “Belki şu uyarıda bulunabiliriz; ilişkiniz içinde çok fazla ödün verdiğinizi, partnerinizin size defalarca zarar vermesine rağmen ona geri döndüğünüzü ve etrafınızdaki insanların bu konuda sizi sürekli uyardıklarını fark ediyorsanız üzerinde biraz düşünün.”
İLAÇ MI TERAPİ Mİ?
Alkol ve madde bağımlılıklarında önce arınma aşaması yaşanıyor. 5-7 gün süren bu dönemde maddelerin uykusuzluk, huzursuzluk, iç sıkıntısı gibi fizyolojik yoksunluk belirtilerini aşabilmek için ilaç kullanılıyor. Ardından daha zorlu olan idame aşaması geliyor. Dr. Devecioğlu, “Hasta fizyolojik belirtileri ve yoksunluğu atlatıyor ancak hayatında bir değişiklik var. Çok büyük vaktini alan ve hayatının merkezine koyduğu konu artık yok. Dolayısıyla bu sürede psikolojik olarak depresif hale gelmemek için de psikolojik yardım, bağımlılık danışmanlığı ve terapisi çok önemli. Ayrıca aşermeyi azaltan ilaçlar kullanılıyor” diyor. Bu aşamada ailenin desteği de büyük önem taşıyor.
DİĞER ALANLAR DA TEDAVİ EDİLMELİ
Bağımlılık tedavisi gören kişilerin hayatında onu tetikleyip bağımlılık tercihine götürecek bütün zorlukların da gözden geçirilmesi gerekiyor. Örneğin kumar bağımlısı olan kişi işyerinde mutsuz, huzursuz ve kendini iyi hissetmek için kumar oynuyor ya da eşi ile sorunları var ve kavga ettiğinde bağımlılığına yöneliyor. Sadece dış etkenlerin bağımlılığa neden olduğu ya da bunu sürdürüyor demek mümkün olmasa da, dış etkenleri tanımak ve bunlardan korunmak gerekiyor. Dr. Devecioğlu, “Hiçbir zaman tek bir tetikleyici, tek bir suçlu bulmak mümkün değil. Ama tetikleyici faktörleri göz ardı etmemek gerekiyor” diyor.
BAĞIMLILIK KRİTERLERİ
• Tolerans gelişimi: Kişi ne olursa olsun, tercih maddesi ile ulaştığı etkiyi oluşturmak için her geçen gün daha fazla madde kullanmak zorunda kalır. Aynı miktarda kullanırsa aynı etkiye ulaşamaz.
• Yoksunluk: Maddenin ne olduğuna göre fizyolojik olarak değişmekle birlikte, psikolojik olarak huzursuzluk, istek, aşerme (craving) yoğun oluyor.
• Kişinin bağımlılık konusuna ulaşmak için her gün belli bir enerji ve vakit harcaması.
• Bağımlılık konusuna ulaşmak için yalan söylemeye başlaması.
• Sosyal veya profesyonel hayatın etkilenmesi.
• Eşle, çocuklarla, işyerinde üstlerle çatışmalar.
• Bağımlılık konusuna ulaşmak için çok para harcanması.
• Defalarca bırakmaya çalışmasına rağmen dayanamayıp maddeye geri dönmek.
BAĞIMLILIK KRİTERLERİ
• Tolerans gelişimi: Kişi ne olursa olsun, tercih maddesi ile ulaştığı etkiyi oluşturmak için her geçen gün daha fazla madde kullanmak zorunda kalır. Aynı miktarda kullanırsa aynı etkiye ulaşamaz.
• Yoksunluk: Maddenin ne olduğuna göre fizyolojik olarak değişmekle birlikte, psikolojik olarak huzursuzluk, istek, aşerme (craving) yoğun oluyor.
• Kişinin bağımlılık konusuna ulaşmak için her gün belli bir enerji ve vakit harcaması.
• Bağımlılık konusuna ulaşmak için yalan söylemeye başlaması.
• Sosyal veya profesyonel hayatın etkilenmesi.
• Eşle, çocuklarla, işyerinde üstlerle çatışmalar.
• Bağımlılık konusuna ulaşmak için çok para harcanması.
• Defalarca bırakmaya çalışmasına rağmen dayanamayıp maddeye geri dönmek.
Bağımlılık konunuz ister madde olsun ister bir eylem, kendinize sorun:
• Bu maddeyi ya da eylemi hayatımdan çıkartmakta zorlanıyor muyum?
• Zihnimi çok meşgul ediyor mu?
• Ona ulaşmak için vakit harcıyor muyum?
• Ulaşamadığımda sinirlilik, huzursuzluk, sıkıntı gibi duygular yaşıyor muyum?
• Madde ya da konu nedeniyle işim, ilişkilerim, ruh halim etkilenmeye başladı mı?
• Günlük verimliliğimi düşürüyor mu? (Kullanılan madde nedeniyle iyi hissetmeyip işe gidememek ya da oyun oynamaktan iş yapamamak, evdeki sorumluluklarını aksatmak gibi)
Fitmen – 2015 5.Sayı
Yaprak Çetinkaya