New York Presbyterian Hastanesi uzmanlarından Doç. Dr. Özgen Doğan, dünyanın önde gelen kardiyolaglarından. Hayata olumlu bakmayı öğütlüyor ama diğer yandan da bir miktar stresin hayatın tuzu biberi olduğunu vurguluyor. ‘Hayat bize bahşedilmiş harika bir yolculuk’ diyen Doğan, kendi yaşamından örneklerle kalp sağlığımızı nasıl koruyabileceğimizi anlatıyor… 
Türkiye’nin gurur duyduğu isimlerden o. Çalışmalarını Columbia Üniversitesi New York Presbyterian Hastanesi’nde sürdüren kardiyolog Doç. Dr. Özgen Doğan ‘ünlülerin doktoru’ olarak da biliniyor. Hastaları arasında yer alan eski ABD Başkanı Bill Clinton da geçirdiği kalp ameliyatının ardından Doğan’ın önerileriyle sağlığına kavuşmuştu. Formsante’nin de bilimkurulu uzmanlarından olan Doç Dr. Özgen Doğan, geçtiğimiz günlerde bir konferansa katılmak üzere Türkiye’deydi. Kalp sağlığının ekonomik yollarla korunabileceğini her fırsatta vurgulayan Doç. Dr. Özgen Doğan’la bu kez farklı bir röportaj yaptık. Hem kalp sağlığı ile ilgili yeni bilgiler edindik hem de kendisinin bir uzman olarak gündelik hayatında neler yaptığını sorduk. Eşi ve 3 çocuğuyla New york’ta yaşayan Doç. Dr. Özgen Doğan, nasıl besleniyor, nelere dikkat ediyor, hangi sporu yapıyor, bir doktor olarak gizli formülleri var mı? İşte noktasına dokunmadan Doç. Dr. Özgen doğan röportajı…
Hastalarınızı kalp damar hastalıklarına karşı uyarırken, pek çok şey salık veriyorsunuz. Ya siz, kendiniz için neler yapıyorsunuz?
Kalp krizinden korunmak için toplam kolesterol düzeyinin 200’ün, kötü kolesterolün 100’ün, trigliserid düzeyinin 150’nin altında, iyi kolesterolün ise 40’ın üzerinde olması gerekiyor. Bunun de en etkili yola, sağlıklı beslenmek ve egzersiz yapmak. Ben de mümkün olduğu kadar işlenmemiş besinleri ve içecekleri tercih ediyorum. Akdeniz diyeti, kalp hastalıklarında ölümü azalttığı belirtilen tek diyet tipi. Ben de Akdeniz diyetiyle beslenmeye dikkat ediyorum. Kolesterol değerimin yükselmemesi için liften besinler tüketmeye özen gösteriyorum.
Çayın da kalp sağlığı üzerinde etkili olduğunu belirtmiştiniz.
Evet, bu nedenle bol bol çay içmeye de özen gösteriyorum. Yeşil ya da siyah hiç fark etmiyor, çayın kalp sağlığımız üzerinde çok yararı var. Çay, kötü kolesterol seviyesini düşürebiliyor. Ayrıca yapılan çalışmalarda, damarın fonksiyonlarını geri getirebildiği görülmüş. Bir de geç saatlerde yemek yememeye özen gösteriyorum. Amerika’da zaten genellikle saat 18.30 civarında yemek yeniliyor.
Uyguladığınız özel bir kür var mı?
Omega 3 yağ asidi takviyesinden yararlanıyorum. Yapılan araştırmalara göre, bu yağ asidi hem trigliseridi düşürüyor, hem de kanı sulandırıcı etki yapıyor. Balık, keten tohumu, ceviz ve semizotu gibi besinler omega 3 yağ asidinden zenginler. Bu nedenle yüksek risk grubunda olan kişilere her gün düzenli omega 3 almalarını öneriyorum. Bunun dışında herhangi bir vitamin kullanmıyorum. Çünkü, vitaminlerin kalp sağlığına faydası hiçbir zaman gösterilmedi.
Röportajın devamı bu ayki Formsante dergisinde…
