Diğer
    Ana SayfaSağlıkŞekeri neden tüketmemeliyiz?

    Şekeri neden tüketmemeliyiz?

    -

    Kanseri besliyor diyemeyiz
    “Şekerin kanseri kötüleştirdiği yönünde bilimsel bir dayanak bulunmuyor. Glikozun enerji kaynağı olması tüm hücreler için geçerli… Ağızdan alınan her türlü gıda glikoza dönüştürülerek kullanılıyor. Karbonhidratlar, protein ve yağ; kanser olsun olmasın, herkes için dengeli alınması gereken besinler. İnsülin direncinin olası kanserojen etkisinden bahsedersek glisemik indeksi düşük beslenme doğru kabul edilebilir. Ancak hastaya “Şeker yemeyin, kanserinizi besler” demek doğru değil. Hastalarımız etkilenip yanlış diyetleri takip edebiliyor.” Dr. Teoman Yanmaz/ Medikal Onkoloji Uzmanı/ Medical Park Bahçelievler Hastanesi

    Şekerin günlük kalori miktarı yüzde 10’u geçmemeli
    “Şekerin değişik tipleri bulunuyor. Süt şekeri laktoz ile meyve, sebze ve balda bulunan meyve şekeri fruktoz doğal şekerler olarak adlandırılıyor. Hazır gıdalarda ise mısır veya şekerpancarı kaynaklı şeker tatlandırıcı olarak kullanılıyor. Doğal şekerler vitamin ve mineral içerirken tatlandırıcılar yalnızca kalori kaynağı oluyor. Günlük alınması gereken karbonhidrat miktarına ilişkin değişik görüşler öne sürülmekle birlikte Dünya Sağlık Örgütü tatlandırıcı şeklindeki şekerlerin günlük kalori miktarının yüzde 10’unu geçmemesini öneriyor. Bir gram şeker 4 kilokalori enerji veriyor. Buna göre günlük 2 bin kilokalori tüketen bir bireyin 50 gramın altında şeker kullanması gerekiyor. Ancak günümüz tüketim rakamları bundan çok daha yüksek… Genetik, sosyal ve kültürel nedenler kişilerde tatlıya düşkünlüğü belirliyor. Şeker, toplam gıdanın fazla tüketimini tetikleyerek vücut ağırlığını artırabiliyor. Şekerin hazır gıdalar içinde özellikle yüksek konsantrasyonda mısır şurubu olarak yer alması durumunda obezite, diyabet ve kalp hastalığı gelişimi riskinin arttığına işaret eden bilimsel veriler bulunuyor. Ancak şeker tüketimi ile bu hastalıklar arasında net olarak bir neden-sonuç ilişkisinin henüz tanımlanmadığını belirtmek gerekiyor.”
    Prof. Dr. Bülent Okan Yıldız/ Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı/ Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi

    haziran-2013-saglik-resim-3Kalbi etkiliyor
    “Günümüzde modern tıbbın ve teknolojinin sunduğu imkanlarla değişik yaş grubundaki insanlar üzerinde yapılan bilimsel karşılaştırmalarda fazla şeker kullanan grupların kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riski, az şeker kullananlara göre anlamlı derecede farklı bulunuyor. Fazla şeker kullanımının ileriki yaşlarda kalp ve damar hastalıklarına ve şeker hastalığına yakalanma riskini artırdığı bilindiğinden az miktarda şeker kullanımını öneriyoruz.”
    Op. Dr. Orçun Ünal/ Kalp ve Damar Cerrahi Uzmanı/ Yedikule Eğitim ve Araştırma Hastanesi

    Kolajen dokuyu yıkarak cildi yaşlandırıyor
    “Cilt sıkılığını, elastikiyetini sağlayan ve deri hücrelerinin sürekli yenilemesine yardımcı olan kolajen dokunun azalması, yaşlanan deride kırışıklığı artıran en önemli etkenlerden biri… Kolajen sentezi ne kadar önemliyse kolajenin yıkımına neden olan enzimlerin sentezinde meydana gelen artış da yaşlanma sürecinde o kadar önem taşıyor. Kolajenin sentezi sırasında moleküller arasına glikoz moleküllerinin girmesi, bu bozuk yapılı, işlevsiz enzimlerin kolajeni ortadan kaldırmasına neden oluyor. Diyabet hastalarında kontrolsüz seyreden kan şekeri seviyesi kolajende glikolizasyonu artırdığı için, bu hastalarda yaşlanma süreci kontrolsüz ve daha hızlı oluyor. Glikolizasyona uğramış olan kolajen, oksidatif streste artışa yol açan hücre içi sinyal aktivasyonunu uyarıyor. Bu uyarım sonucu ortaya çıkan serbest radikaller ve sitokinler de kolajen yıkımını artırıyor. Bu nedenle şeker ve şekere dönüşen gıdaların alımında kontrollü olmak cilt sağlığı açısından da büyük önem taşıyor.“
    Dr. Figen Akın/ Deri Hastalıkları Uzmanı/ Anadolu Sağlık Merkezi

    Devamı diğer sayfada



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz