Zamanı doğru kullanmak, ilham verecek fikirlerin peşinde koşmak ve içteki yaratıcı gücü ortaya çıkarmak… Çok klişe gibi görünse de aslında hayatı anlamsız sorunlarla doldurup değerli olan vakti öldürüyoruz. Üstelik bu tekdüzeliğe çocuklarımızı da sürüklüyoruz. Dünyaca ünlü yazar-araştırmacı Dr. John Demartini ilham veren bir hayatı nasıl yaşayabileceğinizi anlattı.
Hazırlayan: Deran Çetinsaraç
Nicole Kidman, Julia Roberts, Brad Pitt gibi sanatçıların yanı sıra tüm dünyadan danışanı olan araştırmacı yazar Dr. John Demartini, kendi adını verdiği yöntemiyle “dönüştüren deneyim” seminerleri veriyor. Yılların deneyimiyle hazırladığı sorular aracılığıyla kişinin hayatıyla ilgili bilinçli bir farkındalığa ulaşmasını amaçlıyor. Geçmişinde yaşadığı disleksi probleminden dolayı yaşıtlarına yetişebilmek için okumaya başlıyor ve hiç durmuyor. Tuvalete giderken bile okuyan Dr. Demartini’nin ilham veren hayat hikayesini ve önerilerini dinledik.
Bir problemi çözmeye çalışmanın kişiyi yaratıcı düşünmeye zorladığı söylenir. Çocukluğunuzdaki disleksi probleminin de benzer bir etki yarattığını söyleyebilir miyiz?
Bizi zorlayan bir problemi anlam ifade eden bir şekilde çözmek için aldığımız ilhamla, hele de bu çözüm pek çok kişiye faydalı bir şekilde ulaşabilecekse, en yaratıcı, yenilikçi, orijinal fikirlerimiz açığa çıkar. En yaratıcı dehamız böylesine anlamlı ama bir o kadar da zorlu arayışlar sırasında uyanır. Bize ilham vermeyen, anlamsız sorunları çözmeye çalışırken zorlandığımızı hissettiğimizde, en yenilikçi çözümleri yaratma olasılığımız da azalır. Maksimum yaratıcılık, bize ilham veren ve hizmet eden anlamlı sorunları çözmeye daha fazla odaklandığımızda kendiliğinden ortaya çıkar. Orijinal fikirler, yapmayı gerçekten sevdiğimiz ve bu konuda ustalaşmayı arzuladığımız bir şeyi yaptığımızda, özgünlük hallerinde doğar. Ben insan davranışı alanında sıklıkla karşılaşılan sorunları çözmeyi seviyorum. Her gün bu tarz çözümler üretiyorum. Eğer günlerinizi size ilham veren, çözülmesi gereken problemlerle doldurursanız, anlamsız sorunlar da ortadan kalkacaktır. Ve eğer günlerinizi ilham kaynağı olamayacak, anlamsız sorunlarla doldurursanız dikkatiniz dağılacak ve asıl odaklanmanız gereken şeylerden uzaklaşacaksınız. Hayatta çözdüğünüz sorunlar ne kadar büyükse, o kadar çok sayıda kişiye hizmet edebilirsiniz ve yaratıcı potansiyeliniz ile yaşamdaki doyumunuz da o kadar büyük olur.
Gençken yaşadığım disleksi, yetişkin hayatımda büyük bir katalizördü. 18 yaşımdayken sözlükten günde 30 kelime okuyup ezberlemeye başlamam, her bir kelimeyi doğru hecelemem, onları telaffuz etmem, anlamlarını anlamak için bir cümle içinde kullanmam ve annemin beni bu 30 kelime üzerinde test etmesi bana ilham verdi. Ta ki kelime dağarcığım sadece iki yıl içinde 20.000 kelimenin üzerine çıkana kadar. Daha sonra öğrenme zorluğu yaşamayan diğer tüm sınıf arkadaşlarıma yetişebilmek için sekiz tam set ansiklopedi ve klasik metinleri okumaya başladım. Öğrenme, yazma ve paylaşmanın öneminin bu kadar farkında olmam sayesinde bugün insanlara öğreten kişiyim.
Günümüz çocukları herhangi bir zorluk yaşamadıkları için yaratıcı düşünmekte zorlanıyor. Sizce ebeveynler bu konuda ne yapmalı? Çocukların yaratıcılığının gelişmesi için nasıl bir zemin sağlanabilir?
Evde, okulda veya sosyal çevrelerde anlamlı ve ilgi çekici sorumluluklarla zorlanmayan çocukların, muhtemelen ön beyinlerinin gelişimi yavaşlıyor. Bu çocuklar duygusal açıdan daha tepkisel ve dürtüsel bir tablo çiziyor. Günlerini kendilerine ilham verecek ve aynı zamanda başkalarına da katkı sağlayacak anlamlı zorluklarla ne kadar çok doldururlarsa, beyinleri ve sosyal gelişimleri o kadar fazla olur. Ve ileride yaratıcı, kendinden emin ve hayata katkı sunan bireyler haline gelirler. Ebeveynler, çocuklarına anlamlı bir amaç peşinde koşmalarında yardımcı olabilir ve onları gerçek dünya senaryolarına hazırlamak için onlara sorumluluklar verebilir. Ailem, özellikle de babam bana günlük işler yaptırıyordu ve başkalarına hizmet etme konusunda ne kadar yaratıcı ve becerikli olursam, o kadar çok kazanabileceğimi ve bağımsız olarak gelişebileceğimi aşıladı. Çocuğunuzu, gerçek dünyayla yüzleştiğinde hazırlıklı olabilmesi için sevin ve ona sorumluluk verin.
