“Eyvah nefes alamıyorum”, “sanki ciğerlerime yeteri kadar hava girmiyor” gibi… Aşırı efor sarf ettiğinizde ya da ani hava değişimleri gibi çevresel etkenler nedeniyle nefes almakta güçlük çekmeniz olağan bir durum. Ancak, nefes darlığınız aniden başlıyor ve uzun sürüyorsa, o zaman ciddiye almanızda yarar var.
| |
| |
Vücut alarm veriyor!
Pek çoğumuz nefes almakta güçlük çekmeyi önemsemiyoruz. Oysa nefes darlığı basit bir nedenden kaynaklanabileceği gibi, ciddi hastalıkların belirtisi de olabiliyor. Örneğin nefes darlığı; kalp hastalıkları, bronşit, anemi, tiroid bezinin, büyümesi, akciğer hastalıkları, zatürree ve astımdan kaynaklanabiliyor. Ayrıca altında psikiyatrik sorunlar da yatabiliyor. "Nefesim kesildi", "Boğuluyorum sandım", "Derin bir nefes aldım…" Bunlar aslında duygularımızı ifade etmek için kullandığımız sözleri oluşturuyor. Yoğun sıkıntı, heyecan ve kaygı duyduğumuz zamanlarda daha hızlı ve yüzeysel nefes alıyoruz. Örneğin heyecanlanınca nefesimiz hızlanıyor, sınav kapısında karnımız ağrıyor, aşık olunca da kalbimiz daha hızlı çarpıyor. Yani, bedenimizle duygularımız birbiriyle bağlantı halinde oluyor. Nefes ritmimiz ile duygu durumumuz arasında ciddi ilişkiler mevcut. Nefes darlığı aynı zamanda psikiyatrik bir hastalığın belirtisi olarak da gelişebiliyor.