Diğer
    Ana SayfaPozitifKalbinin peşinden giden adam: Purana Alp Ekşioğlu

    Kalbinin peşinden giden adam: Purana Alp Ekşioğlu

    -

    Purana ne demek?

    Eski – kadim demek. Hindistan’da katıldığım meditasyonlar ve gruplardan sonra bu ismi aldım. Bu, sadece anne babanın, doğduğun çevrenin verdiği kalıplardan sıyrılma şansın olsun veya fark et diye veriliyor. Eşim Melania diyor ki “Sana Alp dedikleri zaman hakikaten başka bir adamsın, Purana olduğun yerlerde bambaşka bir adamsın. Purana çok daha yumuşak, sabırlı, anlayışlı. Alp ise tam bir Karadenizli, daha sert. Ben Purana’ya aşığım. Diğeri de olduğu için memnunum. Çünkü bu projeye Purana giremezdi, ancak Alp girerdi. Bu kadar rahat yaşarken böyle bir projeye girmek başka bir enerji istiyor. Farkı fark edebilmek çok önemli.

    Bir tek oğlum var. Adı Kaya. İkinci çocuğumuzun doğmasına çok az kaldı. Onun adını henüz bilmiyoruz ismini koyabilmek için görmemiz lazım. Görmeden isim koymayı denedik ama olmadı. Herkese ismini, isminin anlamını soruyorum. İsimle anne babanın çocuğa gizli bir mesaj verdiğine ve çocuğun aldığına da inanıyorum.

     

    İlk çocuğunuzun doğum süreci nasıl gerçekleşti?

    - Advertisement -

    Türkiye’deki sezaryen oranı beş yıl evvel korkunçtu. Eşim Melania sezaryen yapmak istemediği için ve biraz da Avustralya’da tanıdıklarımız olduğu için orayı tercih ettik. Avustralya’ya gittik. Tabiatın içinde 2 odalı bir doğum evinde sadece ebeyle doğurduk. Hiç aşı olmadı Kaya. İlk doğumumuz tamamen doğal olsun diye dağ başına gitmiştik. Bu doğum burada olacak çünkü Melania’nın güvenebileceği bir doktoru var. O yüzden ikinci doğumu Bodrum’da evimizde gerçekleştirmeyi hayal ediyoruz.

     

    11092013 pozitif2

    Nasıl besleniyorsunuz?

    Bende iki yıl önce şeker hastalığı tespit edildi. O zaman bu zaman ilaç almayı reddettim. İyi besleniyorum. Raw food yani çiğ beslenme diye bir yöntem var. Ben bu çiğ beslenmeyi damardan yaşamışlardan biriyim. Çünkü iki sene önce check up’a gittiğimde ‘Alp bey, şekerinize bakalım’ dediler. Şekerim 150 mg/dl çıktı, bir daha baktık 200 mg/dl, bir daha baktık 400 mg/dl. ‘Ben bir daha gelmeyeceğim’ dedim. Öyle bir haldeyim ki 20 saat uyumaya başladım. Şeker hastalığı var denince bir şok yaşadım… Sonra hemen ‘O ilacı al, bu ilacı al’ dediler. Sonra bir diyetisyene gittim ‘Şarabı da iç, ekmeği de ye ama hapını al’ dedi. ‘Ama bunlar zarar veriyor’ dedim. En son bunların zararını kessin diye ilacı veriyorlar. Sonrasında İsrail’de raw food workshop’una katıldım. 3 günde şekerim 70 mg/dl oldu. Ondan sonra da çiğ beslenmeye devam ettim. Bir yıl raw food yedim. Kendi sebze meyve bahçemiz var. Buğdayımızı organik bir yerden alıyoruz. Kendi tavuklarımız var. Eğer tavuk yiyeceksek kendi köy tavuklarımızı tercih ediyoruz.

     

    “Ben hayal kurmaya bayılırım. Daha “Secret” isimli kitabı okumadan önce bile… Eskiden de farkındaydım. Neyin hayalini kursam bir süre sonra oluyor. Sadece biraz şekil değiştiriyor.”

     

    Bunların dışında ne yiyorsunuz? Çocuğunuzu nasıl besliyorsunuz?

    Ne istiyorsa yiyor. Genelde en istemediğimiz hikaye sütlü ürünler ve biraz da beyaz ekmek. O kadar baskı kurmuyoruz. Baskı ile mutluluğun bir ayarı var. Ama şunu unutmamız gerek ki çocuk seni görüyor ve onu istiyor. Oturup da oğlum sana düzgün yedirdik de ben hamburger yiyorum olmuyor. Babasının bir kere bile yediğini görse bitti. Bizim sebze bahçemiz var. Ben şu an yüzde 99 çiğ besleniyorum. Eşim yüzde 70-80 çiğ besleniyor. Hamile olduğu için biraz daha zorlanıyor. Yoksa o da çiğ beslenmeyi çok seviyor. Kaya, çiğ de yiyor ama ne isterse onu da yiyor. Eğer taze, köyden çıkma balık bulursak onu da yiyoruz. Çünkü geri kalan her şeyde bir hormon, bir antibiyotik bulunuyor.



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz