Yetenekli, naif ve fit… Sağlıklı beslenmek hayatının bir parçası olan ve spor yapma isteği hep canlı olan oyuncu Özge Yağız’ın dengeli ve enerjik hayatına adım atıyoruz.
Röportaj: İrem Naz Güvel
Fotoğraf: Murat Sargın
Styling: Tülin Demir
Makyaj: Hamiyet Akpınar
Saç: Akın Ünal
Fotoğraf asistanı: Zehra Sargın
Makyaj asistanı: Sena Arslan
Saç asistanı: Görkem Gürer
Ekranlarda “Baba”, “Sol Yanım” ve “Yemin” projelerinden tanıdığımız Özge Yağız, şu sıralar sürekli hareket halinde ve bu tempoda spor ve sağlıklı beslenmeyi dengede tutmayı başarıyor. Naif duruşuyla da dikkat çeken oyuncu, koşuşturmanın ortasında “mutfak terapisi” olarak adlandırdığı motivasyon tekniğinden sağlıklı gece kaçamaklarına, personal trainer’ıyla yaptığı egzersizlerden sporun hayatındaki yerine kadar her şeyi anlattı.
Girdiğin ilk oyunculuk seçmelerinde rolü kapmışsın. Bu sana nasıl hissettirdi?
Hayatta her şeyin ilk kez olanı bambaşka bir duygu. İlk kamera heyecanımın yeri hala çok özel. Başarının sayısız çeşidi var. Ben o gün kendi adıma tarifsiz bir başarı elde etmiştim. O günü dün gibi hatırlıyorum.
SPOR HAYATININ NERESİNDE?
Rutinimde. Spor; sağlığı, enerjiyi, disiplini yaşantıma adeta ışınlayan bir güç. Hareketsiz kaldığım süreçlerde mutsuz ve miskin bir kadına dönüşüyorum. Uykuya düşkünlüğüm artıyor ve o versiyonumdan hiç hoşlanmıyorum. Bunun farkında olduğum için içimdeki spor yapma isteği hep canlı kalıyor. Çiğdem ve Kerem Söyler’le çalışmaya başladığımdan beri spordan hiç uzaklaşmak istemiyorum.
KAÇ GÜN, NE TÜR EGZERSİZLER YAPIYORSUN?
Düzenimi oturtabildiğim dönemlerde haftada minimum dört gün gitmeye özen gösteriyorum. Genelde fonksiyonel antrenman yapıyoruz. Yoğun sırt ağrısı hissettiğim zamanlarda aletli pilatese ağırlık veriyoruz. Vücudum neye ihtiyacı varsa onun sinyalini mutlaka veriyor. Bana özel hazırlanmış programlarla çalışmaktan inanılmaz keyif alıyorum. Bu yüzden Gorgeous Pilates Studio bağımlısıyım diyebilirim…
YOĞUN ÇALIŞMAK BESLENMENİ NASIL ETKİLİYOR?
Tempodan dolayı ne yazık ki gece acıkmaları çok sık yaşanıyor. Enerjimi daha verimli kullanabilmek için geç saatte yediğim öğünlerde yulaf, çiğ kuruyemişler, yumurta, yoğurt meyve ikilisi gibi yiyecekler tercih ediyorum. Gündelik yaşantımda da sağlıklı beslenmeye özen gösteren biriyim ama canım bir şey çektiyse kendimi mahrum bırakmam. Dengelemeyi iyi yaptığım sürece hiçbir sıkıntı yaşamıyorum.
ÖZGE YAĞIZ: PATATES KIZARTMASI VE SUFLEYE KARŞI KOYAMIYORUM
SAĞLIKSIZ OLDUĞUNU BİLE BİLE VAZGEÇEMEDİĞİN BİR ATIŞTIRMALIĞIN VAR MI?
Patates kızartması ve sufle. Bu ikisine karşı dirayetimi koruyamıyorum maalesef.
SOSYAL MEDYA RUH SAĞLIĞINI NASIL ETKİLİYOR?
İyi ya da kötü demek istemiyorum. Çünkü bunu yaşamamak için kendime bir sınır çizdim. Sosyal medyaya, ruh sağlığıma etki edecek gücü vermiyorum.
Kendini motive etmek için ya da negatiflikten uzaklaşmak için bir şeyler yapıyor musun?
Aklıma ilk gelen yemek yapmak oluyor. “Mutfak terapisi” koydum adını, yemek yaparken hiçbir şey düşünmüyorum ve gerçekten zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. Ama son zamanlarda sosyal medyadaki motivasyon videoları çukuruna da düşmüyor muyuz?
CİLT BAKIMINDA VAZGEÇİLMEZLERİN NELER?
Tonikler ve nemlendiriciler vazgeçilmezlerim.
Çok naif bir duruşun var. Peki, karşındakine kolayca “hayır” diyebilir misin?
Kolayca diyemem ama en azından hayır demeyi öğrendim diyebilirim. Hepimizin düzgün bir üslupla tercihlerimizi dile getirebilme özgürlüğü var.
Gerçek hayatta hangi kadınlar sana ilham veriyor?
İlham aldığım insanlar dönem dönem değişiyor, tıpkı beklentilerimizin değiştiği gibi. Bu sıralar Psikiyatr Dr. Gülcan Özer’in tüm paylaşımlarından çok keyif alıyorum mesela.
ÖZGE YAĞIZ: KOMEDİ ÇEKMENİN TADINA DOYUM OLMUYOR
“Başka Türlü Aşk” ve “Beyaz Eşya” projeleriyle seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyorsun. Biraz onlardan bahseder misin? Bunlar dışında gelecek projelerin neler?
Detay veremeyeceğim ne yazık ki. Aşk kavramının farklı kalıplarını, yaşattığı virajları göreceğiz. “Başka Türlü Aşk” o kadar bildiğimiz bir yerden girecek ki hayatımıza, çok içerisinde hissedeceğiz diye düşünüyorum. Bir Fenerbahçeli olarak futbol ruhumu tatlı tatlı besledi bu film. Şu an “Beyaz Eşya” filmini çekiyoruz, gün sonuna doğru dalağımız öyle bir düşüyor ki, gülmekten çekemiyoruz hatta. Çok eğlenceli bir absürtlüğün içindeyiz. Komedi çekmenin tadına doyum olmuyor.