Tuvalete gittiğinizde bile kitap okuduğunuz doğru mu? Zamanı verimli kullanmanın yolu nedir?
Yıllardır zamanımın her bir dakikasının ne kadar önemli olduğunu biliyorum ve evet bu yüzden her dakikamı zihnimi beslemek, okumak ve öğrenmek için kullanırım. Tuvalet molaları ya da kahvaltı, öğle yemeği ya da akşam yemeği yemek molaları ya da limuzinle arka koltukta geçirilen zamanlar ya da sadece yürüyüş zamanları; hep okurum.
18 yaşımda okuyabildiğimi keşfettiğimde durmadım. Büyük klasik başyapıtlardan veya çağdaş liderlerden, bilim adamlarından ve düşünürlerden ilham alan fikirleri öğrenmeyi ve zihnimi beslemeyi seviyorum; böylece öğrencilerime her gün öğretebileceğim ve onlarla paylaşabileceğim daha derin ve anlamlı bilgilere sahip oluyorum.
Zamanımız hayatımızdır. Hayatımın uyanık olduğum her anında ders veriyorum, araştırıyorum, yazıyorum ve seyahat ediyorum. Yemek için yaşamıyorum, yaşamak için yiyorum; günlük performansımı en üst düzeye çıkarmak için yüksek kaliteli doğal gıdalar tüketiyorum. Su, sebze suları ve zencefil çayı içerim. Sigara içmiyorum, alkol kullanmıyorum. Günlük bir rutinim var; her akşam şükranlarımı ve fırsatlarımı belgeye dönüştürüyorum. Muhtemelen dünya üzerinde şükranların yazılı olduğu en büyük koleksiyona sahibim.
Alışkanlıkların önemli olduğunu düşünüyor musunuz? Alışkanlık oluşturmanın faydaları nelerdir?
En yüksek önceliğiniz olan, en anlamlı ve üretken eylemlerinizi, günlük alışkanlıklarınızı gerçekleştirecek kadar öngörülü olmak akıllıca bir yatırımdır. Her şeyi işin uzmanına bırakıyorum böylece dikkat dağıtıcılardan kurtulup her gün sevdiğim ve ilham aldığım şeyi yapabiliyorum. 33 yıldır araba kullanmıyorum. 44 yıldır yemek yapmıyorum. 33 yıldır ev işleri yapmıyorum. Düşük öncelikli, ilham vermeyen eylemler yaparak ilham veren bir hayat yaşayamazsınız. Her usta dövüş sanatçısı, müzisyen, şarkıcı, sporcu, astronot veya uzman bilir ki, bir eylemi kendiliğinden otomatik bir alışkanlığa dönüşene kadar yeterince tekrar yapılması gerekir. Bir profesyonel hiçbir şeyi şansa bırakmaz. Michael Phelps, 28 altın madalyasını almak için rekabetçi performanslarını kafasında veya zihninde yüzlerce kez prova etti. Altın madalyadan ilham alan bir hayat yaşamak için biz de hayatımızda aynısını yapabiliriz.
DEMARTİNİ METODU NEDİR?
Demartini yönteminden biraz bahseder misiniz?
Demartini Metodu, özel eğitimli ve sertifikalı uygulayıcıların danışanların bilinçdışı farkındalıklarını uyandırarak onları daha bilinçli veya dikkatli hale getirmelerine yardımcı olan bir dizi sorular bütünü. Demartini Metodu, danışanların görünürdeki kaosun içindeki gizli düzeni keşfetmelerine yardımcı oluyor. Kendilerini ve başkalarını sevmekten ve takdir etmekten alıkoyan, içlerinde barındırdıkları yargıları aşmaları için yol gösteriyor. Sorular, dikkatli bir şekilde yanıtlandığında, danışanların kör noktalarını görmelerine ve algılarını dengelemelerine yardımcı oluyor. Geçmişlerinin kurbanlarından çok, kaderlerinin efendisi olmalarını sağlıyor. Örneğin kırgın bir kişi çevresinin olumsuz yanlarını görür, olumlu tarafın farkında bile olmaz. Önyargılar yüzünden adeta kör olunur. Kırgınlıkları zihinlerinde yer ve zamanı işgal eder; bu durum da kişinin hayatında daha az üretkenlik, dikkat bozukluğu ve hatta psikolojik kökenli fiziksel sorunlara kadar gidebilir. Bu yöntemle birlikte kişinin bilinçaltında depolanan duygusal yükten kurtulunması amaçlanıyor. Hastalıklarımızın birçoğu özgün olmamıza, şükran ve sevgiye dönmemize yardımcı olan geri bildirim mekanizmalarıdır. Demartini Metodu, hayatımızdaki yerini henüz anlayamadığımız kişilere ve olaylara karşı şükran ve sevgi uyandırıyor.