Uzun tatillerin, spora engel sıcakların bittiği, ipin ucunun kaçtığı davetlerin azaldığı ve kilo vermenin en kolay olduğu mevsim sonbahar… Ancak kilo vereyim derken bu aylarda artan virüslerin hedefi olmak istemiyorsanız uymanız gereken kurallar var.
Önce tatile girmeden kilo vermek istedik, bazılarımız verdi, bazılarımız veremedi. Sonra tatil günleri geldi, bazılarımız kilo aldı bazılarımız iradesini kullanmayı başardı. Şimdi de aslında kilo vermek için en uygun günlere geldik… Çünkü bu aylarda ne insanı yolundan çıkaran tatiller var, ne yürümemek için sığınacağımız hava çok sıcak ya da çok soğuk bahanesi… Ancak dikkatli olunması gereken tek bir konu var; virüslerin ortaya çıkmaya, bulaşmaya ve yatağa düşürmeye yavaş yavaş başladığı şu günlerde kilo verirken bağışıklığımızı da güçlendirmemiz gerekiyor. Diyetisyen Canan Aksoy, bu ay sonbaharla birlikte açılan hastalık zamanlarında sağlıklı bir şekilde zayıflamak için nelere dikkat edilmesi gerektiğine dair sorulara yanıt veriyor.
Bağışıklık sistemini korumak için bu sistemi tanımak, ne işe yaradığını iyi bilmek gerekiyor. Diyetisyen Canan Aksoy, bu sistemi şöyle açıklıyor: “Vücudumuz kendisine zarar verecek yabancı maddelere karşı savaşma yeteneğine sahip ve bu yeteneğe de immün veya bağışıklık sistemi deniliyor. Çevremiz vücudumuza girmeye çalışan pek çok zararlı mikropla dolu. Bağışıklık sistemimizin görevi ise bu zararlı mikropların vücudumuza girmesini önlemeye, eğer vücudumuza girmeyi başardılarsa da onları yok etmeye veya vücudumuza yayılmalarını, artmalarını engellemeye çalışmak oluyor. Sistemin bunu başaramadığı yerde de hastalıklar baş göstermeye başlıyor. Bağışıklık sisteminin devamlılığını ise iyi bir beslenme düzeni sağlıyor. Sistemin zayıflamasının üç ana nedeni ise kötü beslenme, uykusuzluk ve alkol oluyor.”
Havaların serinlemesi nedeniyle su tüketiminizi azaltmayın, vücudunuzun suya her zaman ihtiyacı var. Susuzluk hissi acıkma hissiyle karıştırılabiliyor. Eğer gereksiz bir zamanda acıktıysanız, önce bir bardak su için. Açlık hissiniz 10-15 dakika içinde geçmediyse o zaman bir şeyler yemeyi düşünebilirsiniz.
Bu romantik mevsimde alkol alımınıza dikkat edin. Fazla alkol tüketimi bağışıklık sisteminize zarar vereceği gibi, kilo almanıza da sebep olabiliyor. Genel bir öneri olarak ılımlı alkol denilen haftada iki kadehi geçmeyin. Bu miktarın üstüne çıkıyorsanız, egzersizle dengelemeye çalışın. Alkol aldığınız geceler yatmadan önce bir bardak süt veya yoğurt tüketmek, ertesi gün açlık hissinizi ve şeker dengenizi korumaya yardımcı olacaktır.
Günde 5-7 porsiyon meyve-sebze tüketin. Günde iki öğünde salata, bir öğünde sebze, iki kere de yumruğunuz büyüklüğünde bir meyve yerseniz bu rakamı tutturmuş olursunuz. Bu miktarları tükettiğiniz zaman kabızlık problemi çekme ihtimaliniz azalacağı gibi vitamin,mineral ve antioksidan gereksinimlerinizi de karşılarsınız.
Meyve suyu içmek yerine meyveyi yemeyi tercih edin. Bu şekilde aldığınız vitamin miktarı düşerken, aldığınız kalori miktarının azalacağını unutmayın.
Meyve ve sebze tercihlerinizi çeşitlendirin, renklendirin. Salatalarınız da mutlaka birkaç renkli malzemesi olsun; havuç, tere, roka, kırmızılahana, şalgam, turp, marul ve kıvırcık… Salatalarınıza giren soslar gizli bir kalori kaynağı olabilir, az yağlı ama limon, sirke ve nar ekşisiyle tatlandırdığınız salataları tercih edin. Meyvelerinizi çeşitlendirin; portakal, nar, kivi, elma, ananas, mango, armut, ayva… Renkler artıkça aldığınız vitamin ve antioksidan çeşitliliği de artıyor.
Haftada 2-3 kere yumurta tüketin. (Kolesterolü yüksek olanlar için de bu miktar tüketilebilir orandır.) Haşlayın, az yağlı bir menemen veya omlet yapın. Yeter ki yedi dakikadan fazla haşlamayın veya pişirdiğiniz yumurtayı yakmayın. Yumurta uzun süre tokluk sağlar, böylece enerji alımınızı daha kolay dengelemiş olursunuz. Kaliteli protein içeriği sayesinde bağışıklık sisteminizi de destekler.
Devamı diğer sayfada