Çocukluğundan beri kamera önüne ve arkasına aşina… Doğal güzelliği ise “hep kamera önünde olsun” dedirtecek cinsten! Hazar Motan’ın kendi gibi sade ve sakin hayatının detaylarını öğrenmek için röportajımıza göz atabilirsiniz…
Röportaj: Elif Gürsoy
Fotoğraf: Murat Sargın
Styling: Tülin Demir
Makyaj: Hamiyet Akpınar
Saç: Akın Ünal – Volkan Bayar
Makyaj Asistanı: H. Sena Arslan
Fotoğraf Asistanı: Zehra Sargın
Video: Selin Denizer
Hayatın her gününün bize yeni tecrübeler ve yeni hikayeler kattığını düşünüyor. Her gün yaşanan olası değişimlerden ve değişimin kendisinden memnun hissediyor. Ne istediğini ve istemediğini bilmeye çalışan, hala hayatta bir arayış içerisinde olan biri olarak tanımlıyor kendini. Hazar Motan, sakin kalarak tüm deneyimleri kucaklamayı seviyor. Hayatına, hayalleri için emek verip hep bir şeyler öğrenmeye ve tecrübe etmeye çalışan biri olarak ilerliyor.
OYUNCULUĞA OLAN İLGİN NASIL BAŞLADI?
Oyunculuğa olan ilgin tam olarak nasıl başladı? “Evet, oyunculuk yapabilirim” dediğin anı hatırlıyor musun?
Sanırım annemin buradaki etkisi çok büyük. Çocukluğum annemin görev aldığı setlere giderek geçtiği için buna bağlı olarak gelişen bir ilgim oldu. Kamera arkası ya da önü; bir şekilde oraya ait olduğumu hissediyordum. Bilkent Üniversitesi İletişim Tasarımı bölümünden mezun olduktan sonra kamera arkasını deneyimlemek istedim. Fakat oyunculuğun da her zaman ayrı bir cazibesi vardı benim için… Başka biri olmak, başka biri gibi düşünmek, hareket etmek, empati kurmak, başka duyguları hissetmek… Bu duyguları hep besleyici buldum. Bu yüzden oyunculuk eğitimine başladım. Oyuncu koçumun yaptığı güzel ve olumlu yorumlar sayesinde “evet, bu işi yapabilirim” diyebildim ve serüvenim bu şekilde başladı.
İşinle ilgili zorlandığın noktalar genelde ne oluyor? Biraz daha törpülesem ya da iyileştirsem çok iyi olacak dediğin bir yönün var mı?
İşimle alakalı hiçbir zaman evet oldum diyemedim. Bunu zaten dememeliyiz de… Çünkü her defasında yeni bir şeyler öğreniyoruz. Oynadıkça daha da gelişiyorum. Spor yapmak gibi… Bir kere ısındığında gerisi artarak geliyor.
HAZAR MOTAN: BEN HER ZAMAN SADELİKTEN YANA OLDUM
Gördüğümüz kadarıyla doğal, sade ve yalın bir hayat yaşıyor gibisin. Gerçekten öyle mi?
Evet gerçekten öyle sanırım… Ben her zaman sadelikten yana oldum. Sanırım bu bir karakter meselesi. Yaşantım da çoğunlukla sakin geçiyor. Spor, ev, resim ve iş şeklinde ilerliyor. Evimde vakit geçirmeyi çok seviyorum. Bazen sade ve yalın bir hayat seçmenin, beni bir konfor alanında sıkıştırıp sıkıştırmadığını da düşünmüyor değilim açıkçası…
Bir hayvansever ve köpek sahibi olmak seni daha iyi bir Hazar’a dönüştürüyor diyebilir miyiz? Nasıl besleniyorsun bu sevgiden, ilişkiden?
Kesinlikle karakterimi çok etkiledi. Bob’dan önce ve sonrası olarak hayatımı ikiye ayırabilirim. Bob ile birlikte yaşayarak hayvanlarla daha çok empati kurmaya başladığımı fark ettim. Onların da bizler gibi duyguları olduğunu hatta bizden hiçbir eksikleri olmadığını, aksine artıları olduğunu tecrübe ettim. Her şeyin başında karşılıksız, koşulsuz bir sevgi var. Bunu her an hissedebiliyor olmak eşsiz bir duygu. Hepimizin hayatta yakın dostları, aile bireyleri var. Ama hayvanlardan aldığımız sevgi çok farklı ve özel. Genele baktığımda da beni daha şefkatli, sorumluluk sahibi, daha sevgi dolu ve daha çok empati kurabilen bir insan yaptı diyebilirim.
‘DUYGULARIMLA HAREKET EDİYORUM’
Hazar Motan’ın duygularıyla mı mantığıyla mı arası daha iyi? Terazide hangisi ağır basıyor?
Sanırım duygularımla hareket ediyorum. Hep mantığı ön planda tutmaya çalışıyorum fakat bir şekilde duygularım mantığımın önüne geçiyor. Ama bundan hiçbir zaman pişman olmadım… Çünkü mantık dediğimiz kavramın çok bireysel ve değişken olduğuna inanıyorum. Bugün inandığımız, savunduğumuz fikirler yarın bize çok ters gelebiliyor. Aslına baktığımızda oluşan bu bakış açılarımızı şartlarımız ve duygularımız şekillendiriyor. İşin özünde duyguların çok şahsi ve kişiye özel olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden duygularımı takip etmek bana daha iyi hissettiriyor.
Kendi başına kaldığında nasıl bir Hazar Motan’la oluyorsun? Ne düşünüp ne hayal ediyorsun?
Kendi başıma kalmak benim için gerçekten öncelikli konumda yer alıyor. Kendimle vakit geçirmek, kendimi dinlemek, kitap okumak, bir şeyler izlemek, resim yapmak benim için hayatımdaki en kaliteli zamanlarım olabiliyor. Bireysel aktivitelerin insanları beslediğine inanıyorum. Sanırım bu konuda pek yalnız değilim. Kendi başıma kaldığımda o gün yaptıklarımı, söylediğim sözleri, söylemediğim sözleri, aldığım kararları, almadığım kararları, kısacası hayatımda olan ve olma ihtimali olan senaryoları tekrar düşünme fırsatım oluyor. Bu şekilde kendine vakit ayıran insanların hayatla ilgili biraz daha çözümleme yaşadığını düşünüyorum. Bu da seçimlerine ve ilişkilerine yansıyor bence. Herkese öneririm…
ORTA YAŞINA GELDİĞİNDE NASIL BİR HAYAT YAŞAMAK İSTİYORSUN?
Orta yaş dönemine geldiğinde nasıl bir hayat yaşamak istiyorsun? Hayalinde bu dönemle ilgili neler var?
Çok kısa bir cevabım olacak. Sakin, deniz kenarında, kumsalda ve sevdiklerimle birlikte güzel bir hayat yaşamak olabilir.
HAZAR MOTAN: HER ZAMAN YANIMDA BESLENME ÇANTAM VAR
Spora vakit ayırabiliyor musun? Ne kadar sağlıklı yaşıyorsun?
Olabildiğince sağlıklı yaşamaya çalışıyorum. Kendimi bildim bileli düzenli spora gidiyorum ve hiçbir zaman boşlamadım. Yaklaşık beş yıldır düzenli pilates yapıyorum. Ondan önce tenis, voleybol, boks denedim. Sadece fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da beslenmek için spor harika bir aktivite. Yediklerime de her daim dikkat ediyorum. Dışarıda, sette yemek yemeyi pek sevmiyorum. Dışarı çıktığımda her zaman bir beslenme çantam oluyor. Aracımda cam kaselerde her zaman salata, meyve vb. bir şeyler bulabiliriz.
Kişisel bakım rutinleri arasında vazgeçilmezlerin var mı?
Aslında cildime çok fazla ürün kullanmayı tercih etmiyorum. Çünkü alerjik ve hassas bir cilt yapım var. Bu yüzden yüzümü her sabah ve her akşam düzenli bir şekilde yıkarım, bol su içmeye özen gösteririm ve her zaman nemlendirmeye çalışırım. Benim için olmazsa olmazım nemlendiricilerim olabilir.
Çok yakında yeni projen “Veda Mektubu” yayına giriyor, heyecanlı mısın?
Çok tatlı bir ekiple çok güzel bir işe başlıyoruz. Heyecanımız çok taze. Ekiple çok iyi anlaştığımızı düşünüyorum, bunun da ekrana yansıyacağına eminim. Çok farklı ve alışılmadık bir karakterle seyircilerin karşısına geçeceğim. Seyircilerimiz beğenecekler mi ve nasıl bulucaklar diye heyecanla bekliyorum.
