Mobilite ihtiyacının hayatımızda her geçen gün arttığı bir dönemde yaşıyoruz. Bu noktada da aslında bisiklet hayatımıza en kolay entegre edebileceğimiz bir araç.
BİSİKLET SEÇİMİ NASIL OLMALI?
Bisiklet seçilirken dikkat edilmesi gereken, nerede nasıl hangi amaçla bisikletin kullanılacağının belirlenmesidir. Spor kategorilerinde road bike, cycle cross, gravel bike, time trial (TT), mountain bike (mtb) gibi sınıflandırabileceğimiz birçok kategori bulunmakla beraber, şehir içinde en rahat kullanılabilecek kategori keyif amaçlı city bike’dır. İş hayatımın yanında aynı zamanda triatlon sporu ile profesyonel olarak uğraşıyorum. Yarıştığım Ironman’de bisikletin porsiyonu daha fazla olduğu için antrenman esnasında bisiklet üzerinde geçirdiğim zamanda aslında çok daha fazla. Bu bakımdan bisiklet seçimi benim için çok önemli.
Benim gibi triatlon sporu ile uğraşan bir sporcu iseniz hayatınızda road bike olmazsa olmaz. Eğer daha kompetitif olarak yarışmaya başladıysanız bu sefer zamana karşı olarak adlandırılan time trial bisiklet kullanmak özellikle düz parkur içeren yarışlarda daha avantajlı oluyor. Ben her iki kategoride de İtalyan olan Willier marka bisiklet kullanıyorum. Sporcu olarak bisiklet seçiminde önemli olan bisikletin kadro kalitesi, hafifliği ve geometrisi kadar üzerinde kullanılan donanım (vitesleri, frenleri, aktarma elemanları). Bisiklet alırken öncelikle bisikleti görmek, üzerinde rahatlığını hissetmek çok önemli. Bu bakımdan fiziki olarak dükkanda bisiklet denenmesi yapılması gereken ilk adım.
Merve Güney
Triatlet, Ironman70.3 Worlds ’22 Kadınlar Sekizinci
ROTA SEÇİMİ
Şehir içinde ise daha konfor odaklı, kadro geometrisi daha uygun, agresif olmayan “city bike ”veya “road bike” modeller kullanılabilir. İstanbul’da Fenerbahçe-Kartal hattında ayrılmış bisiklet yolda erken saatte çıkıp 15 km’lik bir parkurda keyifle bisiklete binebilirsiniz. Eğer doğa ile iç içe bisiklete binmek istiyorsanız, araba ile Şile taraflarındaki ufak köylerden geçerek güzel bir sürüş yapabilirsiniz. Asfalt kalitesi iyi olan bu köy yollarında araç trafiği şehir içine nazaran daha az olduğundan rahatça bisiklete binip, doğanın keyfini çıkarabilirsiniz. Eğer biraz daha araziye yönelmek isterseniz son senelerde parlayan “Gravel Bike” hem şehir içinde hem de arazi şartlarında sizi güvenle taşıyabilecek bir model. Bu klasik bir yol bisikleti ile kıyaslandığında, aks mesafesi (iki jantın göbeği arasındaki mesafe) daha geniş ve üst borusu daha kısa oluyor. Bu sayede farklı zemin koşullarında daha stabil bir sürüş sağlayabiliyor ve konforun ön planda olduğu çok yönlü bir bisiklet.
Maalesef Türkiye’de bisiklete binen kişiler bir araç olarak kabul edilmiyor, bu bakımdan her zaman temkinli olmak gerekiyor. Bisiklet üzerinde görünür olmak kendi güvenliğimiz için zorunlu olan ilk adım. Bu sene sele borusuna takılan bir geri dönüş radarı kullanmaya başladım. Bu radar hem bana yaklaşan araç uyarısını veriyor hem de 1 mile kadar araçlara beni ışığı ile görünür hale getiriyor.
Büyük şehirlerden uzaklaştığımız zaman ülkemizin birçok yerinde doğa ile iç içe bisiklete binilebilecek mükemmel yerler bulunuyor. Örnek olarak Marmaris, Gelibolu, Kapadokya hem görsellik hem de sürüş güvenliği açısından bisikletliler tarafından tercih edilen rotalar arasında.
İHTİYACIN OLANLAR
