Güzele bakalım, güzelliklerden konuşalım! Miss Turkey 2022 birincisi Nursena Say’ın dünyasına giriş yapıyoruz!
Röportaj: Elif Gürsoy
Fotoğraf: Murat Sargın
Styling: Tülin Demir
Makyaj: Alp Kavasoğlu
Saç: Tayfun Kaydok
Fotoğraf asistanı: Zehra Sargın
Hayalleri ve idealleri için yaşayan, çalışmayı ve bir şeyler üretmeyi seven 24 yaşında genç bir kadın. Çocukluğundan beri hayalini kurduğu mimarlık mesleğini yapıyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi mezunu Say için tasarlayıp çizimini yaptığı projelerin hayata geçirilme düşüncesi en heyecan verici deneyimlerden biri. Bu yüzden “Hayatım boyunca da tasarım ve üretimin içinde bulunmak istiyorum” diye ekliyor…
Miss Turkey 2022 birincisi olmak nasıl bir duygu?
Çok yoğun ve tarifsiz duygular yaşıyorum. Bunun yanında yakın çevremdeki insanların desteğini ve sevgisini görmek çok güçlü hissettiriyor. Her günüm, birbirinden farklı; daha önce deneyimlemediğim heyecanlarla dolu… İçinde bulunduğum durumu en iyi şekilde değerlendirmeye, kendime ve etrafıma faydalı işler yapmaya çalışıyorum. Sorumluluk duygusu çok fazla. Miss World yarışması için de sıkı bir şekilde çalışıyorum.
Yarışmaya hazırlık sürecin nasıl geçti? Ne yaparak, düşünerek motive oldun?
Hazırlık sürecim ilk olarak zihinsel olarak başladı. Kendimi tanımak ve hayattan isteklerimi anlamak, hazırlık sürecimin en zorlayıcı ve zaman alan kısmıydı. Fiziksel hazırlık süreci bu konunun yanında çok basit ve eğlenceli olan kısmıydı belki de… Bu yüzden “Neden bu yola girmek istiyorum?” sorusunu uzun uzun düşünüp kendi kendime cevaplar buldum. Kesin olarak karar verdiğimde de artık önümde hiçbir engel kalmamıştı. Motive kalmam için ise sadece karar vermem yeterli oldu. Çünkü karakterimden ötürü bir amaç uğruna çalışmayı ve iyi bir sonuç uğruna yorulmayı seviyorum. İstikrarın önemine inanıyorum, hazırlık sürecimi uzun bir sürece yayarak düzenli ve sıkı bir çalışma ile başardığımı düşünüyorum.
Yarışmada gelen birinciliğin kariyerine nasıl bir fayda sağlayacağını düşünüyorsun? İlerlemek istediğin başka alanlar da var mı?
Birinci olmam sayesinde kısa zamanda farklı sektörlerden, işlerini en iyi şekilde icra eden profesyonellerle tanışma fırsatı buldum. Çok farklı bakış açılarından yepyeni şeyler öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum. Benim için en büyük faydanın bu olduğunu düşünüyorum. Tasarım alanında ilerlemek ve kendimi geliştirmek istiyorum. Sadece mimari tasarım anlamında değil; içinde kreatif bir bölüm barındıran herhangi bir üretim kolunun içinde bulunmak ve farklı vizyonlara sahip kişilerle birlikte çalışmayı amaçlıyorum.
Bir Türkiye güzeli olarak senin açından “güzellik” tanımını merak ediyoruz…
Güzellik kavramını, için dışarı yansıması olarak nitelendiriyorum. Bir kadının özgüvenli, zeki ve kibar olmasını “çok güzel” buluyorum. Her şeyi bir bütün olarak değerlendiriyorum. Birini güzel bulmam için onu tanımam gerekiyor, dış görünüşe bakarak bu sıfatı insanlara yükleyemiyorum. O yüzden insanların da aynı şekilde ilk görüşteki yorumlarından ziyade benimle vakit geçirip tanıdıktan sonra yaptıkları “güzel” yorumuyla ilgileniyorum.
Türkiye’de ya da dünyadaki isimler arasında kimi “çok güzel” buluyorsun?
Kendi “güzellik” tanımımdan yola çıkarak; vizyonlu, kültürlü ve özgüvenli kadınları çok güzel buluyorum. Yurt dışından ise Natalie Portman, Kate Moss, Victoria Beckham… Türkiye’de Arzum Onan, Azra Akın ve Tuba Büyüküstün’ü çok güzel buluyorum!
Mutlu ve pozitif kalmayı nasıl başarıyorsun? Ya da modun düştüğünde kendini tekrar nasıl iyi hissediyorsun?
Mutluluk benim için gelecek veya geçmişi düşünmeden an’da kalmayı başarabilmek demek. Bunun sonucunda o anda sahip olduğum veya deneyimlediğim maddi-manevi şeylere karşı bir şükran duygusu hissediyorum. Tabii ki her zaman pozitif kalamıyorum, böyle hissettiğimde ise her ne hissediyorsam o duyguyu sonuna kadar yaşıyorum. Bundan utanmıyorum veya gizlemeye çalışmıyorum. Bütün bu kötü hisleri yaşayıp bitirdiğimde ise beni ayağa kaldıran en önemli şey hayallerim oluyor. Hayallerim bana güç veriyor ve tekrardan yola koyuluyorum.
Cesaret ve özgüven konusunda nasıl hissediyorsun? Yeniliklere ne kadar açıksın?
İnsanın kendisini tanımasının, bedenine ve zihnine iyi gelen şeyler yapmasının, bunun sonucunda biyolojik ve psikolojik olarak iyi hissetmesinin özgüveni arttırdığını düşünüyorum. Mutluluk ve özgüven birbirini besleyen iki kavram benim için. Özgüven ise hayal ettiklerini yapmak için adım atma cesareti doğuruyor. Hepsi zincir misali birbirine bağlı olgular… Yeniliklere her zaman açık biriyim ve konfor alanımdan beni çıkarıp zorlayan, karakter gelişimimde rol oynayan yenilikler beni hep çok heyecanlandırıyor.
NURSENA SAY: EN KATI TARAFIM ZAMAN KAYBINA GELEMEMEK
Nursena Say’ın karakterinde en katı ve en yumuşak tarafı nedir? Keskin ya da esnek kuralları var mı?
En katı tarafım kesinlikle zaman kaybı olan her şeyden uzak durmaya çalışmak. Boşa geçen her dakika bana vicdan azabı yaşatıyor. O yüzden film ya da dizi izlerken bile çok seçiciyim. Aynı şekilde hayatımda bana zaman kaybettiren ve karşılıklı birbirimize katkı sağlayamadığımız insanlardan da uzak duruyorum. Yumuşak tarafım ise tolerans seviyemin çok yüksek olması. Bu durum bazen insanlar tarafından kötüye kullanılabiliyor. O yüzden bu yönümü değiştirmeye çalışıyorum.
Sağlıklı beslenme ve sporla aran nasıl?
Vücuduma iyi gelen besinler tüketmek ve egzersiz yapmak iyi hissettiriyor. Düzenli olarak pilates yapıyorum. Uzun yürüyüşler yapmak da psikolojik olarak iyi geliyor. Kendime sağlıklı yemekler yapmak en keyif aldığım uğraşlarımdan biri.
Kaçamak yapacağın gün ne yiyorsun mesela? En çok hangi yemeğe zaafın var?
Ne yediğimden ziyade porsiyonları büyütmek kaçamak günlerimde yaptığım şeylerden biri. Fast food olarak haftada bir-iki kez küçük kaçamaklar yapıyorum, yaptığımda ise bir sonraki o günde yediğim sağlıklı besinlerle bu durumu dengelemiş gibi hissediyorum. En çok hamburger-patates ikilisini seviyorum!
Günlük bakım ritüelleri dışında düzenli olarak yaptığın uygulamalar var mı?
Haftada iki-üç kez 15 dakika spor sonrası saunaya giriyorum. Kaslarıma ve cildime iyi geliyor. Bunun dışında vitamin takviyeleri alıyorum. Her gün mutlaka meyve ve kuruyemiş tüketiyorum. Çok yönlü beslenmeye çalışıyorum.
“En katı tarafım kesinlikle zaman kaybı olan her şeyden uzak durmaya çalışmak. Boşa geçen her dakika bana vicdan azabı yaşatıyor. O yüzden film ya da dizi izlerken bile çok seçiciyim. Aynı şekilde hayatımda bana zaman kaybettiren insanlardan da uzak duruyorum.”
