Diğer
    Ana SayfaİlişkiDuygusal istismar nedir ve nasıl anlaşılır? Belirtileri nelerdir?

    Duygusal istismar nedir ve nasıl anlaşılır? Belirtileri nelerdir?

    -

    Çoğu insan fiziksel istismarın ne olduğunu bilir ancak duygusal istismar söz konusu olduğunda, herkesin tanımı farklılaşır ve gri alanlar çoğalır. Peki, duygusal istismar nedir, nasıl anlaşılır? İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Klinik Psikoloji Uzmanı Psikolog Müge Leblebicioğlu Arslan, duygusal istismarı daha yakından tanımamıza yardımcı oluyor.

    Yazı: Seda Özdemir Şimşek

    “Sana hiç vurdu mu?” Sağlıksız bir ilişki içinde olduğundan şüphelendiğimiz birine genellikle sorduğumuz ilk soru budur. Fiziksel istismar hakkında bir diyalog başlatmak elbette önemli ama asıl mesele sorduğumuz yegane sorunun bu olması. Oysa ki sağlıksız bir ilişkideki istismarın tek belirleyici göstergesi fiziksel şiddet değil. Üstelik fiziksel istismarın önemine yapılan vurgu, duygusal istismarın ikincil olduğu mesajını bile verebiliyor.

    Oysa ki duygusal istismar da bir o kadar tehlikeli ve işin kötü tarafı, görünür olmadığından daha ne olduğunu anlamadan sizi etkisi altına alabilir. Kimi zaman tatlı aşk sözlerinin arkasına saklanır ve size kendini kabul ettirir. Kimi zaman da mutlak bir sessizliğin içine gömülerek sizi cezalandırır. Genellikle ya çok hassas olduğunuza inandırılırsınız ya da zaten tüm ilişkilerin en nihayetinde böyle olduğuna. Eğer ilişkinizde kendinizi yalnız, güçsüz veya değersiz hissetmeye başladıysanız duygusal istismarın işaretlerine daha dikkatli bakmanız gerekebilir. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Klinik Psikoloji Uzmanı Psikolog Müge Leblebicioğlu Arslan, duygusal istismarı daha yakından tanımamıza yardımcı oluyor.

    Bu arada unutmayın: Kendinizi değersiz hissetmenizin hiçbir mantıklı sebebi olamaz. Her zaman saygı, sevgi ve ilgiyi hak edecek kadar değerlisiniz.

    - Advertisement -

    DUYGUSAL İSTİSMAR NEDİR, NASIL ANLAŞILIR?

    Romantik ilişki içerisindeki partnerlerden birinin ya da her ikisinin diğerinin benlik saygısını düşürecek ya da ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyecek derecede suistimal edici sözel saldırı ve manipülatif tutuma maruz bırakmasıdır. Duygusal istismar ne yazık ki fark edilmesi en zor istismar türlerinden biridir. Kişiyi eleştirmek, suçlamak, utandırmak ya da herhangi bir konuda manipüle etmek amacıyla duygularının partneri tarafından açık ya da örtük yolla kontrol edilmesi olarak tanımlanabilir.

    DUYGUSAL İSTİSMAR NEDEN HEMEN FARK EDİLMİYOR?

    İlişkide yaşanabilecek duygusal istismarı hemen fark edememenin nedenleri neler olabilir?

    İlişkide yaşanabilecek duygusal istismarı hemen fark edememenin birçok faktörü olabilir. Bu noktada üç önemli faktörün rol oynadığı söylenebilir. İlk olarak, ilişkiye yatırım arttıkça duygusal istismarı fark edememe riski artabilir. Genellikle “Aslında iyi niyetle yapıyor, beni düşünüyor, geçen hafta böyle davranmamıştı” gibi işlevsel olmayan düşünceler yaşanan duygusal istismarı görme konusunda zorluk çıkarabiliyor. Bununla birlikte erken çocukluk döneminde ebeveynleri tarafından duygusal istismara uğrayan bireyler, partnerinin gösterdiği istismarı normalleştirebilir. Bu durum kişinin yetişkin ilişkisindeki duygusal istismarı görmesini zorlaştırabilir. Son olarak, kişinin önceki romantik ilişkisindeki olumsuz deneyimlerinden yola çıkarak romantik ilişki örüntüsünün nasıl olması gerektiğine dair bilgi sahibi olmaması, yaşadığı duygusal istismarı görüp fark etmesi ve durdurmasında zorluk yaratabilir.

    İSTİSMAR EDİCİ DAVRANIŞLARIN DÜZEYLERİ VAR MI?

    Duygusal istismarın düzeyleri var. Ancak burada istismarı düşük, orta ya da yüksek gibi ele almaktan ziyade istismara uğrayan kişinin bunu ne düzeyde hissettiği, nasıl algıladığı ve kişinin hayatını fiziksel ve ruhsal anlamda ne derece etkilediği, işlevselliğini ne düzeyde bozduğunun istismar düzeyinin şiddetini belirlemede önemli bir faktör olduğu söylenebilir.

    İstismara maruz kalan bir kişi artık hangi noktada sizden destek almak için geliyor?

    Duygusal istismar, fiziksel istismar ya da cinsel istismar gibi diğer istismar türlerine göre daha güç fark edilebildiği için danışanlar çoğu zaman ikincil sebeplerden dolayı terapiye başvururlar. İkincil sebeplerden kasıt depresif duygu durum, panik atak ve anksiyete gibi psikolojik problemlerdir. Tüm bunlar kişinin günlük hayatındaki işlevselliği bozacak düzeye ve baş edilemez boyuta geldiğinde kişiler kendi istekleri ya da çevresindeki insanların yönlendirmesiyle terapiye başvururlar.

    DUYGUSAL İSTİSMAR YAŞAYAN KİŞİLERDE SONRADAN HANGİ RAHATSIZLIKLAR ÇIKIYOR?

    İstismar türü ister fiziksel ister psikolojik açıdan olsun, kişinin ruh sağlığı üzerinde birtakım olumsuz etkilere neden olabiliyor. Duygusal istismarın sonuçları fiziksel istismarın sonuçları kadar şiddetli ya da yıkıcı olabiliyor ve kişinin ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Partneri tarafından şiddetli ve sürekli bir şekilde duygusal istismara maruz kalan kişilerde kendisine yönelik işlevsel olmayan olumsuz düşünceler oluşabilir. Bu durum zamanla kişinin kendisini yetersiz ve değersiz hissetmesine neden olabilir. Örneğin kişi yeterince iyi olmadığı ya da sevilemez ve değer görülemez biri olduğuna dair işlevsel olmayan inançlar oluşturabilir. Gerçeği yansıtmayan bu inançlar kişinin benlik saygısında düşüşe yol açabilir. Hatta kişi istismar eden partnerin tutum ve düşüncelerini içselleştirebilir. Zamanla bu durum kişide uyku bozukluğu, sosyal ortamdan kendisini izole etme, yeme bozukluğu gibi belirtilere, depresyon, anksiyete ve panik atak gibi patolojilere neden olabiliyor.

    İlişkilerde duygusal istismara daha kolay maruz kalan risk grupları var mı? Yoksa herkes aynı derecede mi tehdit altında?

    Her ilişki içerisinde riskler barındırır ancak bu noktada belli risk gruplarından bahsetmek mümkün. Riski artıran en temel faktörlerden biri kişinin erken dönemde ebeveyniyle kurduğu ilişkidir. Çocukluk döneminde duygusal istismara maruz kalmış bireyler yetişkinlik döneminde o istismar örüntüsünü besleyecek kişilerle romantik ilişki içerisine girebilir. Bu durum çeşitli psikoloji teorileriyle açıklanabilir. Örneğin, kişi geçmişteki istismar ediciyle ilişkisini bu kez yetişkin kimliğiyle seçtiği, benzer tutumlar gösteren partnerle kurduğu ilişkiyle çözümlemeye çalışabilir. Bununla birlikte benlik saygısıyla ilgili yapılan çalışmalar da benlik saygısı düşük bireylerin duygusal istismara daha kolay maruz kaldığını gösteriyor. Benlik saygısı yüksek bireylerin istismarı fark edip durdurma, gerekli gördükleri durumda sınır koyma ve hatta ilişkiyi bitirme konusunda daha rahat oldukları söylenebilir. Sonuç olarak, kendisine yönelik değersizlik ve yetersizlik inançları olan bireyler, bu inançları besleyecek ilişki örüntülerine yönelebilir.

    İlişki sırasında duygusal istismarda bulunan partnerin ruh sağlığına dair bir genelleme yapılabilir mi? Daha çok kimler duygusal istismara başvuruyor?

    Doğrudan bir genelleme yapmak mümkün olmamakla birlikte, birtakım özelliklerden bahsedilebilir. Özellikle erken dönem yaşantılarında ebeveynleri tarafından istismar edilen bireyler, yetişkin kimliğiyle kurdukları ilişkide partnerini duygusal olarak istismar ederek yetersizlik ve değersizlik inançlarıyla işlevsel olmayan bir yöntemle baş etmeye çalışabilir. Dolayısıyla istismar edicinin geçmişinde çoğu zaman bir istismar öyküsü olduğu söylenebilir. Otoriter ve baskıcı ebeveyn tutumuna maruz kalan bireyler, bu tutumları rol model alarak ileriki dönemlerde partnerine karşı otoriter ve baskıcı bir tutum sergileyen yetişkinler olabilir. Bununla birlikte benlik saygısı düşük bireyler kendilerini daha güçlü hissedebilmek amacıyla partnerine karşı istismar edici davranışlarda bulunabilir. Bebeklik dönemindeki bağlanma stilimiz, yetişkinlik dönemindeki bağlanma stilimizin temelini oluşturuyor. Bağlanma stili ve duygusal istismar üzerine yapılan çalışmalarda kaygılı ya da güvensiz bağlanma örüntüsünün duygusal anlamda istismar etme oranını artırdığı görülüyor. Bununla birlikte genellikle ilişkilerin başlangıcında sevgi dolu ve sağlıklı bir ilişki örüntüsü gösterme eğilimleri oluyor. Ancak ilişki ilerledikçe partnerlerini kontrolcü ve manipüle edici tutumlar sergileyebilirler. Hatta bu tutumlar o kadar yavaş ve sinsi ilerler ki, istismarı partnerin fark etmesi güçleşebilir. Kendi ihtiyaçlarını partnerinin ihtiyacından önce görür, sürekli yönetmek ve kural koyan kişi olmak isterler. Hatalar karşısında partnerini suçlayıcı bir tutum sergiler, kendi hatalarını kabul etmezler.

    KADINLAR MI ERKEKLER Mİ DAHA SIK DUYGUSAL İSTİSMAR YAŞIYOR?

    Literatürde buna dair veriler yer alıyor. En temel faktörün toplumun cinsiyet rollerine atfettiği anlamlar olduğu söylenebilir. Özellikle erkek egemen toplumlarda kadınların daha fazla duygusal istismara maruz kaldığı söylenebilir. Örneğin ‘erkek her şeyi yapabilir, erkek diyorsa doğrudur, kadın erkeğe boyun eğmelidir’ inancına sahip toplumlar kadınları istismara daha açık hale getirebiliyor.

    Kendini belli etmeyen görünmez/üstü örtük istismar davranışları var mıdır?

    Duygusal istismarın diğer istismar türlerine göre daha zor algılanmasının nedenlerinden biri aslında genellikle üstü örtük oluşudur diyebiliriz. Ancak partnerinizle ilişki kurmaya çalıştığınız her an içsel bir sıkıntı yaşıyor ve kendinizi anlaşılamamış, ilişkinin ilk dönemlerine göre daha depresif, kaygılı, yetersiz ve değersiz hissediyorsanız, duygusal olarak partneriniz tarafından suistimal edilme ihtimaliniz yüksek.

    Her şey yolunda giderken duygusal istismarın başlayacağına işaret eden ilk sinyaller nelerdir?

    İlişki içerisinde duygusal istismarın ilk sinyalleri şöyle özetlenebilir: İlişkinin ilk dönemlerinden farklı olarak negatif duygu deneyimini pozitif duygu deneyimine göre daha fazla hissetmek. Fiziksel bir rahatsızlığa bağlı olmaksızın kalp çarpıntısı, nefes darlığı, uyku problemi, iştahta azalma ya da artma yaşamak ve anlamlandırılamaz bir duygu durum içerisinde olmak. İş performansında düşüş, arkadaşlarla görüşmek istememe ve eskiden yapılan şeylerden artık zevk alamama gibi günlük hayattaki işlevselliğin gittikçe bozulması.

    İstismara maruz kalınan bir ilişkiyi yürütmeli mi? İlişkinin düzelme şansı var mı?

    Doğrudan yürütülmeli ya da yürütülmemeli demek mümkün değil. Belki de sağlıklı bir ilişki örüntüsüne doğru gidebilir. Bir ilişkinin devam edip etmemesi kararına, kişinin ilişkide aldığı yarar ve uğradığı zararı gerçekçi bir şekilde değerlendirmesiyle varılır. Bu değerlendirme süreci de kolay değildir. Önce bireysel terapi, sonrasında gerekli görülen durumlarda çift terapisi ilişkinin yönünü belirleyebilir.

    Duygusal istismar

    Aşağıda belirtilen tutumlar ilişkilerde en sık rastlanan duygusal istismar davranışları arasında. Bu davranışlar size tanıdık geliyorsa lütfen destek isteyin.

    • Kontrol etmeye çalışma
    • Baskı altında tutma
    • Göz teması kurmama
    • Kişiyi görmezden gelme
    • Davranışlarını düzeltme
    • İzole etme
    • Taklit etme
    • Alay etme
    • Aşağılama
    • ‘Fazla hassas’ olmakla suçlama
    • Terk etmekle tehdit etme
    • Kişiyi yetersiz kılma ya da kendisini yetersiz hissettirme
    • Kişiyi dinlememe

    DUYGUSAL İSTİSMARA MARUZ KALINAN BİR İLİŞKİYE KARŞI STRATEJİLER…

    İstismarı tanıyın ve kabul edin

    Zarar veren ilişkiden çıkabilmek için önce zararın kişi tarafından algılanması gerekir. Dolayısıyla ilk adım kişinin suistimali tanıması ve partneri tarafından duygusal istismara uğradığını kabul etmesidir.

    Kendinize zaman ayırın

    Ne hissettiğinize, neyi sevip sevmediğinize, kim olduğunuza odaklanın. Öz bakımınızla ilgilenin, çünkü partneri tarafından duygusal istismara uğrayan kişilerde zamanla öz bakım becerilerinde düşmeler görülebilir. Bu tutum kişinin kendisini daha fazla değersiz ve yetersiz hissetmesine neden olabilir. Dengeli beslenmek, yeterli miktarda uyumak, bedensel temizliğe önem vermek iyi hissetmeyi sağlayacak öz bakım becerileri arasında sıralanabilir.

    İlişkinin tüm sorumluluğunu yüklenmekten uzak durun

    İstismara uğrayan partner genellikle problemin kendinde olduğuna dair gerçekçi olmayan inançlara sahip olur ve kendisini suçlar. Ancak ilişki çift yönlü bir süreçtir ve her bireyin örüntüsü biriciktir. İlişki içerisinde karşınızdaki kişinin tutum ve davranışlarını kontrol edemeyeceğinizi ve partnerinizin seçimlerinden sorumlu olmadığınızı kendinize hatırlatın. Değiştirebileceğiniz tek davranışın kendi davranışınız olduğunu unutmayın.

    Sınır koyun

    İstismar eden partnerinizden size zarar veren davranışları yapmamasını açıkça isteyin. Partner, istenmeyen davranışa devam ediyorsa olumsuz sonuçları anlatın. Örneğin, konuşurken sizi dinlemiyor, sözünüzü kesiyor, sizi eleştiriyor ya da sizinle göz teması kurmuyorsa onunla daha fazla konuşmayacağınızı ve odadan ayrılacağınızı söyleyin. Burada partnere karşı konulan sınırlarda tutarlı olmak kilit noktadır.

    Duygularınızı ifade edin

    Hissettiğiniz duyguları normalleştirip bastırmak yerine duygularınızı sevdiğiniz ve güvendiğiniz insanlarla paylaşın. İstismar eden partnerinizden mümkün olduğunca uzaklaşın ve sizi sevdiğini hissettiren ve destekleyen insanlarla birlikte olun. Bu süreçte sosyal ortamdan izole olmak yapılan en büyük hatalardan biridir. Tam tersi sosyal birliktelik ve duyguları paylaşmak kişiyi güvende hissettirir. Ayrıca görmekte zorlanılan problemlere karşı farklı bir perspektiften bakılmasını sağlar.

    Psikoterapi desteği almaktan çekinmeyin

    Artık ilişkideki sorunlarla duygusal anlamda baş etmekte zorlanıyorsanız, bu durum işlevselliğinizi etkilemeye başladıysa ve kendinize dair olumsuz düşünceler geliştirdiyseniz bir ruh sağlığı uzmanıyla görüşerek destek almanız oldukça önemli.

    İLGİLİ İÇERİKLER



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